Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist Yurt Dışı Komitesi tkpml4.net sitesi üzerinden “Parti ve Devrim Şehitlerini Anma Haftası”na dair bir açıklama yayımladı.
“Devrim ve Komünizm İçin Ölümsüzleşenlerin İzindeyiz!” başlıklı açıklamanın tamamı şöyle:
“Türk, Kürt ve Çeşitli Milliyetlerden Halkımız, Göçmen Emekçiler
“İşçi sınıfı kendi için bir sınıf bilinci kazanması ve komünist parti formunun ortaya çıkışıyla birlikte 150 yıl boyunca kesintisiz şekilde iktidar mücadelesi içine girişti. Egemenlerin var olan baskı ve sömürü sistemini iyileştirmelerle sürdürmesine, ekonomik, sosyal ve siyasal yaşamı kendi çıkarları doğrultusunda düzenleyip ağzına bir parmak bal sürerek bu sistemi devam ettirmesine, ‘sivil toplumculuk’ adı altında örgütlülüklerini iğdiş etmesine karşı işçi ve emekçilerin tarihsel eğilimi, ‘daha fazlasını, her şeyi istemek’ şeklinde oldu. İşçi ve emekçiler daha fazla istemenin bir programla devrimi içerdiğini, devrimin temel sorununun ise iktidar sorunu olduğunu kavramaya yöneldi.
“Paris Komünü ile ‘cennetin zaptına çıkan’ komünarların oluk oluk akan kanıyla ilk iktidar provası gerçekleşti. Sadece 71 gün süren bu deneyim sonrası Büyük Ekim Devrimi, Çin Devrimi ve tüm dünyayı kasıp kavuran devrim dalgasıyla bir iktidar değişimi ve komünizm heyulası oluştu. Paris Komünü’nden bugüne enternasyonal proletarya, dünyanın her köşesinde yenilgi ve zaferlerle dolu ama mutlaka kanını akıttığı ve canını verdiği bir iktidar savaşımına girdi. İşte Paris Komünü’nden bugüne ‘cennetin zaptına çıkan’ların ödediği bedellerle tarihsel bilinç, değişimin olacağına dair inanç ve devrimin geleceği kazanmaya dair bir zorunluluk kavrayışı oluştu.
“Yoldaşlar, Emekçi Halkımız
“Partimiz, 1978’de gerçekleştirdiği 1. Konferans’la Ocak ayının son haftasını’“Parti ve Devrim Şehitlerini Anma Haftası’ olarak ilan etti. Bu yıl ölümünün 100. yılına girdiğimiz büyük usta Lenin yoldaş, Alman devriminin kartalları Rosa LUxemburg ve Karl Liebnecht, TKP kurucusu Mustafa Suphi ve 15 yoldaşımız, partimizin ilk kadın üyesi Meral Yakar ve TİKKO’nun ilk komutanı Ali Haydar Yıldız yoldaşlar Ocak ayında ölümsüzleşti. İbrahim yoldaşın işkencelere tabi tutularak 18 Mayıs’ta düşmanın zindanlarında kurşuna dizilerek katledilmesinin başlangıcı da yine Ocak ayıdır.
“Bu yıl büyük ustamız Lenin yoldaşı kaybedişimizin 100. yılına giriyoruz. Lenin yoldaş Büyük Ekim Devrimi’ni muzaffer şekilde tarihe armağan ederken ruhundaki ihtilalciliğin yanında tarih ve toplum bilimine sunduğu nitel katkılarla aramızda yaşamaya devam ediyor. Onun gerçekleştirdiği devrimi belki revizyonizm yenilgiye uğratmış olabilir, ancak onu andığımız 100. yılında O hala tüm bilgeliğiyle bize öğretmen, ‘zafer sarhoşluğuna kapılan’ burjuvaziye kâbus olmaya devam ediyor. Bize rehber, düşmana kâbus oluyor. Çünkü onun fikirlerinin ve bilimsel yaklaşımının gücü hâlâ işçi sınıfının, ezilen halkların ve ulusların kurtuluşuna yol gösteriyor. Bir 100 yıl daha geçse burjuvazi için korku enternasyonal proletarya için onur olmaya devam edecek.
“Emperyalistler ve onun uşakları devrim fikrinden öyle çok korkuyorlar ki tüm güçleriyle buna saldırmaya devam ediyorlar. Çünkü onlar topluma büyük felaketler getirmekten başka bir şey yapmıyor. Ukrayna’da, Filistin’de, Karabağ’da, Afrika’da, Suriye’de emperyalistler sadece halka kan ve gözyaşı sunuyor. Dünyanın geri kalanında azgın bir sömürü, sınırsız bir baskı ve şiddet ile tüm dünyayı çölleştiriyorlar. Emperyalistler ve onun tüm uşakları emekçilere topyekûn bir ekonomik ve siyasi saldırı içindedirler. Faşist Türk devleti de bu zincirin bir halkası olarak tüm mekanizmalarını daha fazla saldırganlık üzerine organize etmektedir. “Tarihin bu evresinde Komünist Partisi ve halk yığınları, gericiliğin tüm silahları kuşanan ve daha örgütlü hareket eden gerçekliğine karşı zayıf ve iyi örgütlenemeyen bir durumdadır. Bu egemenleri daha pervasız hale getirmektedir. Daha iyi örgütlenmek daha güçlü savaşmak demektir. Daha iyi örgütlenmek daha fazla haklarını korumak demektir. Daha iyi örgütlenmek, gericiliğin örgütlenmelerini daha fazla zayıflatmak demektir. Başarmak için, bugünden geleceği inşa etmek ve kazanmak için ölümsüzlerimizin izinden daha güçlü yürümeli, onların örgütlenme ve davaya bağlılık bilincini kendimizde yaşatmalıyız. Halkın kurtuluş davası ve onların bize emrettiği budur.
“Emekçi Halkımız
“Ocak ayının son haftası, davaya bağlılıkta tereddütsüz olanların anılmasıdır.
“Ocak ayının son haftası, yürüttüğümüz kavganın haklılığı ve meşruluğunu savaş meydanlarında kanlarıyla mühürleyenlere bayrağı taşıdığımız sözünün verilmesidir.
“Ocak ayının son haftası, ölümsüzleşenlerimizin sadece kendilerinden öncekilerin devrettiği bayrağı taşıyanlar değil, aynı zamanda geleceği yaratma mücadelesinin özneleri olanların bilincini yeniden kazanmaktır.
“Ocak ayının son haftası, tarihsel sorumluluğumuzu, yüklendiğimiz misyonu ve yerine getirmemiz gereken görevlerin tümünde onların her birimizde yaşadığının ifadesidir.
“Şehitlerimizin her biri kavgaya davetin adıdır. Onların adını yaşatmak bu davetin anlaşılması ve yerine getirilmesiyle olacaktır. Partimizin etrafında kenetlenen ve ona gönül vermiş taraftarları, saflarında mücadeleyi yükseltme kararlılığı gösteren militanları, bu kavgayı omuzlamakla yükümlü kadroları ile birlikte bir güç olacağız ve geleceği kazanmaya odaklanacağız.”
(HABER MERKEZİ)