HABER MERKEZİ- ikk-online4.net sitesinde yer alan açıklamaya göre, TKP/ML üyesi ve aynı zamanda TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı üyesi Cumhur Sinan Oktulmuş (Deniz) 10 gün süren bombardımanda ölümsüzleşti. TKP/ML MK-SB’nin açıklaması şu şekilde;
“Türk, Kürt ve Çeşitli Milliyetlerden Emekçi Halkımıza;
Fırtınalarda, “Deniz” Kadar Hırçınız!
Durulmayacağız, Öfkeyle Kabararak Kayayı Parçalayacağız!
En vahşi, en köhne, en barbar ve en tükenmiş gericilik korku ile en ileri, en güçlü, en son teknolojik silahları kullanarak imha için, yok etmek için, ömrüne bir saniye dahi katma iştahı ve arzusu ile saldırmaya devam ediyor. Buna karşı en ileri, en meşru, en eşitlikçi, en özgürlükçü ve en haklı gerekçelerle komünistler tüm PUSATLARINI tepeden tırnağa kuşanarak direniyor. Haksız ve köhnemiş olan faşist diktatörlüğün gücüne ve en ileri askeri donanımına karşı, doğru ve geleceğin temsilcisi olarak ama zayıf güç olduğunu bilerek tarihin yıkıcı barutunu tüfeğine doldurarak sürüyor Halk Savaşımız.
Haziran, Eylül, Ekim ayında partimiz TKP/ML önderliğinde savaşan Halk Ordusu TİKKO güçlerimize yönelik operasyonlarda MK üyemiz Nubar, Bölge Komutanımız Özgür ve halk savaşçılarımız Şerzan, Rosa ve Asmin yoldaşlar ölümsüzler kervanına katıldı. Gerilla güçlerine yönelik operasyonlar ise durmaksızın devam etti. 30 Ekim’den 9 Kasım’a kadar Dersim Aliboğazı’nda Deniz (Cumhur Sinan Oktulmuş) yoldaş komutasındaki bir gerilla birliğimiz, kış hazırlığı faaliyeti içindeyken düşmanın yoğun saldırısına maruz kalmıştır. Düşmanın bölgede günlerce İHA, SİHA’ları kullanarak yaptığı operasyonlar, 30 Ekim-9 Kasım arasında savaş uçakları ve helikopterlerle kapsamını ve yoğunluğunu arttırarak devam etmiştir. Bir tonluk Kazan Bombalarının bölgede gerillaya karşı ilk defa kullanıldığı ağır bir bombardıman söz konusu olmuştur. Bu şekilde Aliboğazı adeta tarumar edilmiştir. Düşman kuvvetleri 10 gün aralıksız süren hava bombardımanı sonucu alana yoğun önlemler ile kısmen girebilmiş ve operasyon alanını birkaç saat içinde terk etmiştir. Düşmanın saldırıları tüm T.Kürdistanı’nda yoğunlaşmaktadır. Saldırılar tüm gerilla güçlerini imhaya odaklanmıştır. Aynı tarihlerde Dersim Ahpanos Vadisi’inde HPG gerilla güçlerine yönelik kapsamlı bir operasyon düzenlenmiştir. Bu operasyonda HPG Komuta Konseyi Üyesi ve Dersim Saha Komutanı Yılmaz Dersim (İsmail Sürgeç) ve bir HPG gerillası ölümsüzleşmiştir.
Partimize bağlı gerilla güçlerimize yönelik operasyonun kapsamına dair etraflı bilgi daha sonra partimiz tarafından kamuoyuna açıklanacaktır. Verili koşullarda, ilk edindiğimiz bilgiler doğrultusunda Partimizin ve Dersim Bölge Komutanlığı’mızın üyesi Deniz yoldaşın operasyonda ölümsüzleştiği anlaşılmıştır. Partimiz, devrim ve komünizm yürüyüşünde ağır bedeller ödemeye devam etmektedir. En üst düzeyde savaş iradesini ve kararlılığını ilan etmekte, faşizmin imha savaşının Partimizi yıldırmasına savaşçısından kadrosuna kadar verdiğimiz şehitlerle barikat örülmektedir. Bu duruş, savaşı sürdürmede parti bileşenimizin kararlılığının, sınıf mücadelesinin sorunlarının üstesinden can bedeli bir mücadele ile gelme zorunluluğunun bir göstergesidir. Bir yandan savaş meydanında cenge dururken diğer yandan tüm kara bulutları dağıtacak, Halk Savaşı’nda sürekliliğin, tutunma savaşında zorunluluğun, ideolojik-politik-teorik düzeyde yoğunlaşmayla iradesi örgütlenmektedir. Kavgada düşen yoldaşlarımız, mücadelenin daralan olanakları içinde savaşta tutunma ve sürekliliğin hayati önemde olduğu kavrayışıyla mücadelenin olanaklarını genişletme ve partimizin yönelimini sebatla hayata geçirme tutumunu almışlardır. Bu tutum, üst düzeyde bir kavrayışa ve sahiplenmeye, tutunma ve sürekliliğin aynı zamanda parti çizgisini örgütleme çabasına içkin olduğu bilinciyle donanmalıdır. Donanacaktır. Bu tablodan umutsuzluk ve yılgınlık değil, kararlılık ve süreklilik ısrarının, kan ve canla örgütlenme çabasının sahiplenilmesi ve yükseltilmesi çıkmalıdır.
Düşmanın saldırılarındaki hedefi çok iyi biliyoruz. “Baş edilmez” bir güç olduğunu kanıtlamak, hiçbir savaş gücünün kendisini yenemeyeceğini ispatlamak, ölüm saçarak-bombalarını patlatarak-savaş makinasını çalıştırarak korku-umutsuzluk ve yılgınlık oluşturmak ve elbette zulmünün sorun çıkarılmadan, rahatsız edilmeden, egemenliğini tehdit etmeden sürdürülmesini daha kolay ve etkin sağlamak.
Ama güçlü olanın haklı olmadığını bildiğimiz kadar zayıf olanın da hangi şartlar ve koşullar altında olursa olsun doğruluğunda bir eksilme olmayacağını çok iyi biliriz. Partimiz çok ama çok ağır bir saldırı altındadır. Halk Savaşı Mücadelesinin ana halkasına, kalpgahına, esas hattına düşman, yok etmek üzerine kodlanmış bir yönelim içindedir. Saldırılarına ara vermemekte, gerilla güçlerimizi gelişkin savaş makinalarıyla yok etmek istemektedir. Yaşanan saldırının boyutu çok yönlü, kapsamlıdır ve hiç kuşkusuz sadece askeri değildir. Asıl yönelim ideolojiktir. Yılgınlık ve umutsuzluğu büyütmek, devrim ve silahlı mücadele çizgisinin beyaz bayrağı sallandırılmasını sağlamaktır. Tarihsel şartlar, ülkenin sosyal-ekonomik gerçekliği, halk kitlelerinin ihtiyacı, düşman sınıfların konumlanışı ve sınıf mücadelesinin yürümek zorunda olduğu hat, bu çizginin KIZIL BAYRAĞI daha yükseklere çekmesi gerektiğini işaret etmektedir. Partimiz ise bunun kesin bir kavrayışına, kararlılığına sahiptir.
Şimdi faşist diktatörlük umudu kurşuna dizmek, parçalamak, yerin yedi kat dibine gömmek istemektedir. Oysa umut, inanç ve kararlılık gerçektir. Faşizmin ağır bombardımanı içinde silah elde dövüşerek tüm gümbürtüsüyle duyulmaktadır. Ve tüm ihtişamıyla, imha ederek yok edildiği düşünüldüğü noktada ekilen tohum olmaktadır. Umut ve inanç, kaçınılmaz olarak büyüyerek gelecek, devrimci mücadelenin ateşi içinde, fırtınası içinde güçlenerek çıkacaktır. Sınıf çelişkilerinin itimi, tarihsel şartların mayaladığı olanaklar, tüm gelişmeleri anlamamızı sağlayan diyalektik-tarihsel materyalist öğreti; umudun, tarihin kapısını gümbür gümbür döverek tüm ihtişamıyla ezilenlerin ruhunu mutlaka kuşatacağını bize göstermektedir. Bu zorunludur. Zorunluluğun bu kavrayışıdır ki bu saldırıları göğüsleme, bu saldırıları püskürtecek taktik-askeri-pratik-teorik-politik keşiflere bizi sürüklemektedir. Evet tam da böylesi bir süreçte partimizi kuşatan ruhsal şekilleniş budur.
Yoldaşlar, Halkımız,
“Hüznün isyan olmuştur, çünkü;
Hüznün isyan olmalıdır”
Dersim Parti Komitesi ve Bölge Komutanlığı üyesi, Komsomol’un Merinos’u, gerillanın “tonmeisteri” ve Deniz’i, Cumhur Sinan Oktulmuş yoldaş, 20 Ağustos 1983’de Mersin’in Tarsus ilçesinde Arap milliyetine mensup bir emekçi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Henüz ortaokul yıllarında TMLGB ile tanıştı ve faaliyetlerine dahil oldu. Lise faaliyetinde Komsomol’un bir militanı ve Tarsus İlçe Komitesi’nin üyesi oldu. Komsomol’un Merinos’u, kısa sürede TMLGB üyesi oldu ve Çukurova Bölge Komitesi’ne kadar yükseldi. 2005-2006 yılında Komsomol’un gerillaya katılım kampanyasına yanıt olmuş ve 2006 yılında katılım göstermiştir. Sessiz ve derinden bir gözlemci özelliğiyle ciddi bir kavrayışa ve analiz yeteneğine sahip olan gerillanın Deniz’i, 2009 yılında partimizin üyesi olmuştur. 2011 yılında Beş kadın yoldaşın şehit düşmesinden sonra artan sorumluluğu omuzlamaktan geri durmamış ve bu tarihten 2017’de görevi Özgür yoldaşa emanet edene kadar Bölge Komutanlığı görevini yürütmüştür. Deniz yoldaş en zorlu dönemlerde sorunların üstesinden gelmeyi beceren, partiye güçlü bir şekilde bağlı olan, en önemlisi derin bir sınıf mücadelesi kavrayışı ile gerilla güçlerimizin seçkin ve partimizin çok değerli bir kadrosudur.
Deniz yoldaş, savaş alanında güçlü deneyim ve birikimi ile düşmanın birçok saldırısını boşa çıkarmayı başarmış, son beş yılda verilen kayıplar karşısında namlusunu daha sıcak tutmuş, sınıf öfkesini daha fazla bileylemiştir. Deniz yoldaş, 2016’da partide boy veren hizipçi anlayışın partiyi, çizgisini ve kadrolarını yıpratacak her türlü saldırısı karşısında, partiye, çizgisine ve yoldaşlarına karşı güvenini ve bağlılığını pekiştirerek çıkmıştır. Kuşkusuz içerden bu ağır saldırılarla sınanarak çıkan komünist irade, faşizmin yılgınlık yaratmaya içkin saldırıları karşısında daha güçlü ve sağlam bir konumlanışı da almıştır. Tüm ölümsüz yoldaşlarımızda olduğu gibi Deniz yoldaşta da bu irade, partimizin iradesinden beslenerek ortaya çıkmıştır.
Bu çelikten iradeyi aşındırmak kolay değildir. Bu irade ölümle sınanmıştır, tarih bilinciyle pekişmiştir ve partimize büyük bir enerji olarak geçmiştir. Zira partimiz, içinden geçtiğimiz bu süreçte, yaşanan kayıplarda yılgınlığı değil daha fazla pekişmeyi, ideolojisine ve çizgisine daha fazla sahip çıkmayı iradeleştirmektedir. Bu irade daha güçlü savaşma, daha fazla sınıf mücadelesiyle kaynaşma, Yeni Demokratik Devrim’e daha fazla bağlanma, şehitlerimizin boşluklarını daha güçlü doldurma iradesidir. Hiç kuşkusuz ki şimdi daha fazla deneyimliyiz, daha fazla inançlıyız ve daha fazla iddia ile donanmaya mahkumuz. Şimdi Halk Savaşı’mıza ve bir bütün gerilla savaşına yönelik bu imha saldırısını daha kesin ve kararlı şekilde göğüsleme kudretine sahibiz. Bunu sağlayacak ideolojik donanımımız, inancımız ve ölümsüz yoldaşlarımızdan devraldığımız kararlılığımız vardır. Hiç kuşkusuz silah elde faşist diktatörlüğe karşı savaşan tüm devrimci güçlerin iradesi savaştaki kararlılığımızı pekiştirmektedir. İsmail Sürgeç ve tüm silah elde dövüşenler ve düşenler mücadeleyi büyütme gerekçemiz olmaktadır.
Yoldaşlarımız, partimizin iradesini ölümüne kuşanmış ve taşımıştır. Bunu anlamalı, kavramalı, tüm mücadelemizi bu gerçeklikle şekillendirmeliyiz. Partimiz bu iradeyi, eksikliklerini, zaaflarını savaştaki sorunlarını gidererek, düşmanın bize yöneldiği ciddiyetten çok daha güçlü bir ciddiyetle düşmana yönelerek, iktidar perspektifini sağlamlaştırarak, parça parça iktidarın kuruluş rotasına daha güçlü sarılarak ilerletecektir.
-CUMHUR SİNAN OKTULMUŞ (DENİZ) YOLDAŞ ÖLÜMSÜZDÜR!
-DEVRİM ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR!
-FAŞİZMİ DÖKTÜĞÜ KANDA BOĞACAĞIZ!
-KOMPRADOR-PATRON AĞA DEVLETİNİ YIKACAĞIZ, DEMOKRATİK HALK İKTİDARINI KURACAĞIZ!
-YAŞASIN HALK SAVAŞININ ZAFERİ!
-YAŞASIN MARKSİZM-LENİNİZM-MAOİZM!
-YAŞASIN PARTİMİZ TKP/ML, ÖNDERLİĞİNDEKİ TİKKO, TMLGB!
TKP/ML MK-SB
KASIM 2020″