Türkiye, derin ekonomik krizin gölgesinde, “nefes alma”nın yollarını arıyor. Döviz kuru, enflasyon, yoksulluk artık halkın esas gündemlerini oluşturuyor. Bu gündemlerin üzerine “savaş, terör, millet, cumhuriyet ve bekâ” söylemleriyle çekilmek istenen perde artık yeterli olmuyor. Egemenler bu perdenin düştü düşeceğinin bilinciyle daha çok şovenizme, daha çok savaşa, silaha ve saldırganlığa yatırım yapıyor. AKP/MHP iktidarı peşine taktığı İYİP ile birlikte Suriye ve Irak’a yönelik işgal saldırılarının uzatılmasını içeren 2 yıllık tezkere Meclis’ten geçirildi. Meclis’ten geçirilen bu 78. tezkerede şaşırtan nokta ise CHP’nin “hayır” oyu vermesi idi.
TC devletinin 100 yıllık faşist zihniyetinin baş temsilcilerinden CHP, Kürt ulusunun kazanımlarına dönük işgal tezkeresine ilk kez “hayır” oyu verdi. Tabi ki burada CHP’nin “hayır” oyunun nedeni, Kürt ulusunun kazanımları değil klik dalaşında aldığı pozisyondur. AKP/MHP iktidarının “terör koridoru” söylemine, CHP “askerimiz ölmesin” yanıtını vererek şovenizm yarışında el yükseltmektedir. Komprador burjuvazinin ve emperyalistlerin CHP’ye göz kırpan yaklaşımları CHP’yi cesaretlendirmekte ve klik dalaşında elini güçlendirmektedir. Yani CHP’nin “hayır oyu” Kürt ulusunun kazanımlarına dönük saldırıyı engellemek değil, “iktidar mücadelesi”ndeki taktikleridir.
2022 BÜTÇESİNDE SAVAŞA AYRILAN PAY
AKP/MHP iktidarı bir yandan tezkereyi Meclis’ten geçirip iç politikada “birlik” yaratmak isterken bir yandan da saldırganlığın teknik boyutunu güçlendirmektedir. Askeri mühimmat üreten şirketlere teşvikler, vergi muafiyetleri uygulanırken 2022 bütçesinde savaşa ve saldırganlığa ayrılan bütçenin %30 oranında arttırıldığını görüyoruz.
Bomba ve mühimmat üreten Assan Group adlı şirkete Cumhurbaşkanlığı kararıyla vergi indirimi, vergi muafiyeti, personel desteği ve yatırım yeri tahsisi uygulanmıştır. Bir yandan özel şirketlere bu teşvikler yaratılırken bir yandan bütçenin büyük bir kısmı savaşa ve saldırganlığa ayrılmaktadır. 2022 Yılında Savunma ve Güvenliğe ayrılan bütçe miktarı yaklaşık 181 milyar TL iken, tarım ve hayvancılığa ayrılan miktar ise 57 milyar TL. Savunma ve güvenliğe ayrılan bütçe 2021 yılına göre yüzde 30 oranında arttı. Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına 116,4 milyar TL, yükseköğretim kurumları sağlık uygulama ve araştırma merkezlerine 6,2 milyar TL olmak üzere toplam 122,6 milyar TL kaynak ayırıldı. “Savunma ve Güvenliğe” ayrılan bütçedeki %30’luk artık daha fazla saldırganlık daha fazla işgal ve daha fazla devlet terörü anlamına gelmektedir.
Halk enflasyonla, zamlarla boğuşurken 2022 yılı için savaşa ve saldırganlığa 181 milyar TL ayrılmıştır. İşçiye, emekçiye, memura %3-5 oranında zamları reva gören TC devleti, savaşa ayırdığı bütçeyi %30 oranında arttırmıştır. Halktan toplanan vergiler, yine halka, devrimcilere, yurtseverlere, polis copu, gaz bombası, mermi ve bomba olarak geri dönmektedir.
TEZKERE İLE İŞGALE ONAY
AKP/MHP iktidarı emperyalistlerin onayı ve arkasına yedeklediği diğer kliklerin de desteğiyle Rojava’yı daha fazla işgal etmeye hazırlanıyor. Erdoğan 30 Eylül’de Rusya’da Putin ile görüşürken 31 Ekim’de de İtalya’da G-20 zirvesinin ardından ABD Başkanı Biden ile bir görüşme gerçekleştirdi. İki görüşmeye dair de bir açıklama yapılmazken Rus ve ABD kaynaklarına göre görüşmeler “olumlu” geçti. Erdoğan ise yaptığı açıklamada ABD’ye “üzüntülerini” dile getirdiğini belirtti. ABD’nin işgal operasyonuna yeşil ışık yakıp yakmadığı “muamma.” Rusya’nın ise daha önceden Efrin ve Serekaniye/Tel Abyad işgalinde TC’nin işgal operasyonlarına hava sahasını açtığı ve yol açtığı ortadadır.
Emperyalistlerin bu işgal tehditlerine dair tavırları henüz netleşmemişken TC ve desteklediği ÖSO’cu çeteler, Rojava’nın sınır bölgelerine sevkiyat yapmaya devam ediyor. Kürt ulusunun can bedeli yarattığı kazanımlar emperyalizm ve uşağı faşist TC devletinin şoven politikaları ekseninde gasp edilmek isteniyor. Halihazırda Suriye ve Irak Kürdistanı’nda işgalci pozisyonunda bulunan TC devletinin bu saldırılarına karşı durmak, mücadele etmek hepimizin görevidir.