TKP/ML militanları ölümsüzleşen halk savaşçılarını bombalı pankart ve sabotaj eylemiyle selamladı

HABER MERKEZİ- ikk-online13.net internet sitesinde yer alan habere göre TKP/ML militanları 2020 yılında ölümsüzleşen halk savaşçılarını bombalı pankart ve polise yönelik sabotaj eylemiyle selamladı.

2020 yılının Dersim’de şehit düşen Halk Ordusu gerillaları Hasan Ataş, Erol Volkan İldem, Fadime Çakıl, Ali Kemal Yılmaz, Gökçe Kurban, Ferdi Tosun ve Cumhur Sinan Oktulmuş’un anısına sabotaj eylemi yapan ve bombalı pankart asan TKP/ML militanlarının açıklamasının tamamı şu şekilde:

“Ekim ayının ilk haftasında Partimiz TKP/ML’nin ve halk ordusu TİKKO’nun son şehitlerini selamladık. İstanbul/Büyükçekmece’de astığımız bombalı pankartla, komünist önder Erol Volkan İldem’in, partimizin ve halk ordusunun yiğit militanı ve savaşçısı Fadime Çakıl’ın, Dersim Bölge Komutanımız Ali Kemal Yılmaz’ın, Dersim Bölge Komutanlığı Üyesi Cumhur Sinan Oktulmuş’un, büyük idealler uğruna başta devrimci bir yaşamı ve gencecik yaşlarında bu idealin en ileri mevzisinde konumlanmayı seçen Gökçe Kurban, Ferdi Tosun ve Hasan Ataş yoldaşların son soluğumuz olmadığını, aksine; onlar düşerken de partimizin daha da savaşçı bir karakter kazanmasının temelini attıklarını bir kez daha ilan ettik.

“Astığımız bombalı pankartla, polise yönelik bir de sabotaj eylemi gerçekleştirdik. Polis pankartın üzerine geldiğinde hazırladığımız tuzak militanlarımız tarafından patlatıldı. Hâkim sınıflar, ekonomik-siyasal krizlerinin derinleştiği her dönemde olduğu gibi bugün de işçi sınıfına ve halka yönelik saldırılarını arttırmaktadır. Kürt ulusuna ve diğer ezilen kesimlere yönelik imha ve inkâr politikasını şovenizmle körüklemektedir. Özellikle böylesi dönemlerde hâkim sınıfların, silahlı mücadelede ısrar eden halkın öncü ve önderlerine daha da azgın bir biçimde saldırması, örgütsel tasfiyeyle birlikte-ideolojik kırılma yaratmaya da yönelmesi boşuna değildir.

“Yılgınlığın kaçkınlığa evrildiği, reformizmin ve her türden burjuva eğilimin koyu bir hal aldığı anda dahi yatağı savaş siperleri olanlar, hâkim sınıfların korkularını diri tutan ve her türden gerici saldırının odağında bulunan yegâne güçler olmaktadır. Partimizin savaşta tutunma ve savaşı büyütme ısrar ve iradesi, diğer devrimci güçlerin hesap soran eylemleri, gerillanın Gare ve Zap’ta yoğunlaşan direnişi ve en son iki HPG gerillasının Mersin’de gerçekleştirdikleri eylem de göstermiştir ki, düşmanın korkusunun kendi eceline faydası yoktur, olmayacaktır.

“Halk savaşının kurmayı olan partimizin ve şehitlerimizin çizgisini ne denli sıkı kavrar ve savaşımızı kitlelerin savaşı haline getirebilirsek, düşmanın ecel teri dökmeye dahi vakti olmayacaktır. Hesap sorucu her eylem, kitlelerin öznesi olduğu her direniş, düşmanın faşist politikalarını parçalamakla birlikte ideolojik-siyasal etkisini de kırmaktadır. Bu “yolu” izleyeceğiz. Sistemiçiliğin darlaştıran, yozlaştıran, sıradanlaştıran düşünce ve eylemine ve her türlü şekillenişine teslim olmayacağız. Örgütlenecek, örgütleyecek ve şehitlerimizin “savaşı büyütme” hedefini bulunduğumuz her alanda, her parçada hayata geçirmenin çabası içinde olacağız. Çevremize örülmeye çalışılan dar ideolojik-siyasal ve örgütsel çemberi düşmana yönelerek parça parça kıracağız.

“Sabotaj eylemimiz bunun nacizhane bir parçasıdır. Sınıf kinimiz, son şehitlerimizle birlikte daha da büyüyen öfkemiz, bugünkü küçük adımlarımızdan daha güçlüdür ve onu halkın öfkesine karıştırarak bir taşkın yaratacağız. Savaşçı olacağız, savaşacağız, savaştıracağız ve kitlelerle başaracağız.”