Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasakları sırasında mahsur kalan ve tahliyelerinin ardından gözaltına alınan 19’u tutuklu 40 kişinin yargılandığı Sur Ana Davası’nın duruşması Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Haklarında ayrı ayrı “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” ve “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla açılan davanın 11’inci duruşmasında, tutuklu sanıkların savunmalarının kesilmesi üzerine duruşma salonunu terk etmek isteyen sanıklar darp edildi. Duruşmayı izleyen aileler sanıkların darp edilmesini zılgıtlarla tepki gösterdi. Aileleri de darp ederek dışarı çıkaran polislere avukatlar engel olmak istese de aileler darp edilerek salondan çıkarıldı.
Sabah saat 09.00’da başlaması beklenen duruşma 16.00’da başladı. Saatlerce duruşmayı bekleyen aileler ve gazeteciler üst aramasından sonra duruşma salonuna alındı.
Duruşmada tutuklu sanıklar Dilşad Şengül, Helin Yapıcı, Ekrem Karatay, İhsan Biter, Mehmet Çoreşoğlu, Rihan Kavak Özbek ve başka suçtan tutuklu Mehmet Can Alpaydıncı kaldıkları cezaevinden SEGBİS bağlantılarının sağlanamadığı görüldü.
Yine sanıklar Deniz Ataş ve Mehmet Çoreşoğlu, Ekrem Karatay duruşmaya bizzat katılmak istedikleri SEGBİS sistemine katılmak istemediklerine ilişkin dilekçe sundukları belirtildi.
ESAS HAKKINDA MÜTALAA HAZIRLIĞI
Okunan belgelerin ardından iddia makamı esas hakkında mütalaasını hazırlamak üzere dosyanın kendisine verilmesini talep ederek tutuklu sanıklar yönünde mevcut delil durumu ve CMK 100/3 maddesi gereğince tutukluluğunun devamını istedi.
AVUKATLAR SEGBİS KAYDI İSTEDİ
Sanık Helin Yapıcı’nın avukatı Cemile Turhallı Balsak adil yargılanma, savunma hakkının ihlal edilmemesi ve sanık sayısının çokluğu nedeniyle duruşmada SEGBİS kaydının yapılmasını tüm avukatlar adına talep etti. Turhallı’nın talebi iddia makamının esasa ilişkin mütalaasını hazırlamak için dosyayı istediği gerekçesi ile oy birliği ile reddedildi.
11 DURUŞMA SONRA SAVUNMA YAPMAK İSTEDİ…
Mütalaaya karşı Kürtçe savunma yapan Baran Aslan, 11 duruşmadır duruşmaya geldiğini ancak savunma yapamadığını söyledi. “Şimdi savunmamı yapmak istiyorum” diyen Aslan, “Öncelikle Başkan Apo’nun üzerindeki tecridi lanetliyorum. Demokratik yaşam ve özgürlük için mücadele edenleri selamlıyorum. Yarın 9 Ekim Başkan Apo’ya karşı komplonun başlangıcıdır. Bu yaklaşık 21 yıldır sürüyor” sözleri mahkeme başkanı tarafından kesildi. Aslan’ın sözünü kesen başkan propaganda içerikli beyanlara devam etmesi durumunda söz hakkının kesileceği ihtarında bulundu. Aslan, “Bu hukuki olarak yürütülen bir mahkeme değil siyasi bir mahkeme olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle savunmamı bu şekilde yapmam gerekiyor. Benim kimliğim siyasi bir kimliktir” demesi üzerine başkan savunmayı tekrar kesti. Bunun üzerine Aslan yazılı savunmasını sunarak salondan çıkmak istedi.
SANIKLAR VE AİLELERİ DARP EDİLDİ
Aslan’ın duruşma salonundan çıkması üzerine diğer tutuklu sanıklar söz hakkı isteyerek savunmalarının bu şekilde kesilmesi halinde salonda kalmayacaklarını dile getirse de mahkeme tarafından söz hakkı verilmedi. Jandarmanın tutuklu sanıkları darp etmeye başlaması üzerine sanıklar, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganları attı. Salon dışında da gelen bağrış ve seslerden tutuklu sanıkların darp edildikleri anlaşıldı. Sanıkların darp edilerek duruşma salonundan çıkarılmasına zılgıtlarla tepki gösteren aileleri ise polisler tarafından darp edilerek salondan çıkarıldı.
2 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Kardeşi Baran Aslan’ın darp edildiğini gören Halim Aslan duruşma salonu duvarına yumruk atarak zarar verdiği gerekçesi ile darp edilerek gözaltına alındı. Dışarıya çıkarılan sanık Mehmet Şirin Kaya’nın babası İbrahim Kaya fenalık geçirerek hastaneye kaldırıldı. Adliye önünde duruma tepki gösteren Mehmet Şirin Gökdere ise darp edilerek gözaltına alındı.
MAHKEME HEYETİ 15 DAKİKA SONRA DÖNDÜ
Mahkeme salonundan çıkan arbede sırasında salonu terk eden mahkeme heyeti yaklaşık 15 dakika sonra salona geri döndü. Yaşananlara ilişkin mahkeme başkanı tuttuğu tutanakta tutuklu sanıkların ve ailelerin darp edilmesini görmezden gelerek, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganını propaganda sayarak, salon duvarının atılan yumrukla zarar gördüğünü kaydetti.
‘MAHKEMENİN ONAYI OLMADAN MÜDAHALE EDİLDİ’
Sanık Mehmet Şirin Arat, Emine Abiş ve Cengiz Abiş’in avukatı Muharrem Şahin söz alarak tutulan tutanağa katılmadıklarını söyledi. Şahin, “SEGBİS sistemi ile kayıt alınmasını talep etmiştik. Reddedildi. Salonda yaşananlar kayıt altına alınmadı. Baran Aslan savunmasına başlarken askerler neredeyse savunmaya müdahale edecek şekilde başında durdu. Mahkeme heyeti onay vermeden kolluk güçleriniN müdahale etmesi, sivil koruma görevlisinin biz avukatlara, ‘geçin yerinize oturun’ deme yetkisi yoktur. Sanıklar çıkarken, ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ şekilde slogan attılar. Hepimizin gözleri önünde sanıklara saldırılamaz, müdahale edilemez. Yapılan savunma ne bize ne de mahkemeye propagandadır” dedi.
Salon güvenliği sağlanmadan duruşmayı terk eden heyete tepki gösteren Şahin, “Duruşmanın adil olmayacağını düşündüğüm için salondan çıkmak istiyorum” diyerek salondan ayrıldı.
‘SALON DOĞRUDAN MÜDAHALEYE AÇIK’
Sanık Helin Yapıcı’nın avukatı Cemile Turhallı da sanık olmadan yargılama yapılamayacağını dikkat çekerek, “Bugün doğrudan bir müdahale ile karşılanması yargılamanın tarafsız ve bağımsız olmayacağının göstergesidir” dedi. Duruşma salonunun sanıklara ve izleyici ailelerine müdahaleye açık hale geldiğini vurgulayan Turhallı, “Bazı polislerin sanıkların ailelerine doğrudan müdahale ettiklerini gördük. Kişilerin doğrudan bir mahkeme nezdinde bile kötü muameleye uğrayabileceğini gördük. SEGBİS ile kayıt yapmasını istiyoruz. Yargılamayı kolaylamak varken sanığın ve bizim beyanlarımızın doğrudan tutanağa geçmesi söz konusu iken neden buna imtina ediliyor. Bugün kayıt altına alınmış olsaydı propaganda olup olmadığı ortaya konulabilirdi. Yargılamanın sağlıklı yürümesini de sağlayacaktı. Talebimizin soyut bir şekilde reddedilmesi anlaşılır değil” diye konuştu.
AVUKATLAR SALONDAN AYRILDI
Müvekkilinin olmadığı bir duruşmada savunma yapmanın bir anlam taşımayacağını belirten Turhallı, “Şekli bir yargılama var. Yargılamanın öznesi olan sanığın yargılama dışı bırakarak adil yargılama hakkı ortadan kaldırılmaktadır. Müvekkilimin olmadığı bir yargılamada bende olmayacağım” diyerek salondan ayrıldı.
Sanık Yunus Özak avukatı Bünyamin Şeker de meslektaşlarının beyanlarına katıldığını belirterek müvekkilinin olmadan savunma yapmayacağını ve salondan ayrılacağını dile getirdi.
‘UMARIZ İNSANLIK ONURU İŞKENCEYİ YENECEKTİR’
Sanık Ümit Özkan avukatı Barış Yavuz, “İlk kez mahkeme heyetinin duruşma salonunu terk ettiğine tanık oldum. Siz burada kalmalıydınız. Bir sürü polis ve asker vardı. Salonda bir suç oluşursa tespit ederek başsavcılığa bildirmeliydiniz. Mahkemenin bunu yapması gerekiyor ancak yapmadı. Dosyaya topluca bir tutanak yazıldı. Neyin ne olduğu açıkça yazılmalıydı. SEGBİS sistemi ile kayıt olsaydı her şey yansırdı. Mahkeme heyeti duruşma düzenini sağlayamamıştır. Duruşma salonunda yaklaşık 100 kişi vardı. Topluca çıkarıldı. Bu dosyada topluca bir dosyadır. Sur’dan kim çıktıysa alınıp toplu dava açıldı. Slogan Türkçe atıldı. Propaganda olarak geçtiniz. Umarım bir gün insanlık onuru işkenceyi yenecektir” ifadelerini kullandı.
Diğer avukatlar da müvekkilleri ve ailelerinin darp edilmesine tepki göstererek adil yargılama hakkının ihlal edildiğine dikkat çekti.
ESAS HAKKINDA MÜTALAA İÇİN…
Verilen aranın ardından tutuklu sanıkların üzerlerine atılı suçun vasfı, mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesi ve CMK 100/3 maddesince tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme, savcılığın esas hakkında mütalaasını hazırlaması için duruşmayı 20 Şubat 2020’ye erteledi. (Mezopotamya Ajansı)