HABER MERKEZİ- Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 46. yılı vesilesiyle bir açıklama yayımlayan TKP/ML MK-SB (Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist-Merkez Komitesi Siyasi Büro) “Kaypakkaya yoldaşın en büyük mirası olan proleter devrimcilik çizgisi ve Partimiz TKP/ML, 50 yıllık revizyonist-pasifist çizgi ve küçük-burjuvazinin partisiz ve maceracı çizgisi yadsınarak inşa edilmiştir” ifadelerine yer verdi. TKP/ML-MK SB’nin açıklaması şu şekilde;
“Türk, Kürt Uluslarından Ve Çeşitli Milliyetlerden Emekçi Halkımıza,
“Ser verip sır vermeyen” İbrahim’i, Komünist Önder İBRAHİM KAYPAKKAYA yapan; yaşarken “tabuları” kıran, tüm “dogmaları” pespaye eden çizgisidir. KAYPAKKAYA, yaşamın karanlık içinde yitip gitmesi yerine, karanlığın içinde bilinçlerde bir şimşek gibi çakarak ölümsüzleşmeyi yeğledi. O, ihtilalin yiğit bir evladı, komünist öncü partimiz TKP/ML’nin kurucu önderi olarak tarihte yerini aldığı gibi, devrimin güncel sorunları karşısında hala rehberdir. Kaypakkaya proletaryanın tarihsel rolünü en ileri düzeyde kavrayışıyla, sadece revizyonizmin pasifizmini değil aynı zamanda ve daha önemli olarak onun tüm gerici teorik temellerini parçalamıştır.
O, sadece revizyonist-reformist pasifizme değil küçük-burjuva devrimci çizginin radikalizmine, partisiz devrim anlayışına ve maceracılığına karşı da, Marksizm-Leninizm-Maoizm’i kuşanarak proleter devrimciliği inşa etmeyi başarmıştır. Kaypakkaya yoldaşın en büyük mirası olan proleter devrimcilik çizgisi ve partimiz TKP/ML, 50 yıllık revizyonist-pasifist çizgi ve küçük-burjuvazinin partisiz ve maceracı çizgisi yadsınarak inşa edilmiştir. Kaypakkaya yoldaş bugün hala komünist çizginin tartışmasız önderidir.
O, Kemalizm ve Kürt meselesi gibi esaslı iki toplumsal sorunun karakterini kesin ve kararlı bir duruşla açığa çıkarmıştır. Bu iki meseledeki teorik ve bilimsel yaklaşım dahi tarihte kimseye “nasip” olmayacak bir yer edinmesini sağlamıştır. Onun kuşkusuz bu duruşuna yön veren, bu keşifleri gerçekleştirmesini sağlayan şey, salt teoriye ilgisi ya da tarih bilgisi değildir. Onun bu siyasal ve toplumsal meselelerdeki keşfini sağlayan öz ideolojik şekillenişidir. O, devrimin ihtiyaçlarına odaklanarak sorunları incelemiş, devrimi örgütlemenin yanıp-tutuşturan inancıyla yoğunlaşmasını sağlamıştır.
İbrahim’in bütünlüğü, tutarlılığı teori ve pratik uyumuyla kendisini gösterir. Zira devrimin yolu, parti anlayışı, tarihsel kavrayışı, ülkenin sosyal, ekonomik, siyasal durumunu tahlili, sınıfsal ittifaklara yaklaşımı, esas ve tali meseleleri tasnif edişi kesin ve nettir. Meseleleri güncel politik gelişmeler, ihtiyaçlar temelinde de alarak taktik üretme biçimi ve bu bütünlük içinde sınıf mücadelesinin yasalarına, gelişim seyrine hakimiyetiyle aldığı ilkesel ve taktiksel konumlanışı tam bir tutarlılık arz eder. Stratejide ve ilkelerde katılığı, taktik politikada esnekliği Kaypakkaya’nın sınıf mücadelesinin yasalarına hakimiyetinin kanıtları niteliğindedir. Ama dahası var, sosyal dokudaki nicel değişimler, siyasal gelişmelerdeki durumun diyalektik değişim bağlamlarını kavrayışı ve bunlardaki sınıfsal özü gözeterek takındığı ilkesel tutumları O’nun ayırt edici yanıdır.
Bunları bir kez açığa çıkardığında, kararlaştığında ise Uzun Süreli Halk Savaşı Stratejisi’ne dayalı bir mücadeleyi kumanda edecek partisi TKP/ML’yi örgütledi. Kaypakkaya yoldaş, belirlediği, inşa ettiği devrimci savaş stratejisine uygun olarak hızla konumlandı, partisini konumlandırdı. O, Yeni Demokratik Devrim, sosyalizm ve komünizm yolunda ilerlemenin, savaşçı bir partiyi inşa etmekten geçtiğini biliyordu. Ülkemizde savaşçı bir partinin ise Uzun Süreli Halk Savaşı yolunda gerilla mücadelesini yürüterek gerçekleşeceğine emindi.
Kaypakkaya yoldaş, Marksizm-Leninizm-Maoizm’e dayanarak belirlediği bilimsel doğrulara sıkıca sarılan bir önderdir. O, temel devrim sorunları karşısında aldığı tutumdan dolayı kargış edilmeyi, tecrit edilmeyi, komplolara maruz kalmayı, faşizmin baş hedefi olmayı asla umursamamıştır. Henüz 23 yaşında oluşturduğu devrimci teorilerinin ışığında devrimci pratiği ile parti ve savaşı örgütlemeye koyulmuştur. 24 yaşında ise destansı bir direnişle düşmanın zindanlarında katledilmiştir. Tereddütsüzlük son nefesine kadar sürmüş, savaşçı ve militan bir parti yaratma kaygısı 90 günlük ağır işkenceler karşısında aldığı tutuma yansımıştır.
İşçiler, Emekçiler, Çilekeş Halkımız;
Partimiz, İbrahim Kaypakkaya’nın çizdiği kızıl güzergahta tam 47 yıldır iddiasını kaybetmeden yürümektedir. Şimdi katledilişinin 46., doğumunun 70. yılında onun gerçekleştirmeye zaman bulamadığı 1. Kongresi’ni gerçekleştirmiştir.
47 yıl boyunca partimiz örgütlediği 8 Konferansla, Uzun Süreli Halk Savaşı yolunda verdiği yüzlerce şehidiyle, komünizme olan şaşmaz ideolojik bağlılığı ile oluşmuş birikim ve deneyimini ilk kongresini gerçekleştirerek taçlandırmıştır. Kaypakkaya çizgisine 47 yıl boyunca onlarca kez, içerden yönelen çeşitli renk ve biçimdeki burjuva çizgileri alt ederek partimiz yetkinleşmiştir. Bu burjuva çizgilerin ortak paydası ise Kaypakkaya kaçkınlığıdır. Türkiye topraklarında enternasyonal proletaryanın kızıl bayrağının indirilmesi girişimidir.
1. Kongremiz enternasyonal proletaryanın kızıl bayrağını; “artık düştü” diyenlere, “devir değişti” diyenlere, “sosyalizm, komünizm öldü” diyenlere, “Kaypakkaya’nın teorileri güncelliğini yitirdi” diyenlere inat elinde, “bütün bunlara, hiç aldırmaksızın, örümcek ağları gibi yolunun dışına atarak” halk kitlelerinin onun altında toplanması için dalgalandırıyor. Tarihin partimize ve enternasyonal proletaryaya çizdiği yazgı güçlü bir irade ile proleter devrimciler tarafından korkusuzca kabul ediliyor. Bu yazgı hiç kuşkusuz devrimin örgütlenmesi ve başarılmasıdır.
Faşizmin topyekün saldırı ile devrimin silahlarının susturulması, sindirilmesi; halkın örgütlülüklerinin dağıtılması ve yok edilmesi; teslimiyetin bayraklaştırılması; tasfiyeciliğin “sarı bayrağının” egemenlik kurması hedefine karşı partimiz proleter devrimci çizgide ısrarlı, Uzun Süreli Halk Savaşı çizgisinde sebatkar, Marksizm-Leninizm-Maoizm’i rehber almada kararlı durarak Yeni Demokratik Devrim, Sosyalizm ve Komünizm mücadelesini tereddütsüz sürdürmektedir.
1. Kongremiz, bir meydan okuma, kararlılık beyanı, faşizmin, emperyalizmin, feodalizmin ve her türden gericiliğin canına okuma iddiasıdır.
Yoldaşlar, 1.Kongremiz proleter devrimciliği Kaypakkaya gibi kuşanarak; “Örgütlenirken savaşmak, savaşırken örgütlenmek. Örgütlerken savaşmak, savaşırken örgütlemek” perspektifiyle, savaşçı ve militan hatta yürüme iddiasındadır. Zaman buna omuz verme zamanıdır.
Zaman Kaypakkaya yoldaş gibi “Hayatı anlamlı kıldıkça, ölüm anlam kazanır” bilincini kuşanma zamanıdır.
Zaman toplumsal ve siyasal süreçlerin “sırrını keşfederken” kendi “sırrını vermeyen” bir önderin ruhunu kuşanma zamanıdır.
Zaman “1. Kongre Işığında; Proleter Devrimciliği Kuşanma, Tasfiyeciliğe Meydan Okuma, Gerilla Savaşını Yükseltme” zamanıdır.
-ÖNDERİMİZ İBRAHİM, İBRAHİM KAYPAKKAYA!
-DOĞUMUNUN 70., KATLEDİLİŞİNİN 46. YILINDA YOLUMUZA ÖNDER OLMAYA DEVAM EDİYOR KAYPAKKAYA!
-YAŞASIN 1. KONGREMİZ!
-YAŞASIN HALK SAVAŞI!
-YAŞASIN MARKSİZM-LENİNİZM-MAOİZM’İN IŞIKLI YOLU!
-YAŞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ!
-YAŞASIN PARTİMİZ TKP/ML, ÖNDERLİĞİNDEKİ TİKKO, TMLGB!
TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ/MARKSİST LENİNİST-MERKEZ KOMİTESİ SİYASİ BÜRO
TKP/ML-MK SB (MAYIS 2019)”