İSTANBUL – İHD Çanakkale Şubesi’nin raporunda, Çanakkale E Tipi Kapalı Hapishanesi’nde yatış izni verilmeyen bir hasta tutuklunun yaşamını yitirdiği belirtildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Çanakkale Şubesi, Bandırma T Tipi, Kepsut L Tipi, Burhaniye T Tipi ve Çanakkale E Tipi cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişin hazırladığı raporu açıkladı. Raporda, Bandırma T Tipi Hapishanesi’nde sağlık hizmetlerinin durma noktasında geldiği ve onur kırıcı bir uygulama olan ağız içi aramanın tutuklulara dayatıldığı belirtildi. Raporda, uygulamaya karşı çıkan tutukluların tedavi edilmediği aktarıldı.
HAPİSHANEDEKİ İHLALLER
Raporda, Bandırma Hapishanesi’nde bazı jandarma personelinin hastanede tutuklular için “terörist” dediği ve böylece doktorlarda ön yargı oluşturmaya çalışıldığına dikkat çekildi. Raporda, aynı cezaevinde sıcak suyun sınırlı olduğu, yemeklerin az verildiği, hijyen sorunu yaşandığı, hasta tutuklulara diyet yemeklerin verilmediği, 10-12 kişilik koğuşlarda 15-17 tutuklunun kaldığı, her tutukluya sadece 5 kitap izni verildiği ve aktivitelerin kısıtlandığı kaydedildi.
TECRİT DERİNLEŞTİ
Bandırma Hapishanesi’nde iletişim sorunlarının da yaşandığı ifade edilen raporda, Kürtçe yazışma-mektuplaşmanın başladığı ancak tercüman yokluğu nedeniyle mektupların çok geç gidip geldiği aktarıldı. Raporda, tutuklulara istedikleri gazetelerin verilmediği, tecridin derinleştiği, telefon görüşmelerinin haftada bir gün 20 dakika şeklinde düzenlendiği ve sevklerin engellendiği bilgileri paylaşıldı.
KEPSUT L TİPİ HAPİSHANESİ
Raporda, Kepsut L Tipi Hapishanesi’nde yaşanan ihlaller şöyle sıralandı.
“* Birçok tutukluda gribal enfeksiyon teşhisi konulduğu ancak test yapılmadığı,
* Koşullu salıverme değerlendirmelerinin keyfi yapıldığı, M.E.O. isimli mahpusa önce ‘iyi halli’ değerlendirmesi yapılmasına rağmen, 4 gün sonra ‘iyi halli değildir’ değerlendirmesi yapılarak koşullu salıverilmesi engellendiği, tahliyeleri ertelenen mahpusların ‘iyi hali olmadığı’ gerekçesiyle etkinlik, kurslara katılamadığı,
* Mahpusların istediği gazete ve dergilerin verilmediği, 2 yıldan fazla bir süredir eğitim, kurs, spor vb. etkinliklerin yapılmadığı,
* Hapishane doktoruna ulaşmakta ve revirde sorun yaşandığı, doktorun mahpus ile temasta bulunmaksızın ve aynı ortamda olmadan uzaktan tedavi ettiği, durumu ağır olan hastanın ise revir kapısında bekletilerek tedavisi yapıldığı,
* Hapishane kantininden satın alınan vantilatör ve radyoların toplatılmış olduğu, hapishanede bulunan N. isimli gardiyan ve ekibinin mahpuslara karşı sert ve öfkeli davranışlar sergilediği, keyfi aramaların yapıldığı, aramalar sonrasında mahpusların defterlerine, ajanda, resim ve kitaplarına el konulduğu dile getirilmiştir.”
BURHANİYE T TİPİ KADIN HAPİSHANESİ
Raporda, Burhaniye T Tipi Kadın Hapishanesi’nde sevk taleplerinin karşılanmadığı kaydedildi. Raporda, bu cezaevinde tutulan G.T.’nin kardeşine aktardığı ihlallere yer verildi. Raporda, G.T.’nin Ç.Ş. ile birlikte psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldıkları kaydedildi. G.T.’nin, “Sevk istediklerini ama hiçbir dönüşün yapılmadığını, uzun süredir kendileriyle hiçbir avukat görüşü yapılmadığını, en son telefon görüşmesinde kardeşinin ‘can güvenliklerinin olmadığını 2 kadın 1 erkek gardiyan tarafından aylardır her türlü şiddet ve tacize maruz kaldıklarını ve başlarına bir şey gelirse sorumlularının bu gardiyanlar olduğunu” ifade ettiği belirtildi.
ÇANAKKALE E TİPİ HAPİSHANESİ
Raporda, Çanakkale E Tipi Kapalı Hapishanesi’nde yaşanan hak ihlalleri ise şöyle sıralandı:
“* Sağlık hizmetine erişimde ciddi aksaklıklar yaşandığı,
* Karantina koğuşunun çok kalabalık, sıkışık, tavanı çok alçak ve havalandırma ve hijyenin yetersiz olduğu,
* Her dışarı gidip gelen aynı koğuşa alınmaktadır. Aynı koğuşta yaşlılar, hastalar olduğu, her yeni biri girdiğinde, daha önce koğuşa gelenlerin de karantina süresi uzadığı, bu nedenle zaman zaman karantina süresinin 8 haftaya kadar uzadığı,
* Karantina koğuşunun zaman zaman bir bulaş merkezi haline geldiği, bunun da mahpusları hastaneye gitme konusunda caydırdığı anlaşılmaktadır. Kovid olan mahpusların, müşahade odası adı altında bir hücreye alındığı, burada tam anlamıyla bir tecritin söz konusu olduğu, basık ve havasız bir odada kaldıkları, saat, gazete, kitap, dergi, Kuran bile verilmediği, odadan çöplerin yeterince sıklıkla alınmadığı, bu nedenle hasta mahpusların son derece olumsuz koşullarda kaldıkları,
* Hapishane binasının da çok eski olması nedeniyle fiziki koşullarının ve alt yapısının son derece yetersiz olduğu,
* Mahpusların kışın en yaygın ve ortak şikayeti ısınma problemi devam ediyor. Gündüzleri kalorifer kapatıldığı için mahpuslar ısınamamakta,
* Hastaneye sevk edilen hastalara ilişkin olarak savcılık kurumunun yatış izni vermediği, bu nedenle bir hastanın vefat ettiği,
* Yetersiz havalandırma salgın süreci için büyük risk oluşturduğu,
* Koğuşların çok kalabalık olduğu, suyun içilebilir olmadığı,
* Mahpuslar temizlik malzemelerini de kantinden almak zorunda kaldığı ve kantin ücretlerinin pahalı olduğu,
* Sosyal etkinliklerin pandemi sürecinden bu yana hiç yapılmadığı, koğuşlar arsında ortak etkinlik ve sohbet imkânı olmadığı.
* Mahpusların ayda 4 kez yapılmakta olan görüşlerinin Kovid nedeniyle ayda 2’ye düşürüldüğü, bunun da kapalı görüş olduğu,
* Dışarıda zaman zaman gevşetilen Kovid tedbirlerinin hapishanelerde hiç esnetilmediği, kısıtlanan hakların geri verilmediği,
* Çocukları yanında olan, sevgi evine gidecek ya da gitmiş olan anneler ve çocuklar için yeterince psiko-sosyal destek verilmediği, kurum psikoloğunun görüşme taleplerine dönüş yapmadığı belirtildi.”