“Önemli olan çok yaşamak değil yaşadığın süre zarfında nasıl yaşadığındır.” demişti Deniz Gezmiş idam sehpasına gitmeden önce ailesine yazdığı son mektubunda. Bir komünist devrimci için bu sözün karşılığı elbette sınıf mücadelesi içerisindeki konumlanışı, yaşamını sınıf mücadelesinin gerektirdiği gibi doldurma, öyle yaşama biçimini tarif etmektedir. 7/24 devrimciliğin sadece fiziki konumlanışını değil kendi ve dışıyla ideolojik hesaplaşmasını da her daim canlı tutan, sınıf mücadelesinin görevleri ile yatıp onunla kalkan bir düşünsel konumlanışı anlatmaktadır. Bu konumlanış küçük burjuva devrimciliği ile proleter devrimci arasındaki en temel ayrım noktalarından birisidir. İlki günü kurtarmayı, ikincisi ise geleceği kazanmayı hedefleyen bir konumlanma, yaşama biçimidir. İşte Nubar yoldaş da sınıf mücadelesinin engebeli seyri içinde, ortaya çıkan her türlü çelişkiye rağmen ikinci tür devrimciliğin, geleceği kazanmayı hedefleyen, ona göre düşünen, ona göre harekete geçen bir kişiliğin, proleter devrimciliğin şekillenişi olmuştur. Onu sürekli ileri taşıyan, yaşamını örnek kılan, onu önderleştiren devrimciliği; ilk başta ideolojisine ve kitlelere olan sarsılmaz inancı, partisine ve yoldaşlarına sıkı bir bağlılığıydı. Tüm bunlar devrimci iddiasını güçlü kılan ve yönünü sürekli devrimin ihtiyaçlarına göre belirlemeye çalışan bir irade ortaya çıkarmıştı.
Nubar yoldaşın devrimci yaşamının kısa özetini kendi sözleriyle anlatmak en doğu olandır. “Yüzümüzü arkamızda bıraktıklarımıza, kaybettiğimizi düşündüğümüz şeylere değil kazanacaklarımıza dönelim. Mücadeleye kazanacağımız inancıyla girelim. Bu inanç bizi görevlerimize daha sıkı bağlayacaktır.” (Erol Volkan İldem)
Nubar yoldaşın proleter ideolojiden gıdasını alan bu yaşam felsefesi, onun mekân ve zaman ayırt etmeksizin tüm benliğiyle sınıf mücadelesinde sürekli ileriye doğru bir gelişim seyri izlemesine neden olmuştur. Komünist devrimci mücadeleye ve onun ürünü olan Komünist Parti’ye yönelik gerek iç gerekse de dış saldırılarda yönünü tayin etmesine yardımcı olmuştur. Başarılarda daha ileriyi hedefleyen olumlulukları büyütme iradesi, hata ve zaaflarla mücadele azmi oluşturmuştur.
Onu genç yaşında önderleşmeye götüren sınıf mücadelesinin koşulları içinde her daim geleceği kazanmaya odaklı proleter devrimci konumlanışı olmuştur. Bu konumlanış onu sürekli çözüm üretmeye itmiş, öne çıkarmış, önderleştirmiştir. Proleter devrimcilik en zorlu koşullarda yenilgiler içinde dahi ileriyi hedefleyen bir şekillenişin ürünüdür. Yakın sürecin Türkiye Devrimci Hareketi’nde olduğu kadar parti içinde boy veren tasfiyeci saldırılara karşı sağlam duruşun, bu saldırılara karşı ideolojik ve pratik olarak savaşta ısrarı alnının akıyla yerine getirme görevini oynayan şekillenişin isimlerinden olmuştur Nubar yoldaş. Bu saldırılara karşı koymanın, sınıf mücadelesinin görevlerini yerine getirmenin ancak proleter ideolojiye dört elle sarılmaktan, politik olarak gelişmekten ve amasız bir pratik içerisine girmekten, kitlelerle kaynaşmaktan geçtiğinin bilinciyle hareket etmiştir. Onun için yenilgiler içinde zaferler saklıydı ve sınıf mücadelesi merkezli bir devrimcilik şekillenişi içinde olunması yeterliydi.
Nubar yoldaş, bu durumu şöyle özetlemişti yoldaşlarına yazmış olduğu bir yazısında; “Var olan durumda bütün zayıflıklarımıza, yetersizliklerimize rağmen tarihsel misyonumuzu oynamakla yüz yüzeyiz. Aynı koşulların devrimci iradeye gelişim sahası sunacağını, devrimcinin ve devrimin bu koşullarda gelişip güçleneceğini unutmamalıyız.”
İnsan yaşamı bütünlüklü bir olgudur. Çelişkilerle, çatışkılarla yol alır ancak gelinen son noktadaki tercih ve konumlanış, bu çelişki ve çatışkılar içerisinde alınan tavrın ve pratiğin ürünüdür. Nubar yoldaş da 21 yıllık devrimci yaşamı boyunca parçası olduğu bu çelişkilerle mücadelesini sürekli kendini yenileyen, partiyi ve mücadeleyi ileri taşımaya odaklanan bilinci esas aldı. Karşılaştığı çelişkiler karşısında buna göre konumlandı. İlk tutsaklığında kısa süreli yaşadığı tereddütü hızlıca tersine çevirmesini bu bilinç ve irade sayesinde başardı. Sonrasında kendisini tereddütsüz devrime adama ve güçlü bir hesaplaşmaya dönüştü. Onu proleter devrimciliğe taşıyan, önce Komsomol’da, sonrasında partide önderleştiren, merkezine esas olarak sınıf mücadelesinin çelişkilerini alması ve bunun çözüm yollarına odaklanmasıydı. Bireyin kendi iç çelişkisi olduğu kadar partinin ve devrimin çelişkilerinin çözümü ancak bu yolla mümkündü. Bundan azade bir devrimciliğin kendini tekrar eden ve bir süre sonra kendini tüketen pozisyonu, onun mücadele odaklarından olmuştur her zaman. Bu yaklaşım, tek tek bireylerden oluşan partinin kolektif iradesi, çözüm yolu olmuştur onun için.
Nubar yoldaş, Proletarya Partisi saflarında boy veren sağ tasfiyeci hizip sonrası 2017 kış sürecinde başka bölgede konumlanan yoldaşlarına yazdığı notta şunları ifade etmişti: “Yoldaşlar, bildiğiniz gibi partimiz örgütsel bir kaos sürecinden geçiyordu. Bu kaos, bugün partimizde yaşanan kopuşlarla sona ermiştir. Burada ve başka alanlarda hizip çalışmasına yönelenler, parti dışında kalmış, partimiz, merkezi disiplinini yeniden oluşturmuştur. Kopanlara ve kopuşlarına dair çok şey söylenecektir. Ancak asıl olan bizim/partimizin ne yapacağıdır. Sınıf mücadelesi ve devrimin görevlerinin açığa çıkarılması ve bu görevleri yerine getirecek bir şekilde donanmak, işte yönelimimiz budur ve kış sürecindeki yoğunlaşma ve çalışmalarımızın buna uygun olacağına inancımız tamdır.”
Nubar yoldaşta şekil bulmuş olan çözüm üretme, kafa yorma, devrimcilik iradesi, sadece bugüne ait sorunlara değil geleceğin sorunu olana da çözüm üretme iradesidir. Bir militan olarak konumlandığı sınıf mücadelesinin ilk anından, önderleşerek ölümsüzleştiği ana kadar bu iradeyi göstermek için çabalamıştır. Onda vücut bulan teorik ve pratik bütünlüğün ortaya çıkardığı proleter devrimcilik son ana kadar görevlerine dört elle sarılmayı yaratmıştır. Tasfiyeciliğin, silahlı mücadeleye karşı güvensizliğin, olmazlığın teorisinin azımsanmayacak düzeyde vuku bulduğu süreçte dahi partiyi kaostan çıkarmaya, sınıf mücadelesinin asli görevlerine yoğunlaşmasına çaba harcayan iradenin altına imza atmasını bilmiştir. Nubar yoldaş kendinden önce Proletarya Partisi’nde birikmiş deneyimi inancıyla harmanlamış, kendi pratiği ve deneyimle birleştirmiş ve komünist devrimci görevleri yerine getirmeye çalışmıştır. TKP/ML MK-SB’nin Nubar yoldaşın ölümsüzleşmesinin ardından ifade ettiği şu cümleler, verili koşullarda oynadığı tarihsel rolün özeti olmuştur. “Nubar yoldaşın ölümsüzleşirken aldığı tarihsel konumlanış partimizin çizgisinin en etkin, en kararlı ve sürükleyici birikim ve deneyimin toplamı olmuştur. O üstlendiği görevin tarihsel niteliğini kavrayarak, partinin ona verdiği önderlik rolünü tüm benliğinde hissederek yerine getirme çabası içinde olmuştur. Bu anlamda partimizle onurlanmış, partimizi onurlandırarak ölümsüzleşmiştir.”
1. KONGRE ÇİZGİSİNDE GERİLLA SAVAŞINDA ISRARIN VÜCUT BULMUŞ HALİ; NUBAR YOLDAŞ
Lenin yoldaş; “Bir devrimci ve bir sosyalizm yandaşı ya da genel olarak bir komünist olmak yetmez. Her belirli uğrakta, bütün zinciri tutmak ve sonraki halkaya geçişi sağlamca hazırlamak için kavranması gereken belirli halkayı bulmasını bilmek gerekiyor.” diyordu. Ülkemizde devrim mücadelesi zincirinin en önemli halkasını savaş ve özelde gerilla savaşı oluşturmaktadır. Sınıf mücadelesinin her belirli uğrağında, genel tablo sınıf mücadelesinin aleyhine işlediği koşullarda ise ilk sorgulanan gerilla savaşı ve devrimci şiddet olgusu olmuştur. Nubar yoldaşın tarihsel bir rol üslendiği, sınıf mücadelesinin bütünü olduğu kadar ona önderlik edecek olan Proletarya Partisi saflarında da tasfiyeciliğin etkisiyle buna yönelik aşındırma hamleleri karşısında, bu zincire bütün varlığıyla sarılmış ve ileri hamleler için can bedeli bir çaba harcamıştır. Tasfiyeci saldırı dalgasına karşı, “Örgütlenirken savaşmak, savaşırken örgütlenmek. Örgütlerken savaşmak, savaşırken örgütlemek” anlayışıyla, sürece önderlik görevini üslenmiş, düşmanın yoğun imha saldırıları altında dahi bir an olsun taviz vermeyen bir çizginin temsilcisi olmuştur. Nubar yoldaş, düşmanın yoğun bir imha saldırısının yanında, ideolojik olarak gelişen tasfiye saldırısına karşı kolektif önderlik mekanizmasının savaş alanındaki yüzü olmuştur. Karamsarlık ve yılgınlık karşısında yönünü hep kolektifin önder bir parçası olarak harcadığı emeği, çabası ve katkısıyla şekillenen 1. Kongre kararları etrafında belirlemiş; savaşı geliştirmeyi ve güçlendirmeyi esas almış, taşıdığı misyon gereği hep bir adım daha ileriyi hedeflemiştir. Savaşta ısrar ve irade gösteren bir çizginin temsilcisi olarak savaşın dinamiklerini, eğilimlerini ve sınıfsal-toplumsal olarak yaratacağı etkiyi, ulaştıracağı sonucu kavrayarak konumlanmıştır.
Olmazlığın teorisine karşı proletaryanın bayrağını açıp nasıl daha ileri yol alınacağıyla uğraşmıştır. Temel aldığı referans ise şu olmuştur: “Partimiz, devrim stratejimiz olan Halk Savaşının proletarya önderliğinde, doğru bir şekilde kumanda edildiğinde muzaffer olacağından şüphe duymamaktadır. Yaşadığımız sorunları, geliştiremediğimiz mücadeleyi bu stratejik hatta arama yerine bu stratejik hatta derinleşme, savaşın ve sınıf mücadelesinin sorunlarını bu genel siyasi çizgi etrafında, onu zenginleştirerek ve uygulanabilir kılarak şekil almak önemlidir.” (TKP/ML 1. Kongre Belgelerinden)”
Savaş-siyaset ilişkisi içerisinde bilinç ve eylem diyalektiğiyle savaşa önderlik görevini üslenmiş, gerilla savaşının yaşadığı açmazları, bu açmazlar karşısında üzerine düşeni yapmaya çalışmış ve harekete geçmiştir. Bu hareket içerisinde ölümü kucaklamış ve oynadığı misyona bağlı olarak büyük bir boşluk bırakmıştır. Nubar yoldaşın proleter devrimci yaşamı bu boşluğun nasıl doldurulacağının yığınla örneği ile doludur. Ve bu boşluk parti iradesi tarafından doldurulmaya muktedirdir. Nubar yoldaşın, güç aldığı partisinin ideolojik sağlamlığı, kitlelere ve yoldaşlarına bağlılığıyla gerek fiziki gerekse de düşünsel olarak kendinden vazgeçmiş bir devrimci özle örülü, her badirede buralardan aldığı güçle sınanmış yaşamı bizlere ne yapmamız, yönümüzü nereye dönmemiz gerektiğini, nasıl yaşamamız ve nasıl düşünmemiz gerektiğini de salık vermektedir.
Her gelişme ve çelişme karşısında parti ile yürüme, kitlelerin gücüne güvenme, gerilla savaşına göre şekillenme iradesi, yaşadığı süre zarfında devrim için atan bir yürek ortaya çıkarmıştır onu. Nubar yoldaş kendi tarihini; iradesiyle, dünya görüşü ve aldığı tutumla yaşamın, mücadelenin ve koşulların karşısına çıkardığı şartları gözeterek belirlemiş ve sınıf mücadelesinin hizmetine sunmuştur.
Nubar yoldaş, yıkma ve inşa etme dinamiğinin yalın kat kavranışıdır. Birey ve toplumsal mücadele ilişki sürecinin her aşamasında bu diyalektik ilişkinin oluşmasında, gerçekleşmesinde bilinçli ve sistematik bir hat oluşturmuştur. Karşısına çıkan sorunları, çelişkileri karşılarken neyi inşa edeceğini, etmesi gerektiğini bilerek yönelmiş ve yıkıcılığı ustaca kullanmıştır. Sınıf mücadelesi içinde, onun sorunlarıyla kaynaşarak yakalanan bir gelişim, parti bilinci ve kavrayışıyla ilerlenen yol ve toplumsal devrimin gerekliliklerini benimseyerek yaratılan bir şekilleniş ve inşa sürecidir onun tüm yaşamı. Onun yürünecek yol ve inşa edilecek sürece dair berrak bir konumlanışı vardır. “Tarih ırmağı yanı başımızda akıp giderken ya onun içine dalacağız ya da kenarında susuzluktan öleceğiz. Mesele bana böyle geliyor.” diyen net bir bakış açısı “Ve ona atlamak konusunda kendisinden yana bahaneler üretenlerle beraber yüzmeyi düşünmüyorum. Bulunduğumuz pozisyonda bu tarihsel bir haksızlık olur…” (20 Ekim 2014 Yazdığı bir mektuptan…) diyerek varoluş zeminini güçlendiren, bu bakış açısıyla şekillendiren ve konum alan bir komünist çizgidir onun inşa ettiği. Tarih karşısında haksız olanı dışında tutan, tarihsel haklılığa kesin bir inançla konumlanmada tereddüt etmeyendir Nubar yoldaş.