HABER MERKEZİ- Geçen sene TBMM’de görüşülüp tüm siyasi partilerin reddettiği “termik santralların baca filtresiz çalıştırılma” önergesi tekrar Meclis Genel Kurulu’na getirildi ve AKP-MHP oylarıyla kabul edildi. Baca filtresiz 13 kömürlü termik santrala Tepki çeken teklife yaşam savunucuları karşı çıkıyordu.
Dünya çapındaki araştırmalar ise elektrik üretiminde fosil yakıt kullanımının bir an önce sonlandırılması gerektiğini söylüyor. Daha önceden 2050 yılı ‘kömürden çıkış için son tarih’ olarak açıklanırken, küresel ısıtmadaki hızlı ilerleyiş bu tarihi 10 yıl geriye çekti bile. Climate Analytics tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre küresel ısınmanın, uluslararası ölçekte kabul görmüş sınırlar dahilinde kalmasını sağlamak için, en geç 2040 yılına kadar elektrik üretiminde kömürün payının sonlanması gerekiyor.
Meclis’e kabul edilen maddeyle ilgili açıklama yayınlayan Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi de milletvekillerine ‘maddeyi reddedin’ çağrısı yapmıştı.
Açıklamada, Türkiye’nin yarısından fazlasının ulusal standartlara göre kirli hava soluduğu vurgulandı. “Mevcut kirliliğin dahi sınır değerlerin üzerinde olduğu bu şehirler, kömürlü termik santrallerin baca gazlarıyla zehirlenmekte, bu enerji elde etme biçiminde ısrar edilmesi halk sağlığını hiçe sayarak insanları hasta etmekte ya da öldürmektedir” denilen açıklama şu ifadelere yer verilmişti:
TÜRKİYE GELECEĞİNİ KAYBEDİYOR
“Yapılan araştırmalarla hava kirliliğinin kalp, beyin, solunum ve bağışıklık sistemini etkilediği kanıtlanmış, hastalık yapıcı ve ölümcül etkileri bilinen bir gerçek haline gelmiştir. Hava kirliliğini azaltacak ya da önleyecek politikaların geliştirilmemesi ve aksine kirliliği arttıracak uygulamaların desteklenmesi ve bu kirliliğe göz yumulması Türkiye’nin gelecek nesillerini de risk altına sokmaktadır.
SANTRALLAR HALK SAĞLIĞI SORUNU
Küresel iklim değişikliğinin her geçen gün daha da hissedilir olması ve ekosisteme geri dönüşü mümkün olmayan zararlar vermesi nedeniyle tüm dünya ülkeleri tarafından sera gazı salınımının tartışılması ve azaltılmasına yönelik politikalar oluşturulmaya başlanması artık bir ‘çevre hassasiyeti` değil zorunluluktur. Söz konusu zorunluluk nedeniyle dünyanın birçok ülkesinde fosil yakıtlardan vazgeçilmesi için adımlar atılırken Türkiye’nin kendi planına kömürsüzleşmeyi koymamış olması halk ve çevre sağlığı açısından kabul edilebilir değildir.”