HABER MERKEZİ- Türkiye’de Covid-19 kaynaklı vaka ve ölüm sayısı her geçen gün artıyor. Salgının ulaştığı boyutlar haliyle hastanelerin yoğun bakım ünitelerine yansıyor. Türk Yoğun Bakım Derneği, birçok ilde yoğun bakım doluluk oranlarının yüzde 70-75’leri aştığını açıkladı.
“Yoğun Bakımlarda Uçurumun Kenarındayız” başlıklı basın açıklamasında şu ifadeler kaydedildi:
“Türkiye geneli için yoğun bakım ünitelerinin doluluk oranlarının %70-75’lere ulaştığı bildirilmesine rağmen hastalığın daha yoğun görüldüğü illerimizdeki doluluk oranlarının daha yüksek olduğu açıktır. Bu nedenle yoğun bakım doluluk oranlarının il il açıklanması daha yararlı olacaktır. Yoğun bakım yataklarının yetersiz olduğu bugünkü ortamda önemli bir tehlike de, acil yoğun bakım yatağı gereksiniminin yaratmış olduğu sorunla hastanelerin uygun olmayan alanlarında yeni yoğun bakım ünitelerinin açılmaya başlanmasıdır.
Yoğun bakım doluluk oranları ve şu anki iş yükü ve çalışma koşulları yoğun bakım çalışanları açısından uzun dönem sürdürülebilir değildir.Sürecin ilerlemesiyle kalifiye insan kaynağının mutlak olarak yetersiz kalacağı açıktır. Acilde ve servislerde yoğun bakım bekleyen hastalar göz önüne alınarak yeni Yoğun Bakım yataklarının açılması çözüm değildir. Yoğun bakım hizmeti sunumundaki tıbbi kalitenin düşmesi, yurtdışında olduğu gibi ülkemizde de ölüm oranlarının artışına neden olacaktır.
Ayrıca yoğun bakımlarda çalışan hekim ve hemşireler yoğunluk nedeniyle hastalarına yeterli tıbbi hizmet veremedikleri durumlarda bunun vicdani sorumluluğu ile baş başa kalmaktadırlar. Yoğun bakımlarda üretilen iş açısından kaliteden taviz verilerek etkin bir sonuca ulaşılamayacağı kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Kalite demek, gereken niteliklere sahip tıbbi ekipman ile üst düzey nitelikte ve yeterli sayıda sağlık çalışanları ile üretilen sağlık hizmetidir.
Pandemi ortamında tedaviye yönelik klinik uygulamalarda, belirli oranda değişkenlikler kabul edilebilir olmakla birlikte, standartların oluşturulması ve uygulanması sonuçları olumlu etkileyecek, sağlık hizmeti daha etkin ve hızlı hale gelecektir. Tüm bu planlamaların yanı sıra, sürecin raporlanmasına yönelik ulusal düzeyde kayıt sistemi oluşturulmalı, tekil deneyimli sayılardan değil doğru metodoloji ile toplanmış büyük verilerin bilimsel sonuçlarından yararlanılmalıdır.”