HABER MERKEZİ- Mazot ve gübre fiyatlarına gelen zamlar sonrası çiftçini borç yükü giderek artıyor. Birçok çiftçi borç altında ya traktörü hacizli ya arazisi ipotekli. Ziraat Mühendisleri Odası’ndan (ZMO) alınan bilgiye göre, son 10 yılda çiftçinin ekmekten vazgeçtiği alan miktarı 4,2 milyon hektara ulaştı. Çekilen çiftçi bir daha geri dönmüyor. Çiftçilerin bankalara 192, tarım kredi kooperatiflerine 13, tüccar başta olmak üzere özel sektöre de 50 milyar TL olmak üzeri toplam 255 milyar TL borcu var. Ayrıca son bir yılda kısa vadeli borçlar yüzde 58 arttı. Bu da çiftçinin borcunu ancak yeni borçla kapattığını gösteriyor.
‘TÜRKİYE’DEKİ TOPLAM ÇİFTÇİ SAYISINDA BELİRSİZLİK VAR’
Cumhuriyet’te yer alan habere göre güvenceli çiftçi sayısı bir yılda yüzde 13,2 azaldı. Türkiye’deki toplam çiftçi sayısında da belirsizlik var. Ziraat odalarına kayıtlı 4,5-5 milyon civarında çiftçi bulunuyor. Bunun sadece 495 bini primini ödeyebiliyor. Desteklerden yararlanabilmek için çiftçi kayıt sisteminde olmak gerekiyor. Yararlanabilen çiftçi sayısı ise 2 milyon civarında. Bu da geriye kalan 2,5 milyon çiftçinin destek alamadığını ortaya koyuyor. Köyler büyükşehir yasası ile mahalleye dönüştürüldü. Buralarda ne kadar çiftçi olduğu bile tam olarak bilinmiyor. En fazla kadın istihdamı tarımda. Ancak onlar da büyük oranda ücretsiz işçi olarak çalıştırılıyor. Kayıt dışı istihdam çok yaygın. Kadın ve çocuk emeği sömürülüyor. Mevsimlik tarım işçileri çok zor şartlar altında, düşük ücretlerle çalıştırılıyor.
‘ÇİFTÇİNİN ARAÇLARI, ÖDENEMEYEN BORÇLARI YÜZÜNDEN HACZEDİLİYOR’
Çiftçi taban fiyatların gerçek maliyetler üzerine yüzde 20 kâr payı ile açıklanmasını istiyor. Ancak bu hiç gerçekleşmiyor. Örneğin ekmeklik buğdayda alım fiyatı ton başına 2 bin 250 TL olarak açıklandı. Oysa şu anda yurtdışından 6 bin 300 liraya buğday alınıyor. Çiftçi alım garantisi de talep ediyor. Tarım Yasası’na göre tarımsal destekleme için bütçeden ayrılacak kaynağın gayrisafi milli hasılanın en az yüzde 1’i düzeyinde olması gerekiyor. Ancak bu da hiçbir zaman gerçekleşmedi. Çiftçinin araçları, ödenemeyen borçları yüzünden haczediliyor. Gübre ve toprak geliştiricilerde yıllık fiyat artışı TÜİK verilerine göre yüzde 153,34, enerji fiyatlarında yüzde 101,14 oldu. Türkiye Ziraatçılar Derneği’nin verilerine göre, tarımsal üretim fiyatları (Tarımsal ÜFE) yıllık bazda lifli bitkilerde yüzde 196,22, sebze meyvede yüzde 112,15, tahıllar, baklagiller ve yağlı tohumlarda yüzde 92 oranında arttı. Buna karşın çiftçinin eline geçen para ise düştü. Geçen yıl bir dekar buğdayın maliyeti 867 TL iken bugün bu rakam 2 bin 382 TL’ye çıktı.
‘2021, ÇİFTÇİ İNTİHARLARININ YAŞANDIĞI BİR YIL OLDU’
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Önceki yıllarda çiftçiler bu özel günlerini buruk kutluyor demiştik. Ancak şimdi ekonomik kriz, yükselen fiyatlar, girdi maliyetleri, savaşın etkisi, taban fiyat açıklanmaması gibi nedenlerle çiftçi önünü göremiyor. Artık buruk kutlama değil de çiftçi ne olacağını endişe ile bekler halde” dedi.
Suiçmez, desteklerin yetersiz kaldığını, sonradan ödendiğini, tarımsal girdi maliyetlerinin de yüksek olduğunu söyledi.
Suiçmez, çiftçinin borcunu borçla döndürdüğüne dikkat çekerek “2021, çiftçi intiharlarının yaşandığı bir yıl oldu. Çiftçinin kâr ederek üretmesi sağlanmalı” diye konuştu.
‘VERDİKLERİ ZARARI TELAFİ ETMEK ARTIK ÇOK ZOR’
Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, bir zamanlar kendine yeterli olmakla övünen Türkiye’nin artık birkaç ürün dışında tüm ürünlerde ithalata bağımlı olduğunu belirtti. Demirtaş, “Çiftçiyi ‘asalak’ olarak gören, devletin yıllar boyu geliştirdiği tarımsal işletmeleri yok pahasına satan neo liberal siyasetçiler ve ‘ekonomist’ geçinen akıl hocaları gelinen noktada seslerini kesmek zorunda kaldılar. Ancak 1980’li yıllardan bu yana verdikleri zararı telafi etmek artık çok zor” dedi. (İleri Haber)