HABER MERKEZİ- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle bir açıklama yapan tutsak Partizanlar, tüm kadınları sokaklara, alanlara, meydanlara ve örgütlenmeye çağırdı. Tutsak Partizanların açıklaması şu şekilde;
“EZİLEN TÜM ULUSLARDAN, İNANÇLARDAN İŞÇİ VE EMEKÇİ KADINLARA!
Bir “seraptı” belki özgürlük, biz zincir yerine zılgıtlarımızla sarıp sarmalamadan önce aklımızı ve kalbimizi. İşte o gün kanlarımız bahar yağmurlarına bir kere daha karıştı. 8 Mart 1857’de zincirlerimizin bir halkasını daha kırdığımız o gün, soluk benizlerimize de renk taşıdı New York’lu kadın “asilerin” eşitlik, adalet ve özgürlük diye haykıran sesleri.
Açlığa, eşitsizliğe, yok sayılmaya karşı bilediğimiz bıçaklarımızı bir daha ellerimizden bırakmamak üzere kınlarından çıkartarak, en amansız kavgaların, en zorlu yokuşların, ayaza kesmiş zirvelerin rüzgarlarında, meydanaları zapteden öfkelerin en kızıl alevlerinde anka misali yeniden var etmek için kendimizi, yollara düştük. Ne başımız eğik ne sesimiz kısık. Ne zulmünüzün, ne saltanatınızın ortağıyız; “cehenneminizin” barut fıçısıyız!
Bugün faşizmin “cehenneminin” büyüdüğü bir süreçten geçiyoruz. Kendisinide yakacak olan isyanın ateşinden korkan burjuva-feodal erkek egemen sistem bugüne kadar dişimizle, tırnağımızla kazıyarak ve dökülen kanlarımızla elde etttiğimiz kazanılmış haklarımızı bir bir gasp etmeye kalkıyor. Yaşamın her alanında bizlerin emeğine, bedenine, kimliğine saldırmayı olağanlaştırma gayretiyle hareket ediyor. Evde, işte, sokakta, okulda… Şiddeti en temel yönetme aracı olarak kullanmayı sürdürüyor. Tacizi, tecavüzü meşrulaştırmak için erkek egemen adalet sistemiyle kadına karşı işlenen suçlarda erkekleri, kadın katillerini korumayı sürdürüyor. Hapishanelerde ve yaşamın her alanında işkence ve şiddet uygulayarak sesimizi kısacağını, öfkemizi boğacağını zannediyor. Ücretli ve ücretsiz emeğimizi değersizleştirip, görünmez kılarak sömürü politikalarında pervasızlaştıkça pervasızlaşıyor. Erkek egemen devlet krizinin yükünü daha fazla yoksulluk ve işsizlik olarak bizlerin omuzlarına yıkmaya çalışıyor. Ve sokaklarda ve alanlarda can bedeli kazandıklarımızı evin dört duvarına hapsetmeye kalkışıyor.
Ancak bugün bir kez daha biz, emeğimizi, bilincimizi, gücümüzü birleştirmeli, erkek egemenliğine boyun eğmeden, onunla uzlaşmadan, öfkemizi örgütlü bir güç olarak isyana dönüştürmeliyiz. Bu bilinçle karanlıkları aydınlatıp, günü kızıllaştırarak kendi “cennetimizi” yaratabiliriz.
Bunun için yeniden ve ısrarla tüm kadınları sokaklara, alanlara, meydanlara ve örgütlenmeye çağırıyor, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü tüm devrimci coşkumuzla kutluyoruz.
TÜM HAPİSHANELERDEN TUTSAK PARTİZANLAR”