İSTANBUL- Yeni Demokrat Kadın (YDK), Avcılar Eğitim-Sen’de iş yerlerinde yaşanan şiddet biçimleri üzerine atölye çalışması gerçekleştirdi. Atölyeye katılanlar kura yoluyla gruplar oluşturarak “Sizce bu şiddet midir?” başlığı altındaki durumları incelediler. Katılımcıların fikirlerini paylaştıkları atölyede şiddet somut örnekleriyle tartışıldı.
YDK’nın 25 Kasım çalışmaları kapsamında sürdürdüğü çalışmaların devamı olarak, Avcılar Eğitim-Sen’de “İş yerinde yaşanan şiddet biçimleri” başlıklı atölye çalışması düzenledi. Erkek işçilerin de katıldığı etkinlikte, “Erkeklerin de cinsiyet sorunun bir parçası olduğu, kadınların inisiyatifinde erkeklerin de kadın sorununun bir parçası olarak bilinçlenmesi gerektiği” ifade edildi.
Salona, “Şiddeti üretenler, şiddeti yok edemez”, “Cinsel, ulusal, sınıfsal sömürüye son” yazılı ozalitler asıldı. Etkinlik katledilen kadınlar ve iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçiler için yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
SORULAR HAZIRLANDI
Atölyede katılımcılar kura yoluyla gruplar oluşturdu. Her gruba bir renk verildi. Daha sonra “Sizce bu şiddet midir?” başlıklı formlar masalara dağıtıldı. Bütün katılımcılar, bulundukları masada “Tükürmek”, “İmada bulunmak”, “İlk kez tanıştığın birine arkadaşlık teklif etmek”, “Cinsel imada bulunmak”, “Arkasından konuşmak”, “Çelme takmak”, “İçerisinde Temel, Dursun ve Fadime’nin geçtiği hikayeler anlatmak” gibi çok çeşitli durumların şiddet olup olmadığını tartıştı.
Her masanın formlarını doldurmasının ardından, grup sözcüleri “Neden şiddettir ya da neden şiddet değildir?” sorusunu sırasıyla yanıtladı. Bu noktada her katılımcıya söz hakkı tanındı. Şiddet uyguladığını bilmeyen bir kişi de şiddet uygulamış sayılır mı? Ya da şiddete maruz kaldığını bilmeyen bir kişi şiddete maruz kalmış mıdır? gibi sorularla derinlikli tartışmalar yürütüldü.
Şiddetin bir toplumsal olgu olduğu, kişiler bazı durumlarda farkında olmasa da şiddetin var olduğu üzerinde duruldu. Şiddetin özellikle kadınlara farklı biçimlerde uygulandığı, kadınların hangi durumlarda neler hissettiklerini açıklamasıyla sorular netliğe kavuştu. Örneğin “Bir kişinin arkasından türkü söylemek” fiili erkek katılımcılardan bazılarına normal bir olgu gibi gelirken, kadınlar bu fiilin kendilerinde yarattığı olumsuz duyguları aktararak bu durumun şiddet olduğunu ortaya çıkardı.
ŞİDDETİ EZİLEN SINIFLAR ÜZERİNDEN TARTIŞMAK
Katılımcılar, şiddetin tanımlanabilir olduğu zaman örgütlenmenin de zemini olacağı konusunda netleşti. Şiddeti tartışırken bunun bir sınıfı, yani işçileri ezmenin aracı olduğu vurgulandı. Ezilen sınıflarda yani, kadınlarda, Kürtlerde, Alevilerde bunun ayrımcılığın, ötekileştirmenin ve baskı altına almanın bir aracı olarak kullanıldığı ifade edildi.
İŞÇİLERLE YÜRÜTÜLEN TARTIŞMALARDAN ORTAYA ÇIKTI
Atölye hakkında yapılan konuşmada, “Hayatımızda giderek derinleşen krizin, yoksulluğun, işsizliğin, emek sömürüsünün ve kadına yönelik her türlü şiddetin iş yerlerinde ve her alanda giderek büyüdüğünü görüyoruz. Her gün çalıştığımız alanlarda, sokakta, evde kısacası dört bir yandan şiddetin tüm biçimleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Büyüyen bu sorunlara karşı seyirci kalmamak, bu şiddet biçimlerine karşı farkındalık yaratmak, mücadele etmek ve örgütlenmek adına atölye çalışma yapmaktayız” ifadeleri yer aldı.
ŞİDDETİN BİÇİMLERİNE AÇIKLIK GETİRMEK
Atölyenin kapanış kısmında programı yöneten YDK’lılar, sistemin işçi, emekçi ve her alandan kadınların sistematik ya da değil maruz kalınan bu şiddet biçimlerine açıklık getirerek, daha bilinçli ve daha örgütlü bir yaşamda şiddetle mücadele etmenin önemine vurgu yaptı.
Etkinlik Grup İsyan Ateşi’nin ezgileriyle sonlandı.