Ben bir yolculuk yaptım
Ay ışığında
gün ışığında
yağmurun ışığında
Dört mevsimle ve bütün zamanla birlikte
Böceklerle, otlarla, yıldızlarla birlikte
Ve en namuslu insanlarıyla yeryüzünün
Yani bir keman gibi şefkatli
Henüz konuşamayan bir çocuk gibi merhametsiz
Henüz konuşamayan bir çocuk gibi cesur
Yani bir kuş kolaylığıyla ölmeye de
Bin yıl yaşamaya da hazır
Nazım Hikmet
… Ölümsüzleşen yoldaşları anlatan herkes “ne yazsam eksik kalacak” duygusunu yaşamıştır. Ben de şimdi o duyguyla anlatmaya başlıyorum…
Çiğdem (Hasret Tanrıverdi), Nergiz (Gül Kaya), Rosa (Fadime Çakıl), Asmin (Gökçe Kurban), Özlem (Hatayi Balcı), Zilan (Esrin Güngör) ve Ekin (Gamzegül Kaya).
Yedi kadın yoldaş Dersim dağlarında, Beşlerden boşalan savaş mevzilerini doldurmak için başladı yürüyüşe. Hep birlikte bir sürecin özneleri oldular. Savaşın en önünde yerlerini almak için iki kat fazla emek harcadılar. Silah kuşandılar, mevzi kazdılar, depo yaptılar, kamp inşa ettiler, öncülük yaptılar, komutanlık yaptılar, partili olarak köylerde propaganda yaptılar.
Yedi kadın yoldaş da çok genç yaşta gerilla olmaya karar vermişti. Her birinin kendine özgü savaşma gerekçesi vardı elbette; ama onları Proletarya Partisi önderliğinde savaşan Halk Ordusunda buluşturan şey, halka açlığı, sefaleti, köleliği dayatan faşist sisteme isyanları, bu düzeni ancak silahlı mücadeleyle değiştirebileceklerine inanmalarıydı. Kendilerine dayatılan geleneksel rolleri kabul etmemiş, kadının savaşarak özgürleşeceğine inanmışlardı.
17 yaşındaydı Asmin ve Rosa yoldaşlar kendilerine dayatılanı reddedip gerillaya katıldıklarında. Rosa 7, Asmin 6 yıllık gerilla yaşamına dünyaları sığdırmıştı. İkisinin de gerillaya katılırken hedefi “sabahlara güneş olmak”tı. Öğreniyor, öğretiyor, pratiğe girdikçe güçleniyorlardı. “Başlarda öncülük yapabileceğimi düşünmüyordum. Düşman çıksa ne yaparım kaygısı vardı. Bir süre sonra, araziyi öğrendikten sonra kendime güvenim geldi” diyordu Asmin henüz bir yıllık gerillayken. Savaş çabuk olgunlaştırmıştı onları. Rosa artık bulunduğu alanlarda birim komutanlığı yapıyordu. Yıllar yılları kovaladı. Asmin ve Rosa yoldaşlar eylemlere katıldılar, pusulardan çıkıp yoldaşlarıyla düşmana silah sıktılar. Yanı başlarında yoldaşlarını ölümsüzlüğe uğurladılar. Bu onların kinini, mücadele azmini daha da güçlendirdi. 2020 yılında önce Nubar yoldaşla birlikte Rosa yoldaş, bir ay sonra Özgür yoldaşla birlikte Asmin yoldaş Ovacık’ta hava saldırısında ölümsüzleşti. Düşman onların ölüsünden dahi korkuyordu. Özgür ve Asmin yoldaşların başını keserek geride kalanlara göz dağı vermek istemişti. Oysa onlar, her zaman gülen gözleriyle yoldaşlarına “baş koyduk gönül verdik bu kavgaya” diyerek tarihin en onurlu sayfalarında yerlerini almışlardı. Tıpkı geldikleri gibi önce Rosa, ardından Asmin aynı topraklarda ölümsüzleşti…
“Burada kendimi güçlü görüyorum. Gerillaya katıldığımda ailem beni küçümseyip ‘yapamaz, dayanamaz, geri gelir’ demişti. Burada ısrar etmem, zorlandığımda yapmaya çalışmam, yılmamam beni güçlendirdi” diyordu Ekin yoldaş katıldığı ilk kamp faaliyetinde. Ekin yoldaşla ne zaman konuşsak, “savaşma gerekçelerim her geçen gün artıyor yoldaş” derdi. Farkına vardığı, öğrendiği her şey, kitle faaliyetinde halkın yaşadığı her acı onun savaşma gerekçelerini çoğaltırdı. Köylerde kadın ve çocuklarla özel olarak ilgilenir, daha çok onları dinlemeye çalışırdı. Kısa sürdü gerilla yaşamı Ekin yoldaşın. Savaşma gerekçelerini devraldık elbette. Onların elleriyle kavrıyoruz silahlarımızın kabzasını…
Aynı eğitimlerde kendi askeri gelişimini anlatan Özlem yoldaş, “Eylemlere katılmak, öncülük yapmak gibi askeri görevler bende düşmana daha fazla vurma isteği doğurdu” demişti. Gerillalarla büyümüştü Özlem yoldaş. İlk katıldığında kendisini bu açıdan ayrıcalıklı görürdü. İlk köy faaliyetinde yaşadığı heyecan bütün gruba yayılmıştı. O ana kadar köylerde gerillaya kapıyı açanken, şimdi kapının diğer tarafında “Biziz, Partizanlar” diyen olmanın gururunu yaşıyordu…
Bölgeden gerillaya katılmanın avantajları vardır. Özlem gibi Zilan da o avantajları yaşıyordu. Dersim’de lise faaliyetinde tanımıştı Partizanları. Köyde çocukluğundan beri çobanlık yapıyordu. Köylülerin, hele de köylü kadınların yaşadıklarını iyi bildiğini söylerdi. “Ezilen kadınlar için buradayım” derdi soran olsa. Özgün kadın eğitimlerinin en merakla bekleyeni Zilan yoldaştı. Eğitimlerde kendi değişimini “Başlarda köylerde konuşamıyordum. Son zamanlarda köylerde örgütleme konuşması yapabiliyorum. Öncülük yapıyorum.” sözleriyle açıklıyordu.
Aynı bölgeden gerillada yolları kesişen ve ezilen kadınların sesi olma iddiasıyla silah kuşanan Zilan, Özlem ve Ekin yoldaşlar, 2016 yılının Kasım ayında aynı hava saldırısında ölümsüzleştiler.
Çiğdem ve Nergiz yoldaşların da ortak yanları çoktu. İkisi de gençlik faaliyetinden gelmişlerdi. Çiğdem yoldaş Beşlerin çağrısına ilk yanıt olan kadın yoldaşlardandı. Savaş içinde komutan oldular, öncü oldular. Her iki yoldaş da gerilla alanında kadın yoldaşların partileşmesi ve komutanlaşmasında öncü rolü üslenen yoldaşlardandı.
Çiğdem yoldaş, gerillada Parti Kadın Komitesinin oluşturulması üzerine yazdığı bir değerlendirmede şunları söylemişti: “Kadın komitesinin kurulması, kadın yoldaşların örgüt içinde inisiyatiflerinin açığa çıkmasını sağlayan, özneleşmeleri, öncüleşmeleri için alan açan bir adımdır. Böylesi adımlar kadın yoldaşların kendilerine güvenlerini geliştirmiştir. Kadın yoldaşların örgütün karar ve yönetim sürecine farklı düzeylerde dahil olmaları kadının iradesinin ve gücünün açığa çıkmasında önemli rol oynamıştır.”
Çiğdem ve Nergiz yoldaşlar, kadın yoldaşların savaşa daha güçlü katılmasının önündeki engellerle bulundukları her yerde amansız mücadele etmişlerdi. Nergiz yoldaş yazdığı bir yazıda bunu şöyle ifade ediyordu: “Savaşa daha güçlü bir şekilde katılabilmek için ayağımıza dolanan dikenli sarmaşıklardan arınmamız gerekiyor. Bunlardan arınabilmek de illaki bir anda olmuyor, çok çaba sarf etmemiz gerekiyor. Söz konusu erkekle simgeleşmiş bir alan, savaş olunca işimiz daha da zorlaşmış oluyor.”
Çiğdem ve Nergiz yoldaşların yolları Ankara’da kesiştiğinde birlikte yürüyecekleri aynı yola bakıyorlardı. Bu yol, dağlar dolanarak Dersim’de zirveye ulaşmıştı. Birçok zorluğu birlikte göğüsledikleri gibi son mermilerini de düşmana birlikte sıktılar. 2018 yılının 23 Nisan’ında düşmanın her türlü silah ve bombalarına göğüslerini siper ederek son mermilerine kadar çarpıştılar.
Beşlerin çağrısına yanıt olarak üzerlerine düşen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getiren Çiğdem, Nergiz, Asmin, Rosa, Özlem, Zilan ve Ekin yoldaşların yarım bıraktığı görevleri omuzlamak şimdi bize düşüyor. Her bir yoldaşın mücadele öyküsü, halkımızın ve ezilen emekçi kadınların kurtuluş umudunu güçlendiriyor. Ant olsun ki umudu büyütecek, düşlerinizi gerçekleştireceğiz.