Yaşadıkları hak gasplarını bir mektupla duyuran Şakran Kadın Kapalı Hapishanesindeki siyasi tutsaklar, basına yansıyan hak gasplarının gülünç derecede az bir kısmı olduğunu belirtti. Hapishanede sayamayacakları kadar ihlalin olduğunu söyleyen kadın tutsaklar, “Umudun zaferden daha değerli olduğu bilinciyle özgürlüğe yürüyor, sizleri güneşin sıcaklığına emanet ediyoruz” dedi.
İzmir’in Aliağa ilçesinde bulunan Şakran Kadın Kapalı Hapishanesinde bulunan kadın tutsaklar, yaşadıkları hak gasplarına ilişkin bir mektubu ETHA’ya yolladı. Temmuz ayında halay çektikleri ve zılgıt attıkları için ifadeye gittiklerini aktaran kadın tutsaklar, “Evet halayımıza soruşturma açıldı ve disiplin cezası isteniyor. Bu durum, içinde olduğumuz bizlere uygulanan tecridin çok yıpratıcı bir resmidir. Ortadoğu’da yaşanan savaşlar, emperyal devletlerin güç yarıştırdığı savaşlar, Türkiye’de yaşanan kaoslu bu süreçler bir yana; bize uygulanan, ifade vermemiz istenen halay çekme davası bir yana. Bu tablo nasıl resmedilir bilemedik. Bu trajedi; sanatın, üslubun hangi tarafıyla dillendirilebilir, bilemedik. Eminiz dünya ve Türkiye basını kadar cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ile ilgili takipte ve sorumluluk sahibi olarak yaklaşıyorsunuz. Yürüyüşünüz, mücadeleniz bizlere burada güç katıyor” dedi.
“DUVARLARIN, BEDENLERİN, ZİHNİYETİN ÖTESİNDEN ULAŞIYORUZ SİZLERE”
ETHA’ya gönderdikleri mektubun kenarlarına papatya çizen kadın tutsaklar, “Birkaç papatya daha çizdikten sonra renkli kalemlerimiz bitecek ve duvarlar, ranzalar gibi renksiz kağıtlarla ulaşacağız sizlere. Çünkü zindanda renkler yasak, boyalar yasak, resim renklendirmek yasak. Ama bu renkler olmasa da sizleri rengarenk enerjimiz ve yüreğimizle selamlayacağız. Sizin renklerinize karışacak, renk cümbüşü yaratacağız. Zılgıt yasak, halay yasak ama sizlerle büyük halaylarda omuz omuza olduğumuzun, zılgıtlarımızın göğü inlettiğinin ruhunda ve bilincindeyiz. Birbirimizin yaralarının merhemiyiz. Aslında bu noktada somut olarak da böyle çünkü hastalansak dahi revire ancak 3 ayda bir çıkabiliyoruz. Hastalansak dahi revir yolu tüm tutsaklara kapalı. Sizlere ulaşmak, iki koğuş ötemizde olan yoldaşlarımıza ulaşmaktan daha kolay. Eskaza şans eseri maltada birbirimizi görmek, selamlaşmamamız için aramıza etten duvarların örülmesi demek. Hem betondan hem bedenden duvarlarla kaplı anlayacağınız. Sizlere tüm duvarların, bedenlerin, zihniyetlerin ötesinden ulaşıyoruz. Şarkılar, türküler, zılgıtlar ve halaylarla kucaklıyoruz” ifadelerini kullandı.
“HAK İHLALİ SIRALAYAMAYACAĞIMIZ DENLİ ÇOK”
Kadın tutsaklar son olarak şunları aktardı: “Tahammül edemeyeceğiniz kadar çok hak ihlalleri ile karşı karşıyayız. Burada sıralayamayacağımız denli çok. Basına yansıyanlar gülünç derecede az bir kısmıdır. Bu noktada bizlere koşullarımıza ulaşıp duyarlılık yaratacağınıza, ilgileneceğinize, dikkat çekilmesi için çabalayacağınıza inanıyoruz. Halkların kurtuluş umudu, eril zihniyetin yıkılması, kadınların kurtuluşu, Narinlerin, Ceylanların, Berkinlerin yaşaması tecridi yıkmaktan geçer. Bugün gürleyen gök değil toprağı yeşertecek olan, harın yağmur olarak yağan, toprağı besleyen, özgürlük için mücadele eden bizler hep birlikte yeşerteceğiz. Sizleri yoldaşlığın sıcaklığıyla sımsıkı kucaklıyor, öpüyoruz. Umudun zaferden daha değerli olduğu bilinciyle özgürlüğe yürüyor, sizleri güneşin sıcaklığına emanet ediyoruz. Devrimci selam ve saygılarımızla.”
(HABER MERKEZİ)