İSTANBUL/SARIGAZİ: Bugün Sarıgazi’de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında yürüyüş yapmak isteyen kadınlar polis ablukasına alındı.
“Ekonomik, siyasi, fiziksel ve psikolojik tüm şiddete karşı öfkeni al sende gel” diyerek yürüyüş yapmak isteyen kadınlara, polis “Güvenliğinizi alamayız, asla yürütmeyeceğiz” diyerek engel oldu.
Cemevi önünde yapılacak yürüyüş öncesi, cemevi etrafı onlarca polis ve zırhlı araçlarla abluka altına alındı. Yürüyüşe katılacak olan bir kadını telefonla arayan polisler, “Yürüyüşünüze izin vermeyeceğiz, önceden bize haber verseydiniz böyle olmazdı” diyerek tehditler savurdu.
Yeni Demokrat Kadın (YDK), DKH, Cemevi Kadın Komisyonu ve Halkevi Kadınları’nın da içerisinde bulunduğu kitle yürüyüşün yasaklanmasının ardından, basın açıklamasıyla yasakçı ve kadın düşmanı politikalar teşhir edildi.
Açıklamada “Şiddete, Ekonomik Krize, Kadın Katliamlarına Karşı Sokaktayız” yazılı pankart açan kadınlar “Krizin faturasını size ödeteceğiz”, “Şiddetin mağduru değil hesap soranı olacağız”, “Gözümüzü yakan soğan şimdi cebimizi yakıyor” ve “Tutsak kadınlar onurumuzdur” yazılı dövizler taşıdı.
“SOKAKLARI BİZE YASAKLAYAMAZSINIZ”
Basın açıklamasından önce bir konuşma yapıldı. Konuşmada polisin kadın yürüyüşünü yasaklamasını ve ablukasını teşhir eden kadınlar “Sokakları bize yasaklayamazsınız. Bütün yasak ve baskılarınızı kadın dayanışmamızla yaracağız” vurgusu yaptı.
Devamında yapılan basın açıklamasında ise “Bugün bize dayatılan ekonomik krizin ve ataerkil politikaların faturasını ilk işten çıkarılan, ev içi emeği yok sayılan, ucuz iş gücü olarak görülen biz kadınlara ödetmeye çalışanların karşısında dün olduğu gibi bugünde direniş ile karşılık vereceğiz. Her baskı yaşama direncimizi daha da arttırıyor. Bizler yaşam hakkımızı elimizden almaya çalışanların Karşılarına Flormar işçileri olarak çıkacak sendika hakkımız için direneceğiz, Nevin Yıldırım olarak çıkacak özsavunma hakkımız için direneceğiz, Hande Kader olarak çıkacak homofobi ve transfobiye karşı direneceğiz ve yine karşılarına Mirabel Kardeşler olarak çıkacak ataerkil iktidarlarını yıkana dek mücadele edeceğiz.”
Basın açıklamasının devamında dayanışma ve mücadele çağrısı yapılarak şunlara yer verildi: “Kadın mücadelemizin tarihi direniş ve isyan tarihidir, bundan sonra da isyanımız artarak devam edecektir. Erkek devlet şiddetine, gericiliğe boyun eğmedik ve asla eğmeyeceğiz. Çünkü bizler biliyoruz ki, sizlerin asıl korktuğu şey kadınların birleşik, örgütlü gücüdür. Ancak sizler de şunu bilin ki dünyanın neresinde olursa olsun erk-egemen sistemin her türlü baskısına rağmen kadınların özgürlük haykırışları hiçbir zaman susmadı ve susmayacak. Çünkü isyanımızı kuşanmamıza sebep tüm koşullar dün olduğu gibi bugün de mevcuttur. Ataerkil sistemin kadın iradesini kırmak için attığı adımları, sunduğu önergeleri birleşik kadın mücadele hattını güçlendirerek alanlarda, meydanlarda, sokaklarda teşhir edip tarihin tozlu raflarına gömeceğiz”
“KADIN YÜRÜYÜŞÜNE İSE TOPLA TÜFEKLE KOŞTUNUZ!”
Basın açıklamasının ardından Kadıköy ve Taksim’de yapılacak eyleme çağrı yapıldı. Ardından dövizleri direklere asan kadınların ellerinden dövizleri alan polisler “Açıklamanızı yaptınız dağılın abartmayın” dedi. Bunu diyen polise bir kadın bağırarak “Ne istiyorsunuz bizden. Daha dün burada çeteler silahlarla çatıştılar 40 dakika da geldiniz, kadın yürüyüşüne ise topla, tüfekle koştunuz!” diyerek tepkisini dile getirdi.
Basın açıklaması slogan ve zılgıtlarla sonlandırıldı.