YKP(m-l)’nin Atina’da 40. mücadele yılı etkinliği düzenlendi

AVRUPA- 28 Ocak Cumartesi günü, Yunanistan Komünist Partisi(marksist-leninist) 40. kuruluş yılı etkinliği düzenlendi. Ayrıca 18 Ekim 2022’de ölümsüzleşen YKP(m-l) Genel Sekreteri Andreas Voyatoglou için anma gerçekleştirildi. Açılış konuşmalarının ardından Andreas Voyatoglou için hazırlanan sinevizyon gösterimi yapıldı. Ardından TKP/ML‘nin etkinliğe gönderdiği mesaj okundu.

YKP(m-l)’nin 40. mücadele yılını selamlayan TKP/ML, 40 yıldır YKP(m-l)’nin 40 yıldır “komünizmi savunmanın” ve bunun tarihsel zorunluluğunu güçlü ve sağlam bir iradeyle yerine getirdiğine vurgu yaptı. Mesajının tamamı şöyle:

“Kardeş partimiz KKE(m-l)’in 40. Mücadele yılını coşkuyla selamlıyoruz!

“Son 40 yıl emperyalizmin karşı-devrimci ideolojik-politik saldırılarının en yoğun en etkili yaşandığı bir süreç olmuştur. Stalin ve daha sonra Başkan Mao’nun ölümüyle birlikte revizyonizmin sosyalizmde geri dönüşleri inşa ettiği ve daha sonra 90’larda artık sosyalizm maskesinin de atıldığı ve sınıf mücadelesinde ciddi bir geri çekilmenin yaşadığı dönem başlamıştır. Emperyalistler sosyalizme karşı zafer ilan etmiş, işçi sınıfı ve emekçiler büyük bir ideolojik kuşatma altına alınmıştır. Revizyonist ve reformist akımlar, devrimin tüm ilkelerini reddetmekle kalmamış halkları sistem içinde tutacak, onları gerçek kurtuluş yolundan uzaklaştıracak her türlü zehirli fikirleri tüm gücüyle yaygınlaştırmışlardır. Böylesi bir dönemde Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Mao’nun öğretilerine sımsıkı sarılmak, onu halkların kurtuluş yolu olarak savunmak ve örgütlemek en zorlu mesele haline gelmiştir. Devrimin ilkelerine sarılmak ve sınıf mücadelesindeki gerilemenin tüm zorluklarını göğüslemek ancak gelişmeleri ve proleter devrimin tarihsel niteliğini kavramakla olanaklıydı. Bu aynı zamanda Komünizmi savunmak anlamına gelecekti. İşte KKE(m-l) tam 40 yıldır bu tarihsel zorunluluğu güçlü ve sağlam bir iradeyle yerine getirmektedir. Bu tutum ve irade halkların gerçek ve tam kurtuluş yolunun kavranması ile olanaklıdır. Bu güçlü kavrayışı en güçlü şekilde selamlıyoruz.

“Yoldaşlar, 40 yıl boyunca bu iradenin oluşması sağlam bir anti-emperyalist bilinç, sınıf düşmanlarına dair net bir konumlanış ve ezilen halkların kardeşliğine yönelik güçlü bir enternasyonalist kavrayışın sonucu olabilir. Yunan işçi sınıfı ve emekçilerin mücadelesinin devrim yolunda ilerlemesi, egemenlere ve emperyalizme karşı doğru bir bilinç oluşturması ile olanaklıdır. Bu hattın kurulmasını, inşa edilmesini sağlayan Gregori, Andreas gibi birçok yoldaşın yokluğu ile 40. yılınıza giriyorsunuz. Son nefeslerine kadar tüm güç ve enerjilerini komünizm mücadelesi için harcayan başta Andreas yoldaş olmak üzere aramızda olmayan ama 40 yıllık yürüyüşün önderleri, sürükleyicileri olan tüm ölümsüzleşenleri bu vesileyle selamlamak isteriz. Ocak ayının son haftası partimiz TKP/ML için de oldukça önemlidir. Zira komünizm ve devrim mücadelesi için ölümsüzleşen tüm yoldaşlarımızı kampanya şeklinde andığımız, onların izlediği yola bağlılığı ifade ettiğimiz bir haftadır. Tüm ölümsüz yoldaşlarımızın “daha ileriye taşıyalım, daha iyisini yapalım.

“Yoldaşlar, emperyalistler büyük bir çekişme ve çatışma süreci içine girmiştir. Bu Doğu Avrupa’dan, Balkanlar’a, Ortadoğu’ya, Afrika’ya, Kafkaslar’a, Uzak Asya’ya, Latin Amerika’ya kadar güçlü bir Pazar mücadelesi şeklinde gerçekleşmektedir. Bölgesel savaşların yaygınlaştığı, devletler arası çatışma ve savaşların daha fazla olgunlaştığı bir dönemin içinden geçiyoruz. Emperyalistler bir yandan savaş kışkırtıcılığı bir yandan da buna karşı işgal ve askeri saldırganlıkla aralarındaki çelişkilerin büyüklüğünü ve keskinliğini açığa sermektedir. Tarihsel çelişkisi olan tüm devletler arasında büyük ve kapsamlı gerginlikler söz konusudur. Emperyalistler bu çelişkileri tırmandırmakta ve bağımlı ülkeleri kendilerine daha fazla bağımlı kılmaya çalışmaktadır. Türk ve Yunan egemenleri arasında da bugün bu durum yaşanmaktadır. Türk ve Yunan egemenleri, bir yandan halkları şovenizmle zehirlerken diğer yandan ABD-AB ve NATO içinde en işlevli rolü elde etme mücadelesi içine girmektedir. Ülkelerimizi bu güçlerin askeri yığınağı haline getirmekten çekinmemektedirler. Halkları şovenizmle düşmanlaştırarak politikalarını en etkili şekilde hayata geçirmeye çalışmaktadırlar.

“Biz komünistler ise buna karşı halkların ortak çıkarlara ve kurtuluş yoluna sahip olduğunu savunarak hareket ediyoruz. Ezilen halklarımızın şovenizmle düşmanlaştırılmasının, egemen sınıfların daha fazla sömürü, baskıcı sistemlerini daha uzun süre sürdürmek ve emperyalistlere daha fazla uşaklık etmek üzere bir mücadele olduğunu bilerek bu sürece karşılamaya çalışıyoruz. Her ülkenin komünistlerinin kendi egemen sınıflarına ve emperyalizme karşı halkı yönlendiren bir mücadele hattı bu şovenizmi ve sosyal-şovenizmi alt edeceğinin bilincindeyiz. Halklarımız doğru hedefe yönlendiği, bu mücadeleyi büyüttüğü oranda ortak çıkarlarının farkına varacaktır. Kardeş partimiz KKE(m-l) ve partimiz işte bu eksende birlikte yürüyerek, düşman sınıflara mücadeleyi yönlendirerek halklarımızın daha güçlü kardeşleşmesi, ortak çıkarlarının ve kurtuluş yolunun bilincine varmasını hedeflemektedir. 40 yıldır bunu yapıyoruz ve bundan sonra da bunu yapacağız. Bugün bu görev daha büyük bir sorumlulukla önümüzde durmaktadır.

“Yoldaşlar, çok uzun süreli bir dayanışma ve kardeşlik ilişkisi içinde hareket ediyoruz. Türkiye halkı ve Yunan halkının ortak çıkarının kendi egemenlerine ve emperyalistlere karşı mücadelesini büyütme ve güçlendirme çabası içindeyiz. Proleter enternasyonalizminin sorumluluğu ile hareket etme bilincimizi, kurduğumuz ilişkilerle pekiştirdik pekiştiriyoruz. Yunan işçi ve emekçilerinin kurtuluş mücadelesinin öncülüğünü, enternasyonal proletaryanın Yunanistan temsilciliğini tam 40 yıldır kararlılıkla sürdüren siz yoldaşlarımızı selamlıyoruz. Devrim, sosyalizm ve komünizm mücadelemiz Türk, Yunan egemenlerine ve emperyalizme halklarımızın kararlı mücadelesine önderlik rolümüzü yerine getirerek zaferle sonuçlanacaktır. Geleceği Marksizm-Leninizm-Maoizm’in ışıklı yolunda kararlı yürüyüşle kazanacağız.”

Anma etkinliği kapanış konuşmasının ardından Enternasyonal Marşı ve saygı duruşu ile sonlandırıldı.