Yüksekova’da dün gözaltına alınan gençler çırılçıplak soyularak darp edildi, üzerlerine soğuk su döküldü. Bir kişinin kolunun kırıldığı işkence raporlara yansıdı.
Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde dün sabah saatlerinde birçok eve eş zamanlı baskın düzenlendi. Gözaltına alınan 10 kişi, özel harekât polislerinden dakikalarca şiddet gördü. Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde tutulan gençlerden Vedat Özeken’in polisler tarafından çırılçıplak soyularak darp edildiği, Barış Özçük’ün de yine tüm kıyafetleri çıkarılarak üzerine soğuk su dökülmek suretiyle işkenceye maruz kaldığı öğrenildi.
Gözaltına alınan gençlerin maruz kaldıkları darp, cebir ve kötü muamele alınan sağlık raporlarında yer aldı. Barış Özçük’ün darp raporunda göğüs, sırt, sol omuzunda; Vedat Özeken’in raporunda ise sırtında çok sayıda darp izi olduğu tespit edildi.
Gençlerin aileleri, gözleriyle tanık oldukları polis şiddetini anlattı.
“OĞLUMUN KOLUNU KIRDILAR”
Darp edilerek gözaltına alınan Vedat Özeken’in babası İrfan Özeken, polislerin şafak vaktinde eve baskın düzenlediğini, açmaya gidene kadar kapıları ve camların balyozlarla kırıldığını söyledi. Polislerin içeri girer girmez aile bireylerinin tamamını sırt üstü yere yatırdığını ifade eden Özeken, o anları şöyle anlattı: “Oğlum Vedat’ı gördükleri gibi kolunu ters çevirerek yere yatırıp kolunu kırdılar. Gözlerimizin önünde üst kattan aşağıya kadar darp ederek çıplak bir şekilde getirdiler. Oğlum çığlıklar içerisinde onun imdadına yetişmemiz için bize çağrıda bulunmasına rağmen, polisler yaklaşmamıza dahi izin vermediler. Ben, ikinci kez oğlumun imdadına gitmeye kalkıştığımda beni tekrar yere yatırarak plastik kelepçeyle ellerimi arkadan bağladılar. Saatlerce keyfi bir şekilde evde arama yapıp her yeri dağıttıktan sonra gittiler.”
ELBİSELERİNİ ÇIKARIP DÖVDÜLER
Oğlu Vedat’ın polisler tarafından çıplak bir şekilde, ayakkabı giymesine dahi izin verilmeden yalın ayaklarla dövüle dövüle panzere götürüldüğünü kaydeden Özeken, tepkisini “Üzerindeki iç çamaşırlarıyla çıplak bir şekilde panzere bindirdiler. Bu soğuk havada çıplak edip dakikalarca dövdüler. Uzun uğraşlarımız sonrası tam emniyete götürülecekken defalarca yalvardıktan sonra elbiselerini aldılar. Hastane raporlarını aldık. Oğlumun kolunun kırıldığını öğrendik. Ben ve annesinin gözü önünde darp edip kolunu kırdılar. Yapılanları kınıyoruz ne adalet kalmış ne de hukuk. Polisler kadınları iç çamaşırlarıyla yere yatırıp ayakkabılarıyla üzerine çıkmışlardı. Bu yaşatılanlar asla kabul edilemez. Yeter artık, öldüreceklerse öldürsünler. Daha fazla bu muamelelere maruz kalmak istemiyoruz. Ya öldürsünler ya da yakamızı bıraksınlar” sözleriyle dile getirdi.
Barış Özçük’ün annesi Saliya Özçük ise baskın esnasında evlerinin elektriğinin kesildiğini ve kapılarının fünye ile patlatılarak içeriye girildiğini dile getirdi.
ÜZERİNE SOĞUK SU DÖKÜLDÜ
Oğlunun o esnada evin salonunda uyuduğunu anlatan Özçük, “Neye uğradığımızı şaşırdık. Polisler eve gelir gelmez direkt, beni ve babasını başka bir odaya aldılar. 3-4 polis oğlumun sırtının üzerine çıkarak ters kelepçe yapıp darp ettiler. Daha sonra oğlumu çırılçıplak edip banyodan soğuk su getirip üzerine döküp dövüyorlardı. Oğlum çığlıklar içerisinde kalmasına rağmen soğuk havada soğuk su döküp darp ediyorlardı. Ben kalp hastasıyım, polislerin attığı tekmeyle yere fırladım. Silah dipçiğiyle defalarca eşimin sırtına vurdular. Salonda yere uzatılan oğlumu her geçen polis tekmeliyordu. Tüm vücudu yara bere içerisinde kalmıştı.” dedi.
“YÜRÜME ENGELİ OLAN KIZIMA ATEŞ AÇILDI”
Agit Koca’nın babası Nasrullah Koca da baskın esnasında polislerin kapılarını fünye bağlayıp patlattığını söyledi. Koca, yaşananları şöyle anlattı: “Aşağıya indiğimizde binanın giriş kapısı ve ilk dairenin kapısı kırılmıştı. Patlama sonrası içerisi sisle doldu. İçeriye giren polisler direkt bize saldırarak, silah dipçiği ve yumruklarla darp ettiler. Yürüme engeli olan kızım aşağıya indiğinde ayağının dibine silahla mermi sıkıldı. Az kala hepimizi öldürüyorlardı. Ne kapı kaldı ne cam kaldı. Tüm çocuklarımı ve beni darp ettiler. Oğlumu çok darp ettiler. Gelinim hamiledir, Allah korusun ya başına bir şey gelseydi çocuğuna bir şey olsaydı kim verecekti bu hesabı.”
Koca, ‘Bu yaptıklarınızı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bildireceğim’ dediğinde ise, yüzü maskeli polislerin kendisine ‘Git kime söylüyorsan söyle. İstediğini yapabilirsin istersen git Erdoğan’ın babasına söyle. Kimseyi takmıyoruz’ yanıtı verdiğini aktardı.
HERKESE SALDIRDILAR
Giyinmelerine ve kapıyı açmalarına fırsat verilmeden evlerinin kapısını kıran polislerin içeriye hücum ettiğini söyleyen Bahtiyar Bor’un annesi Hasret Bor da yaşadıklarını “Polisler içeri girer girmez direkt oğlumun nerede olduğunu sordular. Bahtiyar’ın odasına girerek, yataktan çıkarıp odanın ortasında ters kelepçe takıldı ve dakikalarca darp edildi. Oğlumun odada ne kadar ve nasıl darp edildiğini bilmiyorum ama tek gördüğüm bir ara iki kişinin oğlumun sırtının üzerine çıkarak tepindiğini gördüm. Kimsenin odaya girmesine izin vermiyorlardı. Bana, babasına, kardeşine herkese saldırıyorlardı.” sözleriyle anlattı.
BİLGİ ALMAK İSTERKEN GÖZALTINA ALINDI
Bahtiyar Bor’un kuzeni Serhat Aşkan ise kuzeninin durumunu öğrenmek için emniyete gittiğinde polisler tarafından yaka paça gözaltına alındı.
Oğlunun neden gözaltına alındığını bilmediklerini söyleyen anne Asya Aşkan, “Şu an ne durumda olduğunu dahi bilmiyorum.” dedi.