14 Mayıs seçimlerine dair Yeni Demokrat Gençlik (YDG) bir açıklama yayımladı. Egemen sınıflar ilk defa oy kullanacak halk gençliğine dönük yoğun seçim kampanyası örüyor. YDG, 14 Mayıs seçimlerinin bir kurtuluş yolu olmadığını belirterek boykot çağrısında bulundu.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“İçinden geçtiğimiz süreç bir bütün olarak değerlendirildiğinde gerek doğal afetler karşısında geliştirilen politikalar gerekse de bu bozuk düzenin alameti farikası haline gelen ekonomik kriz ve seçimden öte egemenlerin iç dalaşı, halk gençliğinin sırtındaki yükü her geçen gün daha da ağırlaştırmaktadır. Halihazırda bilimsellikten uzak, olabildiğince gerici olan eğitim, pandemi sürecinde tamamen niteliksiz bir hale büründü. Altyapıdaki yetersizlikler ve fırsat eşitsizliğinin büyümesiyle birlikte binlerce sıra arkadaşımızın eğitim hakkı ellerinden alındı. Tıpkı bugün deprem bölgelerinde lise ve üniversite sınavına hazırlanan binlerce sıra arkadaşımızın son derece eşitsiz koşullarda çalışmaları buna örnektir. Bir nebze eğitim standardı daha yüksek fakat sermayenin bir sektörü haline getirilmiş özel üniversitelerde okumaya ekonomik gücü yetmeyen öğrenciler daha derin fırsat eşitsizliğine mahkûm ediliyor. Bunların yanı sıra egemenler özel üniversitelerde sınırlı kontenjanla adaletsiz, rekabetçi sınav sisteminden burs kazanmayı çözüm olarak sunuyor.
“Öğrencilere sunulan gelecek ise mezuniyet sonrası sermaye sınıfının sömürü çarkına istihdam kaynağı olmaktan öteye gidemezken daha öğrencilik yıllarında eğitimin ekonomik yükünü kaldırabilmek için sömürü çarkları arasında ezilmeye itilen bir gençlik söz konusudur. Bunlara ilaveten lise öğrencilerinin staj adı altında sömürü çarkları arasında iş cinayetlerinde katledilmeleri, okumak için bir işte çalışmak zorunda bırakılmaları, tarikat yurtlarına mahkûm edilmeleri, eğitim sisteminin bilimsellikten uzaklaştırılıp anti bilimsel, dini, cinsiyetçi içeriklerle doldurulması gençliğin mahkûm edildiği karanlığın kendisidir. Egemenler gerici ideolojilerini her alanda gençliğe empoze etmeye çalışırken bu karanlığa karşı çıkan devrimci demokrat gençlik şiddetle baskılanmaktadır.
“Biz tarikat yurdunda kalmaya zorlanan, yurtlarından kovulan, maddi ve manevi yaşam koşullarının dayatmasına dayanamayıp intihara sürüklenen, adaletsiz ve rekabetçi sınav sistemi yüzünden niteliksiz eğitime mahkûm edilen, üniversitede veya lisede hayatını idame ettirebilmek adına çalışmak zorunda kaldığından eğitim hakkı çalınan, çalışırken hak gaspına uğrayan, hor görülen, iş cinayetlerine kurban edilen, aydınlık yarınların mimarı olarak gösterilip geleceği çalınmış ve karanlığa tutsak edilen bir bütün halk gençliğinin haklı isyanıyız. Çalınan hayatlarımızın, mahkûm edilmeye çalışıldığımız bu karanlığın sorumluları bir bütün egemenler ve onların çıkarları doğrultusunda hareket eden temsilcileridir.
“Egemenlerin faşist temsilcileri iktidara gelebilmek adına gözlerini halk gençliği üzerine dikmiş ve oy alma stratejisi olarak halk gençliğine yönelik yoğun bir seçim kampanyası örmektedir. Önümüzdeki seçimde ilk defa oy kullanabilecek genç nüfusun milyonları aşması, dünya çapında ve ülkemizde değişim zorunluluğunu en had safhada hissettiren sistem krizine ilaveten iktidarın yönetememe sorunlarıyla birlikte seçimlere halk kitlesi tarafından büyük bir umut yüklenmiştir. Fakat bu düzen artık miadını doldurmuştur. Seçim aldatmacasıyla iktidar iki faşist klik arasında değişecek, sömürü sistemi yıkılmayacak ve halk kitlesinin çıkarına bir gelişme olmayacaktır. Bilinmelidir ki miadını doldurmuş düzenin dümenine kimin geçeceğini belirleyecek bu seçimle sadece sahnede gördüğümüz oyuncular değişecektir. Bu dümen kapma yarışında da genç kuşağı, her seferinde olduğu gibi gerçekliği olmayan vaatlerle kandırmaya çalışarak oy toplamaya çalışmaktalar. Gençliğin bu içi boş sözlere ve çalınan geleceğimize karşı vereceği cevap örgütlü mücadele olmalıdır. Gençlik bugün halkın iktidarını kurmak için bir bütün sömürü sistemini yıkıp onu tarihin çöplüğüne göndermeli ve Demokratik Halk Devrimi için kollarını sıvamalıdır. Devrim yolunda geleceğimizi hâkim sınıfların kirli ellerinden kurtarmak için seçimlere cevabımız “boykot” olmalıdır.
“Yeni Demokrat Gençlik olarak bir bütün halk gençliğine çağrımızdır:
“Bu teşhir olmuş bozuk sistemde bizi yönetecek kirli gömleğe verecek bir oyumuz dahi yok. Seçimleri boykot edelim, gücümüzü devrimci mücadeleyi yükselterek gösterelim. Yıkılmaya mahkûm olan sisteme karşı tarihi görevimizi yerine getirelim. 100 yıldır isimleri ve biçimleri değişse de iktidara gelen hiçbir parti özünde bir diğerinden farklı değildir. Özü Kemalist ideoloji olan düzen partilerinin sömürü düzenini, katliamları, baskıları, yasakları ezilen halkımızın aleyhine sürdürmeye çalıştıkları Kemalist faşist diktatörlüğü yıkalım. Seçimlerin aldatmaca olduğunun, halkın çıkarına uygun olmayan her şeyin reddedilmesi gerektiği bilinciyle seçimleri boykot edelim. Seçimlerin bize kurtuluş getirmeyeceğini bunun yalnızca devrim mücadelemiz ile gerçekleşeceği bilinciyle örgütlenelim. Tarihi görevimizi kuşanalım ve mücadeleye sarılalım. Egemenler bizi aldatmaya, engellemeye, yolumuzdan alıkoymaya çalışacaklardır fakat biz cevabımızı Demokratik Halk Devrimi güzergâhında iktidara yürüyerek verelim. Kurtuluşu pusuladan beklemeyelim, kendimizde saklı gücümüzle mücadeleyi büyütelim!”
(HABER MERKEZİ)