HABER MERKEZİ- HSBC, seçimler nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın TL’nin zayıflayacağını öngördü. Banka daha önce 21 olarak açıkladığı yıl sonu dolar/TL beklentisini 24 seviyesine çıkardı.
Yabancı bankalar seçim sonrası için dolar/TL beklentilerini açıklıyor. HSBC de Morgan Stanley gibi seçim sonuçları nasıl olursa olsun Türk lirasının zayıflamasının olası olduğuna dikkat çekti. Bloomberght’de yer alan habere göre, HSBC CEEEMEA Bölgesi Kur Stratejisti Murat Toprak tarafından kaleme alınan raporda bozulan temeller ve TL’nin aşırı değerlendiğine dair işaretlerin kurda bankanın daha önce öngördüğünden daha geniş bir düzeltmeye yol açabileceği belirtildi. Banka bu değerlendirmenin ardından yıl sonu dolar/TL beklentisini 21’den 24’e yükseltti.
Raporda, 14 Mayıs’ta gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinin ekonomi ve para politikasında, Türk Lirası’nın orta ve uzun vadeli görünümünde etkili olabilecek değişiklikler yaratabileceğinin altı çizildi.
TL’nin döngüsel ve yapısal kırılganlıklarının ortada olduğunu dikkat çeken banka, daha önce hazırladıkları birçok raporda vurguladıkları gibi yüksek negatif faizin, yüksek cari açığın, düzenli sermaye akışlarının yaşanmamasının, düşük döviz rezervlerinin ve liralaşma politikasının sürdürülebilirliğine ilişkin risklerin TL için öne çıkan zorluklar olduğunu belirtti.
Bu değerlendirmelerin ardından banka çeyrekler bazında dolar/TL beklentilerini yukarı çekti.
Daha önce yılın ikinci çeyreği için 19,5 tahminini paylaşan banka bu tahminini 20 seviyesine çıkardı. Üçüncü çeyreğin sonu itibariyle bankanın dolar/TL beklentisi 20’den 23’e yükseldi. Yıl sonu dolar/TL beklentisi ise 21’den 24’e çıkarıldı.
AŞIRI DEĞERLİ TL VURGUSU
Bankanın raporunda Türk Lirası’nın aşırı değerli olduğuna yönelik saptamalar da yer aldı.
Banka raporunda, zayıf temeller göz önünde bulundurulduğunda, bu değerlemenin, dolar/TL’deki görece uzun istikrar döneminden sonra, Türk Lirası’nın görünümünü değerlendirmek için iyi bir araç olduğunu belirtti.
Banka kurda Ağustos 2022’den bu yana yavaş bir yükseliş ve baskılanmış tarihsel volatilite ile karakterize edilen yeni bir rejim olduğunu belirtirken, böyle bir rejimin yüksek enflasyon bağlamında Türk Lirası’nın değerlemesi üzerinde sonuçları olduğunu ifade etti.
ENFLASYON VURGUSU
Raporda geçen yılın ağustos ayından bu yana, Türkiye’de enflasyonun önemli ölçüde arttığı dönemde nominal efektif döviz kurunun yüzde 6,5 oranında azaldığı, aynı dönemde TÜFE’nin yaklaşık yüzde 25 artmış olmasının, kur ve enflasyon arasındaki dinamiklerdeki güçlü farklılıklar olduğuna işaret ettiği vurgulandı.
Raporda bu konuda şu ifadelere yer verildi:
Türk lirası geçen yılın ortasından bu yana reel olarak yaklaşık yüzde 12 oranında güçlenmiş ve para biriminin temelleriyle çelişmiştir. Reel efektif döviz kurundaki değişimi beş makro ve finansal değişkenle karşılaştırdığımız V5 değerleme modelimizin son güncellemesinde, TL’nin bölgedeki en aşırı değerli para birimlerinden biri olarak ortaya çıkması sürpriz olmadı.
Bir başka modelimiz PPP modelimizin farklı bir sinyal verdiğini ve Türk lirasının marjinal olarak düşük değerli olduğunu öne sürdüğünü de vurgulamakta fayda var. Bununla birlikte, bu modelimiz son yıllarda Türk lirasının yönü konusunda bazı nedenlerle etkin bir rehber olamadı. Yüksek ve değişken enflasyon, PPP modelimizin bir para biriminin adil değer aralığını belirlemesini daha zor hale getirebilir.
Deneyimlerimiz, dolar/TL’nin temel dinamiklerin güçlü bir şekilde döviz aleyhine olduğu durumlarda gerçeğe uygun değer aralığından yaklaşık yüzde 30-45 oranında sapma eğiliminde olduğu yönünde.
TL’nin mevcut adil değer aralığından yüzde 30-45 oranında saptığını varsayarsak, dolar/TL’nin 24-27 aralığına yükselmesi gerekecek. Zayıf temelleri göz önüne alındığında, TL’nin PPP bazında bu kadar düşük değerleme seviyelerine ulaşabileceğine inanıyoruz ve dolar/TL’de yılsonu tahminimizi 21’den 24’e revize ediyoruz.