HABER MERKEZİ- Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) 2021 Yılı Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri Raporu yayınlandı. Türkiye’de işkencenin boyutunu gözler önüne seren rapora göre geçtiğimiz yıl kendisi veya bir yakını işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı için 984 kişi TİHV’e başvurdu.
Başvuranların 616’sı yıl içinde işkenceye maruz kaldığını belirtirken, bu rakam vakfın kuruluşundan bu yana yıl içinde işkence nedeniyle yapılan en yüksek başvuru sayısına tekabül ediyor. Rapora göre, gözaltı sürecinde işkenceye maruz kalan 10 kişiden 7’si açık alanda veya toplumsal gösterilerde işkence gördü. Başvuruların en küçüğü 5 yaşında, en büyüğü ise 76 yaşında.
Rapora göre;
- TİHV Temsilcilikleri ve Referans Merkezlerine 2021 yılında 984 başvuru yapıldı. Başvurulardan 915’i kendisi işkence ve diğer kötü muamele gördüğü için başvurdu. Bir yakını işkence gördüğü için başvuranların sayısı ise 57 oldu.
- Kendisi işkence gördüğü için vakfa başvuran 915 kişiden 871’i Türkiye içinde, 44’ü ise başka bir ülkede işkence gördüğü için başvurdu.
- İşkence görenlerin 616’sı 2021 yılı içinde işkence gördüğü için 211’i ise 2016-2020 yılları arasında işkence gördüğü için TİHV’e başvurdu.
- En çok başvuru 307 kişi ile TİHV İstanbul Temsilciliğine gelirken, Van Temsilciliği’ne 263, Diyarbakır Temsilciliği’ne 166, İzmir Temsilciliği’ne 134, Ankara Temsilciliği’ne 66 ve Cizre Referans Merkezi’ne 48 kişi başvurdu.
- Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilerin atanmış rektör protestolarıyla başlayan süreç gözaltılar, ihlaller, homofobik söylemler ve LGBTİ+ karşıtı nefret kampanyalarıyla tüm yıla yayıldı. Ocak ve şubat aylarında öğrenciler ve LGBTİ+’ların İstanbul ve İzmir Temsilciliklerine yoğun başvurusuna yol açtı.
- İstanbul Sözleşmesi’nin iptali sonrası kadınlara yönelik ihlallerde de artış görülmeye başlandı. Haziran ayında Pride yürüyüşü ve Suruç anmasına yönelik müdahaleler sonrası Haziran ve Temmuz aylarında başvurularda yine belirgin bir artış görüldü.
- Türkiye içinde işkenceye maruz kaldığı için başvuru yapan 871 kişinin cinsiyet kimliklerine göre dağılımı incelendiğinde 307 başvurunun (yüzde 5,2) kadın, 527 başvurunun (yüzde 60,5) erkek, 37’sinin (yüzde 4,2) ise bu sınıflama dışında LGBTİ+ olduğu görülüyor. 2020 yılının verileri ile karşılaştırıldığında LGBTİ+ başvurularındaki artış dikkat çekti.
- 2021 yılında işkence nedeniyle tedavi merkezlerine başvuran kişilerde en küçük yaşın 5, en yüksek yaşın 76 olduğu tespit edildi. Başvuranların yarısından fazlasını 30 yaş ve altı kişiler oluşturdu.
- 2021 yılında TİHV’e 56 çocuk başvururken, 30’u Türkiye’de, 5’i ise yurt dışında gördüğü işkenceler nedeniyle başvuruda bulundu. Türkiye’de işkence gördüğü için başvuran çocukların 17’sinde işkence gördüğü tarihin 2021 yılı olduğu belirlendi. Çocukların 12’si ev baskınlarında, 11’i kayıt dışı gözaltılarda, 4’ü resmi gözaltılarda, 2’si hapishanede 1’i ise mülteci toplama merkezinde işkenceye maruz kaldığını belirtti.
- Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi doğumlular Türkiye nüfusunun yüzde 30,6’sını oluştururken işkence nedeniyle TİHV’e başvuranlar içinde bu bölgede doğanların oranı yüzde 63,7 oldu.
- Başvuruların yüzde 89,9’u siyasi düşünce, kimlik veya eylemleri nedeniyle gözaltına alındıklarını belirtti.
- 2021 yılı içinde gözaltında işkence gören her iki kişiden biri en az iki veya daha fazla birimde işkence gördüğünü belirtirken; 10 başvurucudan 7’si sokakta veya toplumsal gösterilerde, 10 başvurucudan 4’ü araç içinde, yine 10 başvurucudan 4’ü ise emniyet müdürlüklerinde işkenceye maruz kaldı.
- 2021 yılı içinde en çok işkence olayının yaşandığı tespit edilen resmi gözaltı merkezi İstanbul ve Van Emniyet Müdürlükleri oldu.
- Başvurucuların önemli kısmının birden çok işkence yöntemine maruz kaldıkları görüldü. 10 başvurucudan 8’inin hakaret ve aşağılamaya, 10 kişiden 7’sinin fiziksel müdahaleye maruz kaldığı belirlenirken, 10 kişiden 5’i de cinsel işkence gördüğünü ifade etti.
- 10 başvurucudan en az 9’unda travma sonrası stres belirtileri tespit edildi.
- Başvuruculardan 14’ünün tedavi sürecinde cerrahi müdahaleye gereksinim duyduğu tespit edildi.
- Raporda, gözaltına alınanların tıbbi değerlendirme sürecinde temel uluslararası düzenlemeler, İstanbul Protokolü ilkeleri ve ulusal düzenlemelerin yanı sıra tıp mesleğinin etik ve mesleki standartlarının dikkate alınmadığı tespiti yapılarak, bu durumun sağlık alanında kalıcı bir sorun hâline geldiği ifade edildi. (Duvar)