Proletarya Partisi, Siyonist İsrail’in Filistin ve Lübnan’a yönelik artan saldırılarına dair internet sitesi tkpml5.net adresinden bir açıklama yayımladı.
Aksa Tufanı’nın birinci yılına yaklaşırken Siyonist İsrail, halklara ve direniş liderlerine yönelik saldırılarını artırdı. Ulusal direnişler de tüm dünya halklarının desteğini almaya devam ediyor.
Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist (TKP/ML) Merkez Komitesi-Siyasi Büro imzalı “Filistin ve Lübnan Ulusal Direnişi Kazanacak, Siyonist Barbarlık Kaybedecek!” başlıklı açıklamanın tamamı şu şekilde:
7 Ekim 2023’de Filistin direnişinin Siyonist İsrail’e karşı gerçekleştirdiği Aksa Tufanı operasyonunun birinci yıl dönümü yaklaşırken, Siyonist İsrail, bir yıldır durmaksızın Filistin üzerine ölüm kusarken Gazze’yi insansızlaştırmayı içeren bir soykırım yürütmektedir. Siyonist barbarlık kuşkusuz, Aksa Tufanı’na karşı çocuk, kadın demeksizin on binlerce Filistinliyi katlederken, hastane ve okulları bombalarken, Gazze’yi insansızlaştırmaya çalışırken, egemen devletin sadece intikamcılığıyla açıklanamaz. İsrail, bölgedeki tüm dengeleri yeniden oynatmaya ve politik-ekonomik-askeri dengeleri yeniden kurmaya dair bir hamle yapmaktadır. Bu eksende askeri saldırganlığını işgalci yaklaşımıyla bütünleştirmekte, savaşı İran-Suriye-Yemen-Irak ve Lübnan’a doğru genişletme hevesiyle hareket etmektedir.
Son bir aylık süre içinde özellikle Lübnan ve özelde Hizbullah’a yönelik saldırılarını tırmandırmaktadır. Bir yandan Filistin ve Lübnan’da kitle kıyımlarını içeren saldırılar gerçekleştirirken diğer yandan Filistin, İran, Hizbullah ve Husilerin lider kadrolarına yönelik katliamlara girişmektedir. İran sınırları içinde Hamas Lideri İsmail Haniye’yi ve aynı zamanda Hizbullah lider kadrolarından Fuat Şükrü’yü de Lübnan’da katletmiştir.
Siyonist İsrail, Aksa Tufanı’nın yıl dönümü yaklaşırken savaşı tüm gücüyle öncelikle Lübnan’a sonra da bölgeye doğru yayacak adımlar atmaktadır. Hizbullah ve Lübnan’ı hedefleyen saldırılar son 10 gün içinde yoğunlaşmıştır. Önce Hizbullah’ın kullandığı binlerce çağrı cihazına yerleştirdiği bombaları aynı anda patlatarak onlarca kişinin ölümüne ve binlercesinin yaralanmasına yol açan kapsamlı bir saldırı organize etti. Daha sonra Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı ve onlarca lider kadrosunu da hedefe koyan ve bir hafta içinde binden fazla insanın katledilmesine yol açan saldırı kampanyasını başlattı. Bu gerici kampanyada sadece 27 Eylül’de Hasan Nasrallah’ı da hedefleyen ve 80 ton bombanın kullanıldığı tek bir saldırıda 300’den fazla Lübnanlı katledildi. Hasan Nasrallah ve Hizbullah’ın komuta kademesinin önemli bir bölümü de bu saldırıda katledildi.
Hasan Nasrallah’ın katledildiği 27 Eylül saldırısı, Netanyahu’nun Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda katliamlara devam edeceği mesajını tüm dünyaya ilan ederken yapıldı. Netanyahu konuşmasında, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı ikiye bölen bir haritayla adeta bölgesel bir savaş mesajını veriyordu. Netanyahu, G-20 zirvesinde ABD öncülüğünde Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridorunu içeren Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri-Sudan-Mısır ve İsrail’i “Nimet” haritası, İran-Lübnan-Yemen-Irak ve Suriye’yi ise “Lanet Haritası” olarak tanımlayarak bölgeyi açık bir şekilde iki kampa böldü.
Siyonist İsrail, Filistin ve Lübnan’da halka ve direnişin önderlerine yönelik katliamları gücünü gösterme ve baş edilemez olduğunu kanıtlamaya odakladığı kadar tüm bölgeyi ikiye bölerek savaşı genişletme hesapları üzerinden yapmaktadır. Haklı ve meşru olan Filistin ve Lübnan direnişlerini yok ederek ve önderliksiz bırakarak ABD emperyalizmi ile birlikte ekonomik ve politik çıkarlarını sağlama almaya çalışmaktadır. Filistin ve Lübnan direnişlerini etkisiz kıldığı, yılgınlığa ve teslimiyete sürüklediği oranda ekonomik ve politik çıkarlarını güvenceye alacağı düşüncesi içindedir. Tüm bölge halklarına ve devletlerine bu katliamcı çizgisi ve savaş kışkırtıcılığı ile mesaj vermektedir.
Siyonist İsrail, ne kadar bölge halklarını savaş makinasıyla ezmeye çalışırsa çalışsın, Hasan Nasrallah gibi Siyonizm’e karşı direniş ve yenginin sembol liderlerini katlederse etsin, 7 Ekim Aksa Tufanı gibi, 2006’da Lübnan yenilgisi gibi akıbetlerden kurtulamayacaktır. Filistin ve Lübnan ulusal mücadelelerinin direnci, kararlılığı ve azmi yok edilemeyecektir. İsrail haksız ve gerici savaş çığırtkanlığı, bölge halklarının öfkesini, nefretini ve daha güçlü ve ileri düzeyde örgütlenme ihtiyacını ortadan kaldıramayacaktır. Emperyalizmin ileri karakolu, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın böğrüne saplanmış Siyonist gericilik ve onun yalın kat haksız savaşına karşı ezilen Orta Doğu halkları ve ulusları haklı ve meşru silahlı direniş ve mücadele çizgisini büyütecektir.
Filistin ve Lübnan Ulusal Direnişleri ve mücadelesi mutlaka kazanacaktır. Daha güçlü Aksa Tufanları, daha kararlı ve tutarlı direniş önderleri ve çizgisi, Filistin ve Lübnan ulusal kurtuluş mücadelesinin bağrından çıkacak, Siyonizm’i ve emperyalist gericiliği alt edecektir.
Emperyalizm ve Siyonist Saldırganlık Kaybedecek, Direnen Filistin ve Lübnan Halkları Kazanacak!
Özgürlük Savaşan ve Direnen Halkların Olacak!
Yaşasın Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı!