İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, Soma Katliamının 10’nuncu yılında Kadıköy Süreyya Operası önünde dün basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasında “Soma katliamı 10. yılında, Açlık, Yoksulluk, Ölüm Kader Değil! Birlikte Mücadeleyle Değiştireceğiz!” pankartı açıldığı eylemde sık sık “Soma’yı Unutma Unutturma!”, “Kaza, Kader Değil Bu Bir Katliam!” sloganları atıldı.
Basın açıklamasını Meliha Kayacı okudu.
Kayacı, Soma Katliamının sorumlusunun iktidar ve sermaye olduğuna dikkati çekerek “Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014’te 301 maden işçisinin katledilmesinden bu yana tam on yıl geçti. Katliamın sorumlularının cezalandırılmadığı, ailelerin taleplerinin karşılanmadığı adaletsizliklerle dolu on yıl. Soma’da ve genel olarak madencilik alanında en vahşi çalışma ve sömürü koşullarını yaratan, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini hiçe sayan, güvencesiz ve taşeron çalıştırmayı kural haline getiren iktidar ve sermaye bu katliamın sorumlularıdır.” dedi.
Soma Katliamı Davasının üzerinin örtüldüğünü vurgulayan Kayacı, “Türkiye Kömür İşletmeleri’ne ait olup Soma Kömür İşletmeleri AŞ tarafından işletilen madende iktidar kendi sorumluluklarının hesabını vermekten kaçtı. Düzmece raporlarında ‘Türkiye’nin en iyi ocağı, maden mevzuatlarını en iyi uygulayan ocak’ olarak yansıtılan madende 301 kez katledildik. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar kameralar önünde sözler verdiler, ‘en küçükten en büyüğe kadar babamızın oğlu da olsa adalet önüne teslim edeceğiz’ dediler. O dönem başbakan ‘kader, fıtrat’ ile açıkladı katliamı. Üst düzeyde kamu görevlilerinin ve TKİ’nin sorumluluğunun üzeri örtüldü.” diye konuştu.
Soma davasının cezasızlık ile kapatıldığını söyleyen Kayacı, katliamdan sorumlu olanlara ödül gibi cezalar verildiğini altını çizdi. Kayacı, “Maden patronları hakkında açılan davalarda adaletsizlik sürdürüldü. Hiçbir kamu görevlisinin yargılanmasına izin vermeyip korudular. Nisan 2019’da madeni işleten, katliamda sorumluluğu olan maden patronu cezaevinden çıkarıldı, bir yıl sonra ise infaz düzenlemesi ile diğer sanıklar da tahliye edildiler. Dava cezasızlıkla kapatıldı. O maden patronuna, adeta ödül gibi, maden işletme yetkisi geri verildi. Ülke sınırları içerisinde bulunamayan adalet şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde aranıyor. Soma davasını yakından takip eden ve ailelerin adalet arayışında yanı başında olan avukatlardan Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay keyfi yargılamalarla tutsaklar.” diye belirtti.
Maden katliamlarının cezasızlık politikası nedeniyle arttığını vurgulayan Kayacı, “TKİ Soma’da yeni maden sahalarını ihaleye açarken bir yandan da kendi işletmesindeki ocakları özelleştirmeye devam etti. İktidarın cezasızlık politikası işçi katliamlarında esas sorumlu olan sermayedarları koruyup aklıyor. Bu politikalar sonucu benzer işçi katliamları devam etti. Ermenek’te Ekim 2014’te 18 maden işçisi katledildi. Siirt Şirvan’da Kasım 2016’da kaçak bakır madeninde 16 işçi katledildi. Ekim 2022’de Amasra’da yine TKİ’ye ait madende 43 maden işçisi katledildiğinde yine ‘kader planı’ diyerek vahşi çalışma rejimi savunuldu. Nitekim 13 Şubat 2024’te Erzincan İliç’teki doğa ve işçi katliamıyla da yine sermaye ve iktidarın Soma’dan bu yana geçen on yılda hesap vermesi gereken katliamlar silsilesi artarak sürüyor.” dedi.
Kayacı, katliamlara ve iş cinayetlerine karşı birleşik mücadele çağrısı yaptı. Kayacı, “2024 1 Mayıs Taksim mücadelesinde tutuklanan 50 arkadaşımızla beraber dillerimizdeki sloganlardan biride Soma’daki adaletsizliklerdi. Adalet mücadelemiz aileler, avukatlar, emekçiler, ezilenler olarak sürüyor, sürecek. Soma’yı ne unuturuz ne de unuttururuz. Katliamlar karşısında AKP -MHP iktidarının ve sermayenin cezasızlık çarkını kıracak, birleşik mücadeleyi büyüterek hesap soracağız.”
(HABER MERKEZİ)