HABER MERKEZİ– Uluslararası Dünya Emekçi Kadınlar günü olan 8 Mart’ın 162. yılı dolayısıyla TKP/ML MK (Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist-Merkez Komitesi) tarafından ikk-online.net sayfasında yayımlanan açıklamayı olduğu gibi paylaşıyoruz:
“ŞAN OLSUN 8 MART’I YARATANLARA
SELAM OLSUN BİLİNCİ SAVAŞLA, SAVAŞI BİLİNCİYLE BİRLEŞTİREN KADINLARA!
8 Mart’ın 162. yılında tüm işçi-emekçi kadınların birlik, dayanışma ve mücadele gününü proleter devrimci kadın cüret ve inancıyla selamlıyoruz. Bin yıllardır ezilme, yok sayılma, ikincil cins görülüp ötekileştirilmeye ve direniş mevzilerinde erkek egemen anlayışa karşı, savaşın öncüleri olan kadınların bilinci, birikimi, cesareti yolumuzu aydınlatmaya, bu amansız sınıf savaşında kavgamıza ilham olmaya devam ediyor. 40 bin tekstil işçisinin yaktığı ateş, kavgamıza meşale olmayı sürdürüyor.
8 Mart’ı çok daha büyük bir öfke ve coşku ile karşılıyoruz. Meral’den, Ayfer’e, Nergiz’den Beşler’e, Esrin, Gamzegül, Hatayi’den Gül ve Hasret yoldaşlara şehitlerimizden devraldığımız bayrağı lekesiz/tavizsiz taşımanın gereği olan halk savaşının görevlerine sarsılmaz inancımızla sarılıyoruz.
Ağır kayıplar verdik, veriyoruz. Daha ağır kayıplar da vereceğiz. Yenilgilerden zafere ilerleyen amansız sınıf savaşımı, Partimiz önderliğinde yoldaşlarımızın can bedeli yarattığı değerlerle büyüyüp gelişmektedir. Sınıf mücadelesinin gerekliliklerini yerine getirmek noktasına, “o kusursuz vazgeçişi” tereddütsüz başarmış yoldaşlarımızın yaşam ve mücadelelerinden öğrenerek, omuzlarımıza devredilen sorumluluk ve görevleri dizginlenemez öfkemizle taşıdık/taşıyoruz.
Erkek egemen, emperyalist-kapitalist sistem, derinleşen kriz sürecinde öncelikle kadınları hedefleyerek, kadın emeğini yok sayan sömürü politikalarında pervasızlaştıkça pervasızlaşıyor. Esnek, kuralsız, güvencesiz, enformel alanlarda kadınların emeğini değersizleştirme, ucuz iş gücü olarak kârına kâr eklemenin ana aracı olarak kadın emeğine yönelik saldırılarını yoğunlaştırıyor. Dünya ezilen halklarına yönelik saldırılar bütün yönleriyle dünya işçi sınıfını ve ezilen yoksul halk kesimlerini ve en çok da göğün yarısı olan kadınları sömürü dişlileri arasında görünmez kılmaya çalışıyor. Emperyalist-kapitalist sistemin krizini derinleştirmek, ataerkil, cinsiyetçi, heteroseksist, emperyalist-kapitalist sömürü sistemini yerle bir edip, bu zulüm saltanatının yerine tüm eşitsizliklerin, sömürünün, sınırların ortadan kalktığı dünyayı kurana kadar mücadelemize ilham olan kadınların bilinç ve öfkesini proleter devrimci çizgide örgütleyeceğiz. 8 Mart’ın 162. yılını bu bilinçle karşılıyoruz.
HİÇBİR SALDIRI KADINLARIN ÖRGÜTLÜ ÖFKESİNDEN KURTULAMAYACAK!
Erkek egemen, emperyalizme göbekten bağımlı faşist/Kemalist TC’nin halka yönelik saldırıları, gemi azıya alan bir pozisyonda girilen yerel seçimler sürecinde beka sorunlarını dillendirmekten kaçınamadıkları bir hatta sürdürülmektedir. İçinde bulundukları ekonomik, siyasal, askeri krizlerinin faturasını başta kadınlar olmak üzere halka ödetmek ve kuyruğu dik tutmak noktasında attıkları adımlarla devletin ataerkil faşist yapısı, kadınlar nezdinde çok daha net şekilde teşhir olma durumundan da kendini kurtaramaz hale gelmiştir. Kadına yönelik taciz, tecavüz ve her türlü şiddetin olağanlaştırılmaya çalışıldığı, kadın emeğine, kimliğine, bedenine savaş açıldığı bu süreç, kadınların örgütlü öfkesi ile tersine çevrilecektir. 8 Mart’ın ön gününde halka yönelik saldırılara karşı mücadelede kadınları tüm devrimci niteliğiyle Partimizin öncülüğünde örgütlenmeye, cinsiyet sömürüsünün kökünü kazımaya çağırıyoruz.
İçinden geçtiğimiz süreç, tüm dünyada ve Türkiye gerçekliğinde sınıfın öfkesinin bilendiği, devrim yolunda egemenlerin krizi ile birleşen halkın sisteme karşı memnuniyetsizliğinin arttığı, devrimci olanakların ortaya çıktığı bir süreç olma özelliği de taşımaktadır. Bu süreci kadınların ve sınıfın çıkarlarına hizmet eder hale getirmek Partimiz saflarında örgütlenmek, savaşa tereddütsüz atılmak ve sınıfın öfkesini yönlendirmekle başarılacaktır. Bu noktada Partimiz, komünist çizgisinden taviz vermeden ideolojik, politik savaşçı çizgisinde iddiasının gereğini yerine getirme kudretine sahiptir.
162 yıl önce 40 bin tekstil işçisinin “eşit işe eşit ücret, 8 saatlik iş günü, insanca çalışma koşulları” talebiyle başlattığı grev, egemenlerin azgınca saldırısıyla karşılaşmış, çoğu kadın 129 işçi fabrikaya kilitlenip yakılarak katledilmişti. Faşist TC hakim sınıflarının aynı refleksi, bugün grev yasakları, işçi çıkarma, sokağa yönelik azgınca saldırılarla sürdürülmektedir. Binlerce devrimcinin tutsak edildiği bu süreç, faşist devletin korku ve kaygısının boyutunu anlatmaktadır. En büyük korkuları, ezilenin ezileni olma yönüyle kadın kitlelerinin öfkesinin dizginsizliğidir.
Ülkemizin dört bir yanında irili ufaklı direnişler yaşanıyor ve bu direnişlerin çoğunda da yine kadınlar öncülük ediyor. Özgürlük savaşçısı kadın gerillalardan tutalım da KHK’larla işten atılan ve işini geri almak için direnen emekçi kadınlara, hakları için direnen Flormar işçisi kadınlardan, yaşam alanlarının talan edilmesine izin vermeyen kadınlara, evlatlarının akıbetini soran Cumartesi annelerinden, tecride karşı bedenini açlığa yatıran başta Leyla Güven olmak üzere daha birçok kadın bu direnişlerde en önde yer alıyor, dişiyle, tırnağıyla kazıyarak elde ettiği haklarını savunuyor, değişiyor değiştiriyor.
Kadın düşmanlığını her fırsatta ortaya koymaktan kaçınmayan bu sisteme karşı kadınlara çağrımız; Partimiz öncülüğünde cüreti kuşanmak, isyana durmaktır.
İşçi ve emekçi kadınların kavga günü olan 8 Mart’ı, kadının öfkesine, bilinç ve kararlılığına olan sarsılmaz inancımız ve tüm coşkumuzla selamlıyor; kadın şehitlerimizin önderlerimizin, öğretmenlerimizin, savaşta ustalarımızın, komutanlarımızın devrettiği mirasa sahip çıkma noktasında kadın kurtuluşuna yürüyüşümüzün devam edeceğine dair sözümüzü/andımızı bir kez daha yineliyoruz.
8 Mart’ı anmak/anlamak; kavgada Sabo’laşmaktır. Beritan’ın sarsılmaz inancını, özgürlük şiarını zulmün olduğu tüm alanlarda haykırmaktır. Yeliz’in erkek egemenliğine açtığı bayrağı yere düşürmemektir. Sakine olup düşmanın üzerine kurşun gibi yağmaktır. 8 Mart’ı anmak; Berna olmaktır.
Yaşamın bütün alanlarında erkek egemenliğine son vermek ve kadınların kurtuluşunu sağlamak için; Meral’in, Barbara’nın, Ayfer’in, Nergiz’in, Beş Kızıl Karanfilimizin özgürlük ideallerini gerçek kılacak; Hasret’in yeşil gözleriyle düşmana nişan alacak; Gül’ün elinde silah olacağız. Esrin, Gamzegül, Hatayi olup dağları zapt edeceğiz.
Bu bilinçle tüm emekçi kadınların mücadele gününü selamlıyor, Partimiz saflarında örgütlenmeye çağırıyoruz.
YAŞASIN 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLARIN BİRLİK VE MÜCADELE GÜNÜ!
ŞAN OLSUN 8 MART’I YARATAN VE YAŞATAN KADINLARA!
CİNSEL ULUSAL SINIFSAL SÖMÜRÜYE SON!
YAŞASIN PARTİMİZ TKP/ML, HALK ORDUMUZ TİKKO, GENÇLİK ÖRGÜTÜMÜZ TMLGB!
TKP/ML-MK
Mart 2019″