Sevgili Yoldaşlar, özgürlük, devrim ve sosyalizm mücadelesine yüreklerini katan değerli kavga dostları,
Sizleri öncelikle emperyalist Almanya zindanlarında bulunan komünist tutsaklar olarak devrimci duygularımızın bütün içtenliğiyle selamlıyoruz. Bugün 18 Mart Politik tutsaklarla dayanışmanın günü. Dört yılı bulan tutsaklığımız boyunca dayanışmanın güzel kokulu çiçeklerini hissettik bulunduğumuz hücrelerde. Binlerce teşekkürler. Bu söz boşuna söylenmemiş. ‘’Dayanışma işçi ve ezilenlerin zarafetidir’’.
Halen dünyanın dört bir köşesinde devrimciler, sosyalistler ve özgürlük idealleri için onbinlerce insan emperyalist-kapitalist haydutların ve faşist-gerici rejimlerin zindanlarında ideallerini yaşatmaya devam ediyor. Baskı ve işkence, idamlar, tecrit ve sindirme politikaları politik tutsakların direnişlerine, ideallerine, özgürlük, devrim ve adil bir dünya tutkularına engel olamıyor. Hapishanelerin dışarıdan tek farkı yalnızca iradelerimizden bağımsız olarak bulunduğumuz yerler olmasıdır. Mekan farkı sınıf mücadelesinin yalnızca biçiminde değişiklikler olarak değerlendirilmeli. Öz olarak ise daima aynı; düşünsel, ideolojik ve kültürel olarak ilkeli militan bir sınıf duruşu ve baş eğmeyen devrimcilik.
Bu 18 Mart’ın özgün yanı HDP Milletvekili Leyla Güvenin öncülüğünde başlayan ve Abdullah Öcalan’ın İmrali tecrit işkencesinin son bulmasını hedefleyen açlık grevlerinin şimdi binlerce politik tutsak tarafından Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde sürdürülüyor olması. Birçok arkadaşın her an şehit düşmesiyle yüzyüze bulunduğu kritik bir dönemecinde içinde bulunuyoruz.
Kürt yurtsever tutsakların yürüttüğü bu meşru ve onurlu direnişi her alanda destekleyerek başta İmralı olmak üzere tüm Türkiye zindanlarındaki baskı ve işkencelerin sonlandırılmasında somut kazanımlara ulaşmak, aynı zamanda faşist Türk rejimimin kalelerinde gedikler açmak gibi oldukça oldukça değerli sonuçlara yol açma ihtimalleri bakımından önem taşımaktadır.
Bu görev biz Türkiye-Kürdistan devrimcileri kadar belki daha da fazla Alman ilerici – anti faşist ve sosyalistlerinin görevi olarak ele alınmak zorundadır. Türkiye’deki faşist diktatörlük rejiminin temel siayasal-ekonomik destekçisi olarak Alman egemenlerine bu doğrultuda baskı uygulayarak, tekelci Alman hükümetine sonuç alıcı bir baskı uygulayarak direnişçilerin – tutsakların zaferini kolaylaştırmak – mümkün kılmak enternasyonalizmin esası olarak görülmelidir.
Buradan gerek Kürk yurtsever direnişçilerinin zindanlardaki direnişine gerekse aynı doğrultuda da Kürt halkının mücadelesine selam ve saygılarımızı gönderiyoruz.
Ayrıca Gonzalo ve Saibaba yoldaşlar başta olmak üzere Mumia Abu-Jamal, Georges, İbrahim Abdullah, Abdullah Öcalan şahsında tüm dünyanın her köşesinde bütün baskı ve işkencelere, tecrit ve idamlarına rağmen sınıf mücadelesini yiğitçe sürdürüp emperyalist-kapitalist haydutlara ve diktatörlük rejimlerine meydan okuyan bütün politik tutsaklara komünist-enternasyonalist selamlarımızı ve saygılarımızı gönderiyoruz.
Sevgili Yoldaşlar, değerli dostlar, ilerici, antifaşist kardeşler;
Duvarlar bizleri ayırsa bile yüreğimiz sizlerinde adımladığı sokaklarda, dağlarda, devrimci-antifaşist direnişlerde ve sınıf kavgasının tam orta yerinde. İyi ki varsınız, iyi ki aynı idealleri ve duyguları paylaşıyoruz.
Sizleri devrimci enternasyonalist kalbimizle selamlıyor, mücadelenizde başarılar diliyoruz.
YAŞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ!
TECRİT KIRILACAK, FAŞİST TÜRK ABLUKASI DAĞILACAK!
YAŞASIN DEVRİM VE SOSYALİZM!
TKP/ML DAVASI TUTSAKLARI
SEYİT ALİ UĞUR VE DENİZ PEKTAŞ
18-03-2019