Haziran’ın ortasında, emperyalist politikalar derinleşti ve “Avrupa Muhafızı” diye adlandırılan büyük ölçekli bir NATO operasyon ağı hayata geçirildi. Salgından dolayı bu hamle geç meydana geldi ve planlamalarda çeşitli değişiklikler yapıldı. Bu süreç boyunca halkların güvenliği ve salgından korunması tabii ki söz konusu edilmedi. Tam tersine, dünyanın birçok ülkesinde halklar salgın boyunca ölümle, açlıkla ve enfeksiyon tehlikesiyle boğuşurken NATO emperyalistleri operasyonlarını yoğunlaştırdı. Bu durum küresel ölçekli bir çelişkinin ifadesidir: Güncel krizi derinleştiren emperyalistlerin kendi arasındaki çelişki.
Salgının dünyanın bazı yerlerinde etkisini azaltmasıyla birlikte, NATO askeri operasyonlarının ölçeğini arttırdı. Yakın zamanda NATO, Baltık denizinde “Baltops” isimli bir askeri tatbikat yaptı. 1972’den beri düzenli olarak sürdürülen, “Baltık devletlerinde savaşa hazırlık” kapsamında tatbikatlar yapılmakta. Bu seferki tatbikat 7-16 Haziran arasında, 19 ülkeden 3 bin askerin katılımı ve 29 gemi ile uçakla yapıldı.
Polonya’da konuşlanan binlerce NATO askeri zaten Haziran’ın başından beri askeri tatbikatlar yapmakta. 5-19 Haziran arası 4 bini amerikan toplamda 6 bin asker “Allied Spirit” (Müttefik Ruhu) isimli bir askeri operasyona katıldı. Bu tatbikat da büyük ölçekli ve Baltık ülkeleri, Balkanlar ve Karadeniz bölgesini kapsayan “Europe Defender 20” (Avrupa Muhafızı 20) hamlesinin bir parçası niteliğinde. Avrupa Muhafızı 20’nin esas amacı, Doğu Avrupa ve Kuzey Avrupa NATO kuvvetlerinin hızlı bir şekilde kurulabilmesini göstermek. Yine başka bir askeri operasyon, salgının sonlanması beklenmeden hayata geçirildi: Barents denizinde yapılan Amerikan-İngiliz deniz tatbikatı. Rusya’nın kuzeyi ve Norveç arasındaki bu bölge Rus emperyalizmi için büyük bir önem teşkil ediyor. Bu tatbikatla birlikte 1980’den beri ilk defa böylesi bir askeri operasyon bu bölgede hayata geçirilmiş oldu. Doğal olarak yetkililerin, bu tatbikatı Rusya’ya karşı yapmadıklarını ya da bir savaş provasının içinde olmadıklarını defalarca kez belirtmesi şaşırtıcı değil. Fakat çok açık ki bu operasyonun provokatif bir niteliği var ve yöneticilerin de ifade ettiği gibi operasyonun “demirden” bir Batılı koalisyonun varlığını gösterme amacı var.
Batılı emperyalistlerin ve özelde de ABD ile Almanya’nın bu güç gösterisi, yeni bir emperyalist savaşa hazırlanmaktan başka bir şey ifade etmiyor. Projelerden, tatbikatlardan ya da halkların güvenliğinden de söz edebilmek mümkün değil. Bu yüzden birçok ülke “olağanüstü hal” halindeyken bu operasyonlar yapıldı. Örneğin “Avrupa Muhafızı 20″nin materyallerinin yüzde 90’ı bu koşullara rağmen hedefine ulaşabildi. Buna 6 bin amerikan askeri ve 9 bin askeri araç dahil. Amerikan birliklerinin ve materyallerin maliyeti 340 milyon dolar tutarında. ABD’de isyanlar ve ayaklanmalar artmaya başlarken ABD, dünyanın emperyalist efendisi rolünü sürdürebilmek için emperyalist politikalarına hız kesmeden devam ediyor.
Lojistiğiyle, askeri birlikleri ve askeri materyalleriyle Avrupa Muhafızı 20’ye yoğun şekilde katılan Almanya için de durum farklı değil. Eskiden Almanya NATO’nun bu tarz tatbikatlarına, ekonomik giderlerinden ve ödenecek diğer bedellerden kaynaklı karşı çıkıyordu. Örneğin 1988’de NATO’nun “Bahar Operasyonu”nda 361 trafik kazası yaşandı, 35 kişi ağır yaralandı ve 6 kişi hayatını kaybetti. Bugün son 25 yılın en büyük askeri tatbikatına karşı Almanya’da protestolar düzenleniyor. Geçmişte Avusturya’da NATO birliklerinin Avusturya üzerinden geçişine karşı protestolar düzenlenmişti. Geçen yaz “Swift Respinse” isimli Bulgaristan, Hırvatistan ve Romanya’yı ilgilendiren bir NATO tatbikatı sırasında Avusturya’dan 500 asker ve 243 askeri araç geçmişti.
NATO’nun şu sıralar yaptığı tatbikatlar son 25 yılın en büyük askeri hareketliliği niteliğinde. Bu hareketlerin yükünün halkların ve işçi sınıfının ödemesinin yanı sıra, bir emperyalist savaşa yapılan yeni yatırımlardan ve hazırlıklardan bahsetmek de mümkün. Bu tatbikatlar emperyalistler arası savaşlar için silahlanma, hazırlanma ve militarizasyon anlamı taşırken, emperyalistlerin arka bahçesi “sakin” ülkelerin kendi aralarındaki çatışmaları da körüklüyor.