HABER MERKEZİ- Beyaz Miting için binlerce sağlık emekçisi Ankara Anıtpark’ta bir araya geldi. “Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” diyen sağlık emekçileri, sağlıkta şiddete karşı, toplumun sağlık hakkı için mücadeleyi sürdüreceklerini kaydetti.
“Emek bizim, söz bizim, sağlık hakkı hepimizin” şiarıyla çok sayıda kentten bir araya gelen sağlık emekçileri Ankara’yı beyaza boyadı.
Sağlıkta şiddetin sona ermesi ve sağlık emekçilerinin gasp edilen hakları için aylar öncesinde başlattıkları eylem ve etkinliklerin ardından sağlık emekçileri Ankara’da bir araya geldi.
Çok sayıda kentten Ankara’ya gelen sağlık emekçileri Anıtpark’ı hınca hınç doldurdu. “OHAL-KHK rejimi değil demokratik Türkiye. İşimizi geri alacağız”, “Sağlık Bakanlığınca yayınlanan ek ödeme yönetmeliğindeki ek ödeme değil emekliliğe yansıyacak temel ücret”, “Doğa-bitki, hayvan ve insan sağlığı bir bütündür. Ayrımcılık büyük bir sağlık sorunudur”, “Yeni eko-sosyal dünyayı birlikte inşa edeceğiz, kimseyi geride bırakmadan” pankartlarının öne çıktığı mitinge sağlık emekçilerinin yanı sıra siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri de katıldı.
AYSEL TUĞLUK’UN SAĞLIK HAKKINA DİKKAT ÇEKEN DÖVİZ ALANA ALINMADI
Arama noktasından çok sayıda döviz geçerken, “Aysel Tuğluk’un sağlık hakkı gasp ediliyor” ve “Dikkat patojen (AKP) madde” yazılı dövizler miting alanına alınmadı. Söz konusu dövizlerin fotoğraflarını çekerek kayıt altına almak isteyen avukatlara ise polis “Şov yapmayın” diyerek ortamı provoke etmeye çalıştı.
YAŞAMINI YİTİREN SAĞLIK EMEKÇİLERİ ANILDI
“Emek bizim söz bizim”, “Yaşamak yaşatmak istiyoruz” sloganlarını atan sağlık emekçileri, mitinge şiddet ve COVID-19 pandemisinde yaşamını yitiren sağlık emekçileri anısına saygı duruşuyla başladı. “Çalışırken ölmek istemiyoruz” sloganını attı. Başta Gönül Erden olmak üzere tutsak edilen sağlık emekçileri selamlandı.
‘SAĞLIKTA ŞİDDET SONA ERSİN’
“36 saat nöbet öldürüyor”, “Hastaneler halkındır satılamaz”, “5 dakikada hasta bakılmaz”, “İş cinayetlerine son”, “Sağlık haktır”, “Emekliyken yoksulluğa mahkum edilmek istemiyoruz”, “Fahrettin randevu bulamıyoruz, randevusuz bakar mısın” sloganlarının öne çıktığı mitingde, iktidarın sağlık politikalarının eleştirildiği dövizler taşındı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, TTB Tıp Öğrencileri Kolu (TÖK) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Öğrenci Komisyonu adına Esma Eylem Dede, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER) adına Can Kirişçi, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği Başkanı Heybet Aslanoğlu hazırlanan basın metnini okudu.
‘BİZİ SAĞLIKSIZLIĞA MAHKUM ETMEK İSTEYENLERE KARŞI YAN YANAYIZ’
Sağlık emekçilerinin taleplerinin tüm halkın talepleri olduğunu belirten Fincancı, toplumda sağlıksızlık üreten ne varsa ona karşı mücadele yürüttüklerini vurguladı. Savaşlara, adaletsizliğe, baskılara, zulme, açlığa, yoksulluğa, bu gezegeni daha fazla kar uğruna tüketim nesnesi görenlere, yaşamları tüketenlere, umutları hapsedenlere karşı mücadele ettiklerini söyleyen Fincancı, “Bu çoklu krizler çağında ekolojik krizle pandemilere yol verenlere, karları uğruna çarkları durdurmayan, onbinlerce emekçiyi ölüme terk eden, işçi sınıfı hastalığını yok sayanlara, sağlığımızı sermayeye teslim edenlere, bizi sağlıksızlığa mahkum etmek isteyenlere karşı yan yanayız” dedi.
Fincancı, sağlık emekçilerini emeğine yabancılaştıranlara, parçalayıp bölerek yönetmeye çalışanlara, birbirine düşmanlaştıranlara, yalnızlaştırıp yarıştıranlara, kölelik koşulları dayatanlara karşı emekten, birlikte değiştirmekten aldıkları güçle mücadeleyi sürdürdüklerini söyledi.
DEDE: GİDECEK OLAN SİZSİNİZ
TTB TÖK ve SES Öğrenci Komisyonu adına Esma Eylem Dede, sağlık öğrencileri olarak mücadeleyi fakülte sıralarından örmeyi ve dayanışmayı büyütmeyi hedeflediklerini söyledi. Mitinge katılma amaçlarını açıklayan Dede, “Nitelikli, toplumsal cinsiyet eşitlikçi, parasız, bilimsel, anadilinde eğitim ve sağlık hakkını savunmaktır. Bize giderlerse gitsin diyenler duysun. Gidecek olanlar bizler değil sizsiniz. Buradaydık, buradayız gitmiyoruz” diye konuştu.
KİRİŞÇİ: SOSYAL HİZMET UZMANLARI SAĞLIK EMEKÇİSİ OLARAK GÖRÜLMELİ
SHUDER adına söz alan Can Kirişçi, sosyal hizmet uzmanlarının 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre sağlık hizmetleri sınıfında yer almasına, YÖK tarafından sağlık bilimleri lisans yeri olarak tanımlanmasına ve sağlığın evrensel tanımında yer almasına rağmen bu kanunda sağlık meslek emekçisi olarak görülmediğini söyledi.
Sağlık emekçileri arasında eşitlik ve iş barışını bozan anlayışa karşı çıktıklarını aktaran Kirişçi, sosyal hizmet uzmanlarının fiili hizmet zammı ile ilgili düzenlemenin dışında bırakılmasına tepki gösterdi. Kirişçi, “Pandeminin ağır koşullarında filyasyon ekipleri başta olmak üzere salgınla mücadele ekibinin içinde olan sosyal hizmet uzmanlarının, Tababet Kanununda sağlık meslek mensubu olarak tanımlanmasını istiyoruz” dedi.
ASLANOĞLU: TOPLUMCU BİR SAĞLIK SİSTEMİ MÜMKÜNDÜR
Tüm Radyoloji Teknisyen ve Teknikerleri Derneği Başkanı Heybet Aslanoğlu, pandemi sürecinde görüntüleme hizmetlerinde büyük bir özveri ile çalışan radyoloji teknisyenlerinin ekonomik ve özlük haklarında iyileştirme beklerken Sağlık Bakanlığı tarafından acil servislerde nöbet tutan radyoloji teknisyenlerine geriye yönelik 40-50 bin TL’ye varan borçlar çıkarıldığını ve hacizlerle karşıya karşıya kaldıklarını hatırlattı.
İktidara “Yönetemiyorsunuz” diye seslenen Aslanoğlu, “Yönetememenizin faturasını pandemi sürecinde 650’si sağlık personeli olmak üzere 250 bini aşkın insanımız canıyla ödedi. Yönetmediğiniz için ölüyoruz. Liyakatten uzak bu kötü yönetim bizim kaderimiz değil bunu haykırmak için buradayız. Tüm sağlık emek ve meslek örgütleri birlik ve dayanışma içerisinde mücadelesini ortaklaştırarak bu kötü gidişe dur demek zorundadır. Liyakat esas alınarak daha nitelikli, ulaşılabilir, toplumcu bir sağlık sistemi mümkündür” ifadelerini kullandı.
HAN: PEŞİNİ ASLA BIRAKMAYACAĞIZ
Ortak açıklamanın ardından KHK’lerle işten atılanlar adına Aslıhan Han söz aldı. Yıllarca sağlık alanının torpil, siyasi partiler, dini, etnik grupların referansı ile yönetilmemesi gerektiğini söylediklerini kaydeden Han, ihraç kararlarını kabul etmediklerini vurguladı. OHAL İnceleme Komisyonu’nun derhal lağvedilmesi, ihraç edilen emekçilerin görevlerine iade edilmesi, 35. maddenin kaldırılması taleplerini dile getiren Han, “6 yıldır süren KHK ihraç rejimi birçok arkadaşımın yaşamına mal oldu. Birçoğu ülkesini sevdiklerini terk etmek zorunda kaldı. Emekçiler sivil ölüme mahkum edildi. Yaşamını yitiren, hayatları kararan her bir kişinin vebali bu hükümetin boynundadır. Peşini asla bırakmayacağız” diye vurguladı.
Han’ın konuşması, “KHK’ler gidecek biz kalacağız” sloganıyla karşılandı.
BOLAT: SAĞLIK HİZMETİNDE İŞÇİNİN DE EMEĞİ VAR
Dev Sağlık-İş adına söz alan Cumali Bolat, sağlık hizmetinde işçinin emeğine işaret etti. Kamu hastanelerindeki sağlık işçileri olarak emeklerinin karşılığını istediklerini vurgulayan Bolat, sağlık hizmetinin her aşamasında sağlık işçilerinin emeği olduğunu hatırlattı.
Sağlık emekçileri arasında çalışma barışını bozan, sağlık işçilerini yok sayan uygulamaları kabul etmediklerini söyleyen Bolat, “Sağlık hizmeti ekip işidir, bu ekibin bozulmasına izin vermeyeceğiz! Diğer sağlık çalışanları ile birlikte pandeminin tüm yükünü taşıdık, taşıyoruz. İzinler kaldırıldığında sağlık işçisi sayılıyoruz, bize de uygulanıyor ama zaten adaletsiz olan ücretlendirmede adımız bile anılmıyor. Ama artık yeter! Yok sayılanlar kendisini var edecek! Sağlık işçileri yok sayılmaya ve sefalet ücretlerine razı olmayacak” dedi.
Bolat’ın konuşması “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganıyla karşılandı.
ATABEY: MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ
Son olarak SES Genel Başkanı Selma Atabey söz aldı. Sağlığın bir meta, hastanelerin işletme, hastaların müşteri ve sağlık çalışanlarının köle olarak görüldüğü sistemin hayata geçirildiği sağlıkta dönüşüm programı ile sağlık emekçilerinin emeğinin ucuzlatıldığını kaydetti.
Pandeminin yükünün sağlık emekçilerine yüklendiğini hatırlatan Atabey, “Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak haklarımızın ve bize verilen vaatlerin takipçisiyiz. Haklarımız verilmediği taktirde iş yerlerinde sandıklar kurarak, süreli ve süresiz grevleri, Sağlık Bakanlığı önüne çadır kurma dahil seçenekleri oylayacağız. İş yerlerinde emekçiler neye karar verirse biz örgütler olarak mücadelemize o yönlü devam edeceğiz” dedi.
Konuşmalar, “Sağlık işi ekip işidir”, “Çalışırken ölmek istemiyoruz” sloganlarıyla karşılandı.
KARDEŞ TÜRKÜLERDEN KADIN SANATÇILARA DESTEK
Konuşmaların ardından miting Kardeş Türküler’in müzik dinletisiyle devam etti. Kardeş Türküler ezgilerini sağlıkta şiddet politikalarına direnen ve tüm toplumun sağlığı için mücadele eden sağlık emekçileri için seslendirdi.
İstanbul Sözleşmesi’ni savundukları, kıyafetleri ve söylemleri nedeniyle hedef gösterilen, Kürt olduğu için konserleri engellenen kadın sanatçıları selamlayan Kardeş Türküler, son şarkıları Burçak Tarlası’nı da tüm kadınlar için seslendirdi.