HABER MERKEZİ – Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı tehditlerine ilişkin konuşan YPG Sözcüsü Nuri Mehmud, “Efrîn, Serêkaniyê savaşları gibi olmayacaktır. Güçlerimiz bu kez de her türlü saldırıya karşı büyük bir ısrarla savunmasını yapacaktır” dedi.
Halk Savunma Birlikleri (Yekîneyên Parastina Gel-YPG) Sözcüsü Nuri Mehmûd, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik olası yeni saldırıları ihtimallerini, Ekim 2019’daki ateşkes anlaşmalarını, garantör ülkelerin ihlallere bakışını, Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Fırat Haber Ajansı’na (ANF) konuşan Nuri Mehmud, Türkiye’nin saldırılarla ne ulusal ne de uluslararası kanunlara uyduğunu söyledi. “Devrim sürecinde DAİŞ’i coğrafik olarak bitirdik” diyen Nuri Mehmud Uluslararası Koalisyon ile birlikte DAİŞ’in gizli hücrelerine ve zihniyete karşı büyük mücadele yürüttüklerini söyledi. Hol Kampı’nda sorunun çözümü ve cezaevlerinde bulunan tutuklu DAİŞ’lileri kontrol altında alınması için büyük çaba gösterdiklerini belirten Nuri Mehmud, dünyaya nasıl terörle mücadele edileceğini gösterdiklerini söyledi.
SURİYE’DE İSTİKRARIN SAĞLANMASI
Suriye’de istikrarın sağlanması için yoğun çaba içerisinde olduklarını anlatan Nuri Mehmud, “Suriye’nin tamamında çözüm amaçlı Özerk Yönetim çalışıyor; bu konuda zaman zaman Rusya ile görüşmeler yapılıyor. Ancak şu ana kadar da istenen sonuç ortaya çıkmış değil. DAİŞ terörünü tamamen bitirmek isterken, Suriye’de istikrarı oluşturmaya çalışırken Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve partisi hiçbir temeli olmayan iddialarla yeni saldırılar yapmaya çalışıyor. Kazanımlar ve çabaların sonuç almaması için bunlar yapılıyor. Efrîn’e, Serêkaniyê ve Girê Spî’ye dönük saldırıların olduğu süreçlerde de Hecîn, Baxoz ve Dêrazor’da DAİŞ’i canlandırma çabalarında yer aldılar. Bu çabalar DAİŞ’in ömrünü uzattı” diye konuştu.
6 AYDA 306 SALDIRI
“Erdoğan ile Hulusi Akar, bizim bölgemizden doğru kendilerine yönelik saldırılar olduğunu iddia ediyor. Tüm bunlar yalandır” diyen Nuri Mehmud, son 6 ayda Türkiye tarafından Eyn Îsa, Girê Spî, Til Temir, Zirgan ve daha birçok bölgeye yönelik en az 306 top, havan, obüs ve uçak saldırısının olduğunu söyledi. Nuri Mehmud, “Türk devleti ile işgal altındaki bölgelerde bulunan DAİŞ, El Kaide, El Nusra ve Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) gibi çeteler tarafından karadan 16 saldırı yapıldı; hepsi de başarısız oldu. Son 6 aylık saldırılarda 8 kişi (4 çocuk, 3 kadın, 1 erkek) yaralandı. Yüzlerce aile göç etmek zorunda kaldı. Eylül ayında ise 194 saldırı yapıldı, 5 kişi yaşamını yitirdi, 6 sivil de yaralandı. Yaşananlarla Türk Cumhurbaşkanı ve bakanının iddia ettikleri birbirinden uzaktır. Türk devleti tarafından bölgemize dönük saldırılar sürüyor” diye konuştu.
TÜRKİYE KURALLARA UYMUYOR
Ateşkes koşullarına göre hareket ettiklerini ancak DAİŞ-El Kaide kalıntısı grupların uymadığını dile getiren Nuri Mehmud, saldırıları Rusya ve ABD’nin gözü önünde yaptıklarını söyledi. Nuri Mehmud, “Şovenizmi ve cihadı öne çıkaran Tayyip Erdoğan ya da AKP-MHP hükümeti ne Türkiye’nin kanunlarına uyuyor ne uluslararası kanunlara ne de NATO ittifakına uyuyor. Uluslararası Koalisyon kanunlarına da uymayarak, tüm kanunları çiğniyor” dedi.
‘ELLERİNDE SAVAŞ DIŞINDA BİR ŞEY YOK’
Erdoğan’ın Osmanlı saltanatını oluşturmak istediğini dile getiren Nuri Mehmud, birçok kez uluslararası kamuoyuna, Türkiye’deki mevcut hükümetin DAİŞ ve Müslüman Kardeşler gibi gruplarla ilişkilerini açıkladıklarını anlattıklarını söyledi. Nuri Mehmud şunları söyledi: “Türkiye’de birçok kampları bulunuyor. Efrîn, İdlib, Ezaz, Bab gibi işgal altındaki kentlerde konumlanıyor. Ebubekir Bağdadî bizzat o bölgede tespit edildi. Türk Cumhurbaşkanı, DAİŞ ve İhvan-ı Müslimin’in bölge haritasını kabul etmeyen, saltanatı için yeni harita dizayn eden ve bölgede güç olmayı hedefleyen çizgisi doğrultusunda hareket ediyor. Umutları kırılmış da olsa, Ortadoğu’daki planları başarısız da olsa, bu sadece Türkiye içerisinde de kalsa, Türkiye içerisinde de büyük karışıklığın ortaya çıktığını görüyoruz. Türk Cumhurbaşkanı ve AKP-MHP, Türkiye’deki durumu savaşla götürüyor. Irak’ta savaşıyor, Ermenistan’da zaman zaman çatışmalar oluyor, Libya’da, Akdeniz’de, Yunanistan ile de karşı karşıya gelmiş durumda. Kıbrıs’ı işgal etmeye çalışıyor. Suriye’de savaş tehditleri savuruyor. Bu hükümetin elinde savaş dışında bir şey kalmadığını görüyoruz.”
‘SAVAŞ KİMSENİN ÇIKARINA DEĞİL’
Nuri Mehmud, “Bu savaş hiçbir tarafın çıkarına olmayacaktır. Ne Türkiye halklarının, ne NATO’nun, ne Uluslararası Koalisyon’un ne de Rusya’nın çıkarına olacaktır. Osmanlı hayalleri ve Erdoğan’ın bin yıl öncesindeki tarzla hüküm sürme ütopyası çerçevesinde böyle savaş hareketliliği var. Büyük başarısızlıkları nedeniyle savaş çabaları içerisindedir. Bu savaşla biraz daha ömrünü uzatmak istiyor. Şüphesiz halkımız ve tüm dünya bunu bilmelidir ki, bu savaş insanlığın hizmetinde değildir. Bu bir terör savaşıdır. Tüm dünya bunun farkındadır. Erdoğan’ın teröre yardımını ve onu konumlandırmasını, Türkiye’yi dünyadaki en tehlikeli teröristlere güvenli bölge yapmasını tüm dünya konuşuyor” dedi. Bölgedeki savaşın sadece Kürt halkı ile Kuzey-Doğu Suriye halk bileşenleri için tehlikeli oluşturmayacağını belirten Nuri Mehmud, tüm terör taraflarına da (DAİŞ-El Kaide-Müslüman Kardeşler) umut vereceğini söyledi.
Nuri Mehmud, “Onlara hücrelerinden çıkmaları yönünde umut verir. DAİŞ ve bölgede bulunan çete gruplarına ait gizli hücre yapılanmalarının tamamı, manevi, lojistik ve stratejik ihtiyaçlarını Türk işgali altındaki bölgelerden alıyor. Kamplara yerleştirmek zorunda kaldığımız DAİŞ’liler ve ailelerinin hepsi Erdoğan’ın yanına gitmek istiyor. Orada yeniden terörist bir devlet kurulması umudu görüyorlar. Bu savaş yapılırsa, yeniden başka bir isim altında DAİŞ terörü ortaya çıkar” dedi.
SERÊKANİYÊ GİBİ OLMAYACAK
“Her zaman olduğu gibi bu duruma karşı da güçlerimiz meşru savunma doğrultusunda hareket edecektir. Efrîn, Serêkaniyê savaşları gibi olmayacaktır. Güçlerimiz bu kez de her türlü saldırıya karşı büyük bir ısrarla savunmasını yapacaktır” diyen Nuri Mehmud, dünyanın bildiği gibi hiçbir zaman kimseye saldırmadıklarını dile getirdi. Nuri Mehmud, “Gücümüze ve halkımıza karşı hangi saldırı olursa, devrimimizin amacını, halkımızın umutlarını kırmaya dönük hangi saldırı olursa, güçlerimiz meşru haklarına dayanarak bu halkı ve toprakları savunacaktır. Demokratik Özerklik ve Kuzey-Doğu Suriye projesi, Suriye’nin tamamı için önemli bir projedir. Bütün Suriye halkları bunda umut görüyor. Cumhurbaşkanı ve partisi, bunu saltanatları önünde engel görüyor ve saldırmak istiyor. Hedefleri tamamıyla bu projeyi yok etmek ve DAİŞ gibi bir terörü başka isimle oluşturmaktır” diye konuştu.