İSTANBUL- Munzur Çevre Derneği (MÇD) “Halk Dayanışmasını Büyütelim” çağrısıyla bir araya geldi.
Depremde hayatını kaybedenleri anmak ve dayanışmayı büyütmek için Munzur Çevre Derneği’nde panel gerçekleştirildi. Panel, depremde hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
Pınar Aydınlar sunumuna başlamadan önce deprem bölgesine ilk gidenin devrimciler olduğunu vurguladı. Depremin olduğu ilk günden bu yana ortaya çıkan dayanışmanın bugün örgütlenme üzerinde inşa edilmesi gerektiğini vurguladı. Dayanışmanın deprem bölgelerinde ne kadar önemli olduğunu belirterek, “Halkımızın yardımına koşan, dayanışmasına koşan yine ilk önce devrimciler oldu. Onlara çok teşekkür ediyorum.” dedi.
Ayrıca Avrupa’dan gelen yardımlar ve dayanışmalar için de teşekkür dilekleri sunuldu.
MÇD Başkanvekili Hatun Esen, depremin etkisinin hem doğaya hem de insanlığa büyük zararlar verdiğini belirtti. Sistemin kâr hırsı uğruna emekçileri, yoksulları sömürdüğünü belirterek, bu düzene karşı tek çözümün örgütlenmek olduğunu vurguladı.
“Orada devlet yoktu”
Deprem bölgesinde giden MÇD üyeleri yaşadıklarını ve deneyimlerini anlattı. Adıyaman bölgesine giden bir MÇD üyesi, Adıyaman’da devletin olmadığını ve halkın yalnız bırakıldığını anlattı. Ayrıca depremin şehir merkezlerinden uzak olan köylerde de büyük yıkımların olduğunu belirtti. Dayanışma için gittikleri bir köyde 50 hanelik bir köyün 41’inin yıkıldığını anlattı. Son olarak halkın dayanışmasının ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Kitlelerin bir araya geldiğinde ne kadar örgütlü ve güçlü olduğunu belirtti.
“Devlet göçük altında”
Maraş bölgesine giden başka bir MÇD üyesi rant ve kâr hırsı uğruna zayıf yapılaşma ve dağınık kentleşme sonucu tahribatın boyutunun arttığını vurguladı. Elbistan bölgesinde dayanışmaya giden MÇD üyesi, bölgedeki yıkımın fazla olduğunu belirtti. Ayrıca demokratik kitle örgütlerinin dayanışmada bulunmasının ne kadar önemli bir rol oynadığını anlattı. Ayrıca deprem bölgesinde halkın kendi imkânlarıyla örgütlendiğini aktardı. Devletin oradaki geç gelen varlığının ayrıca provokasyon amacıyla olduğunu vurguladı. Yine halk dayanışmasının bir noktada önemli olduğu ama esas olanın “halka yardım götürmeyen bu devletten hesap sorma” bilincinin örgütlenmesi gerektiğini vurguladı.
Ovacık Köy Dernekleri Komitesi’nden Ziyaret Dernek Başkanı Erol Güngören konuşma gerçekleştirdi. Depremin Dersim’in Ovacık bölgesinde de risk oluşturduğunu belirtti. Devletin inşaatını yaptığı TOKİ konutlarının risk oluşturduğunu belirtti. MÇD ile dayanışmayı büyüteceğini belirtti.
Sanatçı Vedat Baran Adana’da yaşanan depremde yaşadıklarını anlattı. Depremde üç yakınını kaybeden Baran, “Ölüler üzerinden zenginler ve fakirlerin nasıl ayrıştırıldığını gördüm. Yine inançlar olarak da hep ayrıştırıldı. Ne AFAD vardı ne başka bir şey. İnsanların çığlıkları hâlâ kulaklarımda.” diyerek yaşananları anlattı. İnsanların ayrıştırıldığını, ötekileştirildiğine vurgu yaparak örgütlenmenin ve halkın dayanışmasının ne kadar önemli olduğu belirtti.
DERSİM COĞRAFYASINA DÖNÜK SALDIRILAR
Kırmızıdağ Çevre Platformu adına yapılan konuşmada Sütlüce’de yapılmak istenen katı atık tesisinin Dersim coğrafyasına büyük zarar vereceği aktarıldı. Sadece doğanın değil, yaşam alanlarının ve tarihi yapılarının tesisten ciddi bir şekilde etkileneceği belirtildi. Tesisin yapılması halinde kokunun ve etkisinin bütün şehri kapsayacağını ve göçlerin yaşanacağı tehlikesinin de bulunduğu aktarıldı.
MÇD Dersim Temsilcisi Özkan Arslan konuşmacı olarak yer aldı. Arslan, Dersim coğrafyasında halkın sürgünlere ve zorunlu göçlere mecbur bırakıldığını vurguladı. Arslan, “Ne kadar sürgün edilsekte Dersim halkı orayı yeniden gelip inşa edecektir.” diyerek Dersim coğrafyasını sahiplenmeye ve saldırılara karşı deneyimleriyle birlikte mücadele edeceğini belirtti.
Arslan, Dersim’de yalnız Sütlüce projesi değil maden sahalarının, yapay göletlerin, orman yangınlarının, avcılığın, taş ve kum ocakları gibi birçok sorunun olduğunu aktardı.
Arslan, çevre mücadelelerinin değerli olduğunu fakat bu sistem içerisinde kısmi kazanımların elde edilebileceğini vurguladı. Bu yüzden tüm sorunların bu sistem ile ilişkili olduğu gibi çevre sorunlarının çözümünün de bu sömürü düzenin ortadan kalkmasıyla mümkün olacağını belirtti.
Geyiksuyu Çevre Köy Dernekleri, Sanatçı Vedat Baran, Halk Sanatçısı Pınar Aydınlar, Kırmızıdağ Çevre Platformu panele katılım sağladılar.