TTB Görevden Alma Davası, Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınması kararı verdi.
Davada tahkikat aşamasının bittiğini söyleyen mahkeme başkanı, sözlü yargılamaları aldı. Sözlü yargılamada ilk sözü Av. Hülya Yıldırım yaptı. Yıldırım, davanın gerekçesi olan amaç dışı faaliyetin kanunda yer almasının başlı başına kanuna aykırı yer aldığını ifade ederek “bu gerekçe hukuka aykırı ve örgütlenme özgürlüğüne aykırıdır” dedi. Savunma yapan Dr. Fincancı, “Gazetelerde verdiğim bilimsel beyana dair ‘kişisel görüş’ dediler. Hayır bu bilimsel bir görüştür. İşte gerçekleri böyle kapatıyorlar. Görüntülere dair ben bir ön tanı yaptım. Hangi silahın kullanılacağını uluslararası örgütler karar verecek. Haliyle konun TTB MK ile ilişkilendirilmesi doğru değil. Beni TTB sen alsanız ne olur? Ben bu kapıdan 1978’de girdim. Bu kararın usulden yana olmasından öte kararın adil olması gerekir” diye konuştu.
Av. Leyla Verda Ersoy ise usule dair itirazlarının davanın başından beri sürdüğünü ifade edip, “Bakın bu sözü Dr. Fincancı değil de velev ki TTB MK’nin hepsi söyleseydi yine bu sözlerin arkasında olduğumuzu ifade etmek isteriz” dedi.
Dr. Fincancı ise savunmasında şöyle konuştu: “Bir hâkim olarak başından itibaren süreci takip edip, dosyayı okuduğunuz için teşekkür ediyorum. İyi hekimlik gibi iyi hekimlik de geleceğin avukatlarına örnektir. Bizim en önemli çalışma alanımız halk sağlığı alanıdır. Bu alan TTB’nin omurgasıdır. Biz bu omurga yıllarca eğilip bükülmedi. Eğilip bükülmediyseniz için defalarca yargılandık. Elbette iktidar yaptıklarımızdan rahatsız olacaktı. Biz pandemide üç yüz binlerce insanın kaybından bahsederken iktidar yüz binde kaldı. Yine deprem de iktidar 50 binde kalmış iken yüz binlerle telefonun iptal edildiği bir daha kullanılamadığını açıkladı telekomünikasyon şirketleri. Yine deprem bölgesinde hava kirliliği ölçümü yaptık. DSÖ’nün tam 3 katı sonuçlar elde ettik. Bu sonuçlara dair akreditasyonlarını kaybedecek korkusuyla hiçbir kurum, kişi çalışmadı. İşte bizi böyle susturmak istiyorlar. Kamuoyunda ciddi bir bilgi kirliliği var. Daha adımla bir anılmayan örgüt kalmadı. Gazetelerde verdiğim bilimsel beyana dair ‘kişisel görüş’ dediler. Hayır bu bilimsel bir görüştür. İşte gerçekleri böyle kapatıyorlar. Görüntülere dair ben bir ön tanı yaptım. Hangi silahın kullanılacağını uluslararası örgütler karar verecek. Haliyle konun TTB MK ile ilişkilendirilmesi doğru değil. Beni TTB sen alsanız ne olur? Ben bu kapıdan 1978’de girdim. Bu kararın usulden yana olmasından öte kararın adil olması gerekir” dedi.
MERKEZ KONSEYİ GÖREVDEN ALINDI
TTB sanal medya hesabından yaptığı açıklamayla kararı duyurdu.
Açıklama şu şekilde:
“Siyasi iktidar eliyle egemen kılınmak istenen hukuksuzluk rejimi bir meyvesini daha vermiş; Türk Tabipleri Birliği’ni hedef alan davada, bir yıldan bu yana süregelen hukuksuzluklar silsilesi Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınması ile sonuçlanmıştır.
“Altını kalın çizgilerle çiziyoruz:
“Türk Tabipleri Birliği için dünden bugüne değişen hiçbir şey yoktur. Merkez Konseyi karar temyizde kesinleşene kadar görevinin başındadır.
“Eşitlik yoksa, özgürlük yoksa, demokrasi yoksa, adalet yoksa, sağlık yoksa; mücadele haktır!
“Ve mücadele, Türk Tabipleri Birliği’nin adıdır!”
(HABER MERKEZİ)