Umut Yayımcılığın Türkçeye kazandırdığı bu kitap, Çin Devrimi’nin 70. yılına bir selam olduğu kadar, incelendiğinde anlaşılacağı gibi, “sosyalizmin sorunları” tartışmasına önemli bir katkıdır. “Sosyalizmin sorunları” derken sosyalizmde sınıflar ve sınıf mücadelesini anlıyoruz. Devrimin gerçekleşmesi ve komünist partisinin iktidara gelmesiyle birlikte bütün tehlikelerin ortadan kalktığı fikri sosyalizme dair romantik bir yanılsamadır. Gerçekte ise gerici sınıfların egemenliğinin yıkılması ve proletaryanın iktidarı fethetmesi, henüz kimin kazanacağı belli olmayan uzun bir yolun başlangıcıdır. Elinizde tutmuş olduğunuz bu kitap, devrimin proletarya diktatörlüğü altında sürdürülmesinin çarpıcı bir anlatımıdır. Kitap zengin bir kaynak taramasına, tanıkların dinlenmesi, saha çalışması ve güçlü sentezlere dayanarak hazırlanmıştır.
Maoizm, proletaryanın iktidar mücadelesi gibi, iktidarda ki proletaryanın komünizm perspektifiyle devrimi sürdürme sorununda da bilimimizin bugünkü en yüksek, en gelişmiş seviyesini temsil eder. Toplumsal gelişmeye bağlı olarak yeni sorunlar, yeni çelişkiler ve bu çelişkilerin çözüm biçimleri gündeme gelmektedir. Maoizm hem bu yeni sorun ve çelişkilere teorik ve pratik bir yanıt, hem de ML’nin mevcut haliyle daha bir derinleştirilmesi, geliştirilmesidir.
Sosyalizmde sınıf mücadelesi sorunu Mao Zedung’a kadar proletaryanın diğer büyük öğretmenleri tarafından incelenmiş, bir çerçeveye oturtulmuştu. Marks ve Engels tarafından geliştirilen ve Lenin, Stalin yoldaşlar tarafından güçlü biçimde sahiplenilerek, pratiğe uygulanan proletarya diktatörlüğü kavramı sınıflar mücadelesinin, proletaryanın bu büyük öğretmenleri tarafından sosyalizme içkin bir sorun olarak kavrandığını gösterir. Başkan Mao Çin deneyimiyle birlikte Sovyetleri de derinlemesine inceledi, Stalin yoldaşın uygulamada ki hatalarını gördü, eleştirdi, dersler çıkardı. Lenin’in “küçük üretim sürekli olarak, her gün, her dakika ve her an kitlesel olarak kapitalizmi ve burjuvaziyi doğurur” değerlendirmesini benimsedi, fakat “Bu süreç işçi sınıfı ve Parti üyeleri arasında da işlemektedir.” “Hem proletarya saflarında, hem de devlet organlarının çalışanları arasında burjuva yaşam tarzını sürdüren insanlar vardır.” (Sabah Tufanı II) diyerek sorunun daha önce görülmemiş veya sosyalizmde sınıf mücadeleleri düzleminde incelenmemiş yönüne, ideolojik yönüne dikkat çekti. Üretim araçlarının mülkiyet yapısında gerçekleştirilen bir sosyalist devrim, aynı biçimde ideolojik ve siyasal alanlarda köklü bir proleter devrimle(rle) buluşturulmaz/tamamlanmazsa sosyalizm sağlamlaştırılamazdı. Mesele belli durum ve koşullarda üst yapının, düşüncenin belirleyiciliğiyle ilişkiliydi; aksi yönde düşünme felsefi tek yanlılıktı. Mao Zedung’un başta Çin Devrimi, Büyük İleri Atılım ve Büyük Proleter kültür Devrimi olmak üzere önderlik ettiği tüm büyük hareketlerde proletaryanın ideolojisini en gelişkin, en ileri düzeyde kavrayışı yön vermektedir.
ÇKP 1956 da sosyalizme geçiş sürecini tamamlamıştır; yani Çin deki toprak ve diğer üretim araçları üzerindeki mülkiyetin sosyalist dönüşümünü başarmıştır. Yayınlamış olduğumuz bu çalışma kültürdeki, daha genel anlamda ideolojik ve siyasal cephedeki dönüşümün mülkiyet biçiminden daha inatçı çıktığını, Çin’in sosyalist inşasına hangi çapta engeller çıkarttığını gözler önüne sermektedir. Büyük İleri Atılım döneminde Peng De-huay’ın, hemen akabinde Liu Şao-çi’nin başını çektiği revizyonistlerin ismi dahi geçmeden, ama onların örgütlü çaba ve müdahalesiyle sosyalizme karşı nasıl bir savaş açıldığını okuyoruz, bu kitapta. Üç büyük çelişki, yani kafa ile kol, kır ile kent, proletarya ile köylülük arasında ki çelişki komünistler için proletaryanın çıkarları yönünde dönüştürülmesi gereken ve o momentte önceliği olan çelişkilerdir. Liu Şao-çi çetesi bu üç çelişkinin izdüşümü olan bütün durum ve hallerde burjuva bir müdahalede bulunmuş, sosyalizmi yolundan saptırmaya, kapitalizmi yerleştirmeye çalışmışlardır. Büyük Proleter Kültür Devrimi ÇKP içerisinde Mao önderliğinde ki komünistlerin boşa çıkartıldığı, Liu’nun temsil ettiği kapitalist yolcuların olabildiğince pervasızlaşıp sosyalizme saldırdığı bir dönemde başlamıştır. Mao “Yıllardan beri -Partideki revizyonistleri- nasıl tepe taklak edebileceğimi düşündüm durdum” diyor ve şu çözümü geliştirdiğini söylüyordu, “sonunda en etkili yöntemin kitleleri sarsmak olduğunu anladım.” BPKD’nin o büyük ateşini Mao yakmış, yangını Mao başlatmıştı!
Bu kitap 10 yıl boyunca süren ve tüm dünyayı etkileyen o büyük devrimdeki Çin’i, Mao’nun Çin’ini, ama ayrıca Mao sonrası Çin’i anlatıyor. Çin halkının hizmetinde olan ÇKP Mao’nun ölümü sonrası, proleter çizginin yenik düşmesiyle, Çin halkına düşman bir ÇKP’ye dönüşmüştür. Bütün bu süreç en akıcı biçimde bu kitapta işlenmektedir. Okurdan hak ettiği ilgiyi görme ümidiyle …
Bir Yeni Demokrasi Okuru