Trump’un Erdoğan’a yazdığı mektup ile ilgili tartışmalar sürüyor

HABER MERKEZİ- ABD Başkanı Trump’n Rojava’ya yönelik işgal saldırısının başladığı 9 Ekim 2019 tarihinde Erdoğan’a gönderdiği mektubun, kamuoyuna yansıması üzerine başlayan “mektup” tartışması sürüyor.

ABD’ye uşaklık konusunda birbirinin eline su dökemeyecek muhalafetteki düzen partileri, mektubun basına yansımasıyla birlikte Erdoğan’a yüklenerek ABD konusunda külhanbeyliği yapmaya başladılar. İşgal saldırısında siyasi iktidara desteğini esirgemeyen bu faşist partilerin şimdi ise iki yüzlü bir biçimde kendilerini olan bitenin dışında göstermeye çalışması dikkat çekti.

Cumhurbaşkanlığı kaynaklarının, “Teklif reddedilerek mektup çöpe atılmıştır. Mektubun yanıtı Barış Pınarı Harekâtı’dır” açıklamasında bulunurken CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Türk-Amerikan ilişkilerinde bugüne kadar hiç görmediğimiz bir rezalette karşı karşıya kaldık” açıklamasında bulundu. “Bu müsvedde sahibine derhal iade edilmelidir. ABD Başkan Yardımcısı, Cumhurbaşkanı tarafından değil, yardımcısı Fuat Oktay tarafından kabul edilmelidir.” diye belirten Öztrak, “Harekat 9 Ekim’de saat 16.00’da başlamıştır. ABD’de de saat 09.00’dur yani mesai yeni başlamıştır. Yani bu kağıt parçası harekat başlandıktan sonra yazılmış ve gönderilmiştir. Dolayısıyla da bu müsvedde ortada durmaktadır, henüz gerekli cevap verilmemiştir.” şeklinde konuştu.

Söz konusu tartışmayla ilgili olarak ise İyi Parti tarafından twitter üzerinden “Donald Trump’tan gelen 9 Ekim tarihli mektup, Türk dış politika tarihinin en ciddi kırılmalarından biridir. Bu mektubun muhatapları mahcup olmalıdır. Cumhurbaşkanlığı’dan Türk Milleti’nin gururunu çiğneyen bu mektuba açık ve en üst perdeden karşılık vermelerini bekliyoruz.” açıklaması yapıldı.

9 Ekim 2019 tarihinde Trump’un Erdoğana gönderdiği mektup şu şekilde:

“Sayın Başkan,

İyi bir anlaşmaya varalım! Binlerce insanın katledilmesinden sorumlu olmak istemezsiniz ve ben de Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemem – ki bunu yaparım. Rahip Brunson sırasında size zaten bunun küçük bir örneğini gösterdim.

Bazı sorunlarınızı çözmek için çok çalıştım. Dünyayı hayal kırıklığına uğratmayın. İyi bir anlaşma yapabilirsiniz. General Mazlum (Kobani) sizinle müzakere etmeye istekli ve geçmişte asla vermeyecekleri tavizleri vermeye de istekli. Onun bana yazdığı, benim yeni aldığım mektubun bir kopyasını size gönderiyorum.

Bu işi doğru ve insancıl bir şekilde hallederseniz, tarih sizi iyi hatırlayacaktır. İyi şeyler yaşanmazsa, tarih sizi sonsuza dek bir şeytan olarak hatırlar. Sert adam olma! Aptallık etme! Seni daha sonra arayacağım…”