Yargıtay, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” iddiasıyla hapis cezası verilen ilk gazeteci olan Sinan Aygül’e verilen cezayı bozdu.
Gazeteci Sinan Aygül, 14 Aralık 2022’de bir çocuğa dönük cinsel saldırıya dair sanal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek tutuklandı. Aygül, avukatlarının itirazı üzerine 22 Aralık 2022’de tahliye edildi. Tatvan Asliye Ceza Mahkemesi, 28 Şubat 2023’te Aygül’e 10 ay hapis cezası verilmesine hükmetti.
Aygül ve avukatların karara dair Van Bölge Adliye Mahkemesi’ne yaptığı istinaf başvurusu 26 Mayıs 2023’te reddedildi. Aygül’ün savunmalığını üstlenen MLSA Hukuk Birimi avukatları ile Aygül’ün avukatı, İstinaf Mahkemesi’nin kararını temyiz etti.
Temyiz başvurusunu inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, “Sansür Yasası” olarak adlandırılan ve Türk Ceza Kanunu (TCK) 217/A maddesinde düzenlenen “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçu nedeniyle açılan davalarda emsal olabilecek bir karara imza attı. Yargıtay, Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin Aygül hakkında verdiği hükmün oy birliğiyle bozulmasına karar verdi. Kararda, TCK 217/A maddesine ilişkin Meclis’e sunulan kanun teklifinin gerekçesine yer verildi.
Kararda, “Somut olay değerlendirildiğinde, sanığın suç tarihinde saat 22.24 sıralarında yanıltıcı bilgiyi sosyal medya hesabından paylaştığı, yetkili kişiler ile yaptığı görüşmelerden sonra aldığı bilginin eksik ya da yanlış olabileceğini belirterek düzeltme mesajlarını attığı, paylaşımını tamamen kaldırdığı, teyit etmeden konuyu paylaştığı için kamuoyundan özür dilediği, buna göre sanığın paylaşımının gerçeğe aykırı olduğunu öğrenir öğrenmez paylaşımını kaldırmasına ve düzeltme mesajları atmasına yönelik eylemleri ve kullandığı ifadeler bir bütün olarak dikkate alındığında, sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle hareket etmediği, bir gazeteci olarak haber verme hakkını kullandığı ve suç işleme kastı ile hareket etmediği anlaşıldığından, sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 217/A maddesinde düzenlenen halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun unsurlarını oluşturmayacağı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi nedeniyle, kurulan hüküm isabetli bulunmamıştır” denildi.
(HABER MERKEZİ)