Samandağ’da Rojava ve Filistin’deki işgal saldırılarına karşı basın açıklaması gerçekleştirildi

Samandağ’da Yeşil Sol Parti’nin çağrısı ile aralarında Partizan okurlarının da olduğu Rojava ve Filistin’deki işgal saldırılarına karşı ortak basın açıklaması gerçekleştirildi.

Basın açıklamasında okunan metnin tamamı şu şekilde:

 “Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 4 Ekim’de “Suriye’deki bütün altyapı ve üstyapı tesislerinin açık hedef olacağı” açıklamasından sonra, bölgeye yönelik başlatılan hava herakatı bir haftadır yoğunlaşan bir şiddetle devam etmektedir. Hava harekâtında şimdiye kadar Cizîr bölgesi, Heseke, Derik, Kamişlı ve Tel Rıfat’taki enerji üretim alanları, elektrik santralleri, su ve tahıl depoları, atölye ve fabrikalar, yaşam alanları açık hedef olmuş, siviller yaşamını yitirmiş ve yaralanmıştır. Kesintisiz süren bombardıman yaşamı zorlaştırmakta, elektrik ve su ve gıda olmadan insanlar yaşam mücadelesi vermektedir.

Suriye tarafından Türkiye’ye yönelik herhangi bir saldırı gerçekleşmediği halde başlatılan hava harekâtında özellikle sivil yerleşim birimlerinin hedef alınması, yaşamsal kaynakların ve alanların bombalanması uluslararası hukukunun göre savaş suçudur. Ortaya çıkan görüntüler her anlamda bir insanlık suçuna işaret etmektedir.

 “Türkiye, AKP-MHP iktidarı yönetiminde bir savaş rejimi altında yönetilmekte, diyalog ve uzlaşmaya dayalı barışçıl bir dış politika yerini sivillerin ve yaşam alanlarının hedef alındığı kesintisiz bir savaş rejimine bırakmış durumdadır. Yoksulluğun ve siyasi yozlaşmanın, yapısal sorunların çözümsüzlük girdabında katlanarak artacağı bir geleceği istemiyoruz. Bu savaş ve işgal siyasetini reddediyoruz.

“AKP-MHP iktidarının bu bölgeye saldırması Kürt düşmanlığının geldiği noktayı gözler önüne sermektedir. Kuzey ve Doğu Suriye’de ve barışı tehdit eden, DAİŞ çetelerinin yeniden ortaya çıkmasına ve en çok da Orta Doğu barışına hizmet edecektir. Bugün İsrail’in Filistin’de ki katliamlarına ve işgaline karşı Filistin direniş güçlerinin başlattığı taarruz ile bölgedeki savaş yeniden alevlenmektedir. 76 yıldır Filistin’de devam eden işgal bugüne değin bölgemizi ateş çemberine dönüştürme olasılığını barındırmaktadır.  Bu durum bizlere göstermektedir ki, işgal ve imha politikaları tarihin hiçbir döneminde halklar lehine olumlu sonuçlanmamıştır. Bugün Filistin’de de Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinde de barışı sağlayacak olan işgal ve imha politikalarının son bularak halkların kendi kaderini tayin etmesinin önüne geçecek bu saldırıların bir an önce son bulması en çok da Orta Doğu barışına hizmet edecektir.

“Kimsenin can güvenliğinin olmadığı, herkesin birbirine düşman olduğu, halkların ortak yaşamını hedef alan bu siyaset Türkiye’yi felakete sürüklemektedir. Tam da bu yüzden, Sayın Öcalan’ın Kürt sorununa kalıcı çözüm getiren, bölgeye yönelik barışçıl yaklaşımları ve çözüm önerileri hepimiz için bir fırsat olarak görülmeli ve Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalıdır diyoruz. Bu temelde kendisiyle görüşmelerin bir an önce başlatılması barış ve demokrasi açısından aciliyet arz etmektedir.

“Kürt sorunu çözülmedikçe savaş ve çatışmalar devam edecek, Türkiye halkları katmerli bir yoksulluğa daha fazla mahkûm edilecek, emekçilerin, kadınların, halkların ve tüm ötekilerin sorunları savaşın gölgesinde kalacaktır.

“Bu temelde; Kuzey ve Doğu Suriye bölgesine yönelik hava saldırılarının son bulması gerekmektedir. Bu bölgenin siyasi statüsünün belirsizliği devam ettikçe buradaki yaşam alanları Türkiye’nin ve diğer ülkelerin hedefi olmayı sürdüreceği için siyasi statünün uluslararası düzlemde kabul edilmesi gerekmektedir.

“Gün, bölge ve dünya barışını tehdit eden insanlık düşmanı DAİŞ çetelerini büyük bedellerle bitiren Kuzey ve Doğu Suriye halklarıyla dayanışma günüdür.

“Bugün Filistin topraklarında olduğu gibi emperyalizmin savaş politikaları ile halkları birbirine kırdırma eylemlerinin hayata geçirildiğini görüyoruz. Bölgemizde tırmandırılmaya çalışılan çatışma ortamının işçi sınıfının ve bölgenin bütün emekçi halklarının yan yana durup bunu ses çıkarması elzemdir. Kuzey Suriye ve Gazze aynı egemen güçlerin Kürt, Arap, Yahudi, Türk ve diğer dünya halklarına kan ve göz yaşından başka bir şey sunmamaktadır

“Vicdan sahibi yurttaşlara, siyasi yapılara ve partilere, demokratik kitle örgütlerine, derneklere, sendikalara, meslek birliklerine, hukuk kurumlarına, kadın, gençlik ve çevre örgütlenmelerine; uluslararası kurum ve kuruluşlara sesleniyoruz.  Kuzey ve Doğu Suriye’de savaş suçu işlenmektedir. AKP-MHP iktidarının iktidarın savaş politikalarına karşı çıkmak hepimizin ortak geleceği için elzemdir. Bu suça hep beraber dur diyelim, barışı birlikte inşa edelim.”

(İSTANBUL)