HABER MERKEZİ- Elimize e-posta yoluyla ulaşan habere göre TKP/ML (Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist) Kadın Komitesi tarafından yapılan açıklama ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü selamlandı. Tüm kadınlara TKP/ML saflarında örgütlenme çağrısı yapan kadın komitesinin açıklaması şu şekilde;
“Selam Olsun Toprağa Düşerken Öğreten Kadınlara!
Bin Selam Olsun 8 Mart’ı Yaratanlara!
İşçi ve emekçi kadınlar!
İşçi sınıfının kurtuluşu mücadelesinde Türkiye topraklarında zulüm ve baskının en vahşisi karşısında eşitlik ve özgürlük mücadelemiz sürüyor. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi bu topraklarda da baskı ve zulümden en büyük pay kadınlara düşüyor. Tüm dünyada kadınlar bu saldırılara karşı öfkelerini örgütlemenin bilinciyle sokaklara, meydanlara cüretlerini kuşanarak çıkıyor. 8 Mart dünya emekçi kadınlarının, birlik, dayanışma ve mücadele gününü 129 tekstil işçisinden devraldığımız bu direniş ruhuyla karşılıyoruz.
Emperyalist kapitalistler; işçi ve emekçi kadınları hiçleştirme, ikinci cins görme, taciz, tecavüz, şiddetin her çeşidiyle “terbiye etme”, sürgün, göç, gözaltı, tutuklama, haksız savaşlarda ganimet olarak görmeye kadar çifte sömürünün tüm biçimleri ile saldırmaktadır. Emek sömürüsünün en acımasız biçimleri esnek çalışma, uzun çalışma süreleri, düşük ücret, kazanılmış hakların gaspı, merdiven altı atölyelerde kuralsız, enformel çalışma koşullarıyla dizginsizce sürüyor. İşsizlik, krizin faturasını halka-kadınlara ödettirme, işten çıkarma, sendikasızlaştırma, grev yasakları vd. sömürü politikalarının etkin bir parçası olarak sistemin ekonomik kriz içerisinde olduğu bu dönemde daha da etkinleştiriliyor. Hakim sınıflar kendi krizlerinin bataklıklarına işçi ve emekçi halkı sürüklerken en zayıf halka olarak gördükleri kadına yönelik saldırıları ise çürümüş düzenlerinin en diplerinde saklamaya çalışıyor. Kadınlar yaşamın her alanında bu saldırılara maruz kalırken içinden geçtiğimiz tarihsel süreçte tüm dünyada yaşanan gelişmeler gelecek günlerin amansız mücadelelere gebe olduğunu gösteriyor.
Türk hakim sınıflarının içinde debelendikleri krizin yarattığı ekonomik, siyasal ve sosyal çürüme tablosunu anlamak için her gün katledilen kadınlara bakmak yeterlidir. Her yıl sayıları artan kadın cinayetlerinin perde arkasındaki gerçek bu tabloyu yaratan sistemdir. 2019 yılında katledilen ve resmi verilere yansıyan 474 kadının çığlığı Emine Bulut’un “ölmek istemiyorum” çığlığında ve 10 yaşındaki kızının “Anne lütfen ölme” haykırışında resmolmuştur. Bu sistemin kadınlara yaşam hakkı değil sadece ölüm hakkı tanıdığının sayısız örneği vardır. Aydın’da katledilen Zeliha Erdemir savcılığa 46 kez korunma talebiyle başvurmuş olmasına rağmen katledilmiştir. Bu sadece bir örnektir ve buna benzer sayısız örnek mevcuttur.
2020 yılı da farklı bir tabloyla başlamamıştır. Sadece Ocak ayında katledilen kadın sayısı 27’dir ve aradan geçen zamana her gün yeni bir kadın cinayeti eklenmiştir. Dersim’de katledilen Gülistan Doku, devletin katletme ve kaybetme politikasına karşı kadınların haykırdığı slogan olmuştur.
Burjuva- feodal düzen bu saldırılarla kadınları zapturapt altına almaya çalışırken; kadın cinayetleriyle katledilen kadınların hesabı daha görülmedi. Erkek egemen devletin tüm kurumlarıyla kadın kimliğine yönelik saldırılarının intikamı alınmadı. Çocuklara karşı işlenen suçların cezası kesilmedi daha. İşte tam da bu saldırıların ortasında öfkeyle bilenmiş direnişlerle karşılıyoruz 8 Mart’ın 163. yılını.
GÖĞÜN VE MÜCADELENİN YARISI KADINLAR!
Kadının gerçek kurtuluş ve özgürlük mücadelesinin yolunu 47 yıllık mücadele tarihine kanlarıyla harç olan komünist kadınlar çiziyor. Onların taşıdığı ve devrettikleri bayrağı aynı kararlılıkla taşıyan kadınlar, Partimiz saflarında her alanda mücadeleyi büyütmenin kararlılığı ve direngenliği ile yürüyor. Meral Yakar yoldaş kanıyla sulamıştır Partimizin harcını. O cesareti, fedakarlığı, kararlılığı, direngenliği ile komünist kadın kimliğinin tüm özelliklerini miras bırakmıştır. O miras büyümüş, ilerlemiş ve gelişmiş; Barbara’dan Ayfer’e Kamile, Leyla, Perihan’a, Nergiz’e, Fehiman’a, Yıldız’a Dilek’e, Nilüfer, Nurgül, Emel’e, Mehtap’a Sefagül, Nurşen, Gülizar, Fatma, Derya yoldaşa Hatayi, Gamze Gül ve Esrin yoldaşlar tarafından büyütülmüştür. Onlar, yemin eder gibi yaşamak, bir ant gibi toprağa düşmenin sembolleri olmuşlardır.
Kavgada yolumuzu aydınlatan önder kadınlarımız, onların yolundan yürüyen şehit kadınlarımızın özgürlük mücadelesinde yaktıkları meşale Partimizin 1. Kongresi’yle daha da yükselmiş ve ideallerine bağlılığımızın sözü olmuştur. Kadının kurtuluş mücadelesinde tüm küçük burjuva ideolojilerle aramızdaki ayrım çizgilerinin daha da netleşmesi ve berraklaşması olmuştur 1. Kongre. Şimdi görevimiz yükselen ateşi daha da harlamak, o ateşi karanlıkları aydınlatan bir ışığa dönüştürmektir.
Günler, ağır bedelleri göze alarak yürümeyi emretmektedir. İçinden geçilen süreç bu zorunlulukları en net çizgilerle koymayı zorunlu kılan bir tarihsel kesiti işaret etmektedir. Sınıf mücadelesi içinde 8 Mart’ın tarihsel önemini kavramak devrimin sorumluluklarını kavramakla ilgilidir. 8 Mart’ı anlamak işçi sınıfı tarihini kadınlar cephesinden okumaktır.
Beritan’dan Arin Mirkan’a Zilan’dan Ekin Wan’a direnen tüm kadınları bu bilinçle selamlıyoruz. Sabo’nun Yeliz’in Sakine’nin Berna ve İvana Hoffman’ın, daha ismini sayamadığımız, adlarını kavga siperlerine kanla kazımış binlerce kadının özgürlük ve eşitlik ideallerini, uğruna can bedeli düştükleri mücadelelerini sarsılmaz inancımızla zafere taşıyana kadar yılmadan savaşmaktır 8 Mart.
Yoldaşlar;
İşçi ve emekçi kadınlar!
Sefagül yoldaşın dediği gibi kendimizi bu tarihsel görevlere zincirleyerek hazırlanmalıyız geleceğe. Örgütlemeliyiz yarını. Gül yoldaşın şu sözlerini akıldan çıkarmamalıyız “Biz kadınlık rollerini reddediyorsak bunlara savaş açmışsak eşitliği sağlamak içindir. (…) Belki yanlış yapıyoruz ve yapacağız ama doğruya ulaşmada bu yanlışların da etkisi olacak…” Ve bu cüretle komutanımız Hasret yoldaşın son kurşunu gibi taşımalıyız sorumluluklarımızı.
Bu bilinçle yoksulların en yoksulu, ezilenin ezileni tüm işçi ve emekçi kadınların 8 Mart mücadele gününü kutluyoruz. Cinsiyet eşitsizliğine son vermek için tüm kadınları Partimiz saflarında örgütlenmeye, Partimiz önderliğinde sokakları meydanları kavga şiarlarıyla doldurmaya çağırıyoruz.
YAŞASIN EMEKÇİ KADINLARIN MÜCADELE GÜNÜ, YAŞASIN 8 MART!
CİNSEL, ULUSAL, SINIFSAL SÖMÜRÜYE SON!
YAŞASIN 8 MART’IN KIZIL ŞİARI
SELAM OLSUN 8 MART’I YARATANLARA , ŞAN OLSUN 8 MART’I YAŞATANLARA!
YAŞASIN PARTİMİZ TKP/ML!
TKP/ML KADIN KOMİTESİ”