HABER MERKEZİ- İbrahim Kaypakkaya’nın yazılarından oluşan “Bütün Yazıları” isimli kitabı bastıkları gerekçesiyle “örgüt propagandası” yapmaktan dava açılan Umut Yayımcılık tüm devrimci-demokrat kamuoyunu davaya katılmaya çağırdı. Umut Yayımcılık’ın açıklaması şu şekilde;
“Kaypakkaya’nın fikirleri yargılanamaz!
İbrahim Kaypakkaya’nın yazılarından oluşan “Bütün Yazıları” kitabının basımını yaptığımız gerekçesiyle yayınevimize ve kitabın basımını yaptırdığımız Yön Matbaa’ya uydurma gerekçelerle dava açıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede İbrahim Kaypakkaya’nın Mayıs 2018’de basımı gerçekleştirilen “Bütün Yazıları” kitabı “terör örgütü yayını” olarak gösterilmiş ve “terör örgütlerinin yayınlarını basmak ve yayınlamak” iddiasıyla yayınevimiz ve çalıştığımız matbaa yetkililerinin cezalandırılması istenmişti.
İbrahim Kaypakkaya’ya dair kimi pasajlar aktarılarak oluşturulan iddianamede zorlama yorumlarla “örgütlenme çağrısı”, “eylem çağrısı”, “örgüte üye ve faaliyet alanı teminine yönelik çağrı”, “örgütsel program yapma”, “örgütsel propaganda” gibi “suçlar” tespit edilmiş ve Kaypakkaya’nın kitapta geçen aşağıda kimi örneklerini verdiğimiz cümleleri bu suçlara “kanıt” olarak verilmişti:
“İşçi sınıfı örgütlerini, proleter devrimci düşüncenin güneşi ile aydınlatalım.”
“Çünkü halk tava gelmiş toprak gibidir, bizler de sağlam ve yeşermeye hazır tohumlar olmalıyız.”
“Görevimiz mücadele kuvvetlerimizin örgütlenmesi ve seferber edilmesidir.”
“Bütün uluslar için tam hak eşitliği, ulusların kendi kaderini tayin etme hakkı, bütün ülkelerin işçilerinin ve ezilen halkların birleşmesi”
“Herkesin gözü önünde yükseklere çektiğimiz bayrağın, proletaryanın kızıl bayrağı olup olmayacağı, işaret ettiğimiz lekelerin temizlenip temizlenmeyeceğine bağlıdır.”
İbrahim Kaypakkaya’nın “Bütün Yazıları” birçok kere yasaklama ve kovuşturmalara uğramış, defalarca kez yayınevimiz ve başka yayınevleri tarafından basımı yapılmış, Kaypakkaya’nın fikirlerini içeren belge niteliğinde bir kitaptır. Bugün bir kez daha Kaypakkaya’nın yazılarından oluşan kitabın yasaklanmak istenmesi, onun fikirlerinden duyulan korkunun bir göstergesidir.
Ölümünün ardından kırk altı yıl gibi bir zaman geçmiş olmasına rağmen İbrahim Kaypakkaya’nın fikirleri hâkim sınıflar nezdinde “tehlikeli” bulunmaya devam ediyor. Bilindiği gibi Kaypakkaya’ya dair her türlü görsel ve yazılı materyal devlet tarafından sistematik olarak yasaklanmaya, “suç” unsuru ilan edilerek yok edilmeye çalışılıyor. İbrahim Kaypakkaya’yla ilgili konuşmalar “suçu” ve “suçluyu” övücü nitelikte bulunup yargılamaya tabi tutuluyor.
Yayınevimiz tarafından “Ser Verip Sır Vermeyen Komünist Önder” adıyla basımı gerçekleştirilen Nihat Behram’ın İbrahim Kaypakkaya’yla ilgili olarak kaleme aldığı kitabı otuz yıl sonra tekrar yasaklandı. Yakın zamanda sanatçı Pınar Aydınlar “Kaypakkaya’yı övmek” “suçundan” hapis cezası aldı. Yine Kaypakkaya resimli bayrak ve görsellere birçok kere soruşturma başlatıldı. Mezarı başında yapılan anmaların dahi yasaklandığı ve “suç” sayıldığı İbrahim Kaypakkaya ile ilgili son olarak kardeşi Ali Ekber Kaypakkaya’nın Gazete Duvar’da yayınlanan yazısı nedeniyle kendisine soruşturma açıldı. Soruşturma gerekçesi ise İbrahim Kaypakkaya’yla yaşamını ve düşüncelerini anlatmış olmasıydı.
İktidarın gazete, yayınevi ve internet sitesi gibi devrimci-demokrat, muhalif her türlü yayın organını susturma çabasının bir ürünü olarak toplatma, yasak kararları ve erişim engelleri yoğunlaştırılmaktadır. Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi ve Gün Matbaa çalışanlarına yönelik sürmekte olan dava, bugün yayınevimize ve Yön Matbaa’ya açılan dava bu sindirme politikasının bir parçasıdır. Açık ki özgür ve muhalif yayıncılık yasaklanmak ve susturulmak istenmektedir. Yayınevimiz şahsında bugün özel olarak yargılanmak ve yasaklanmak istenen İbrahim Kaypakkaya’nın fikirleridir.
Bu fikirler devlet belgelerinde de yer alan, tarihe mal olmuş fikirlerdir. Kırk altı yıl sonra bir kez daha “suçlu” ilan edilmek ve cezalandırılmak istenen ’71 devrimci kopuşunun önderlerinden İbrahim Kaypakkaya ve onun komünist düşünceleridir. Tüm devrimci-demokrat kesimleri, özgür basın ve yayınevi emekçilerini iktidarın susturma ve yasaklama politikalarına karşı dayanışmayı büyütmeye, davayı takip etmeye ve sahiplenmeye çağırıyoruz.
Tarih: 18 Eylül 2019 (Çarşamba)
Saat: 15.30
Yer: Çağlayan Adliyesi, 36. Ağır Ceza Mahkemesi
UMUT YAYIMCILIK”