Denizli’de Filidea Tekstil’de, TEKSİF’e üye olan işçilerin işten atılmasıyla başlayan direniş 151. gününde sürüyor.
Denizli’de Abalıoğlu Holding’e bağlı Filidea Tekstil’de çalışan işçiler asgari ücret düzeyindeki ücretlere ve güvencesizliğe karşı TEKSİF’te örgütlenmeye başlamıştı. Bunun üzerine patronlar sendikal örgütlenme çalışmalarını engellemek ve diğer işçilere gözdağı vermek için 2 işçiyi 6 Haziran’da işten atmıştı. Bunu üzerine fabrika önünde direnişe başlayan 2 işçinin direnişi 151. gününde kararlılıkla sürüyor.
Biz de TEKSİF Örgütlenme Uzmanı Ali Bayram’la bir röportaj yaparak Denizli’de ve özel olarak Filidea Tekstil’de işçilerin koşullarını, direnişin durumunu konuştuk.
Yeni Demokrasi: Denizli’de ve özel olarak Filidea Tekstil’de tekstil işçilerinin, patronların ve sendikaların durumu nedir?
TEKSİF Örgütlenme Uzmanı Ali Bayram: Denizli’de ortalama 65 bin tekstil işçisi var. Bu bölgede sendikalar buradaki işçileri kendi kaderine terk etmiş, yıllar bu bölge boş. İşverenler tabiri caizse at koşturuyorlar. Deriz ya, dikensiz bir gül bahçesi yaratılmış. İşçiye istedikleri gibi mobbing, baskı, tehdit, tacize varana kadar yapıyorlar. Bu bölgede işverenler örgütlü: Vali, kaymakam, emniyet müdürlüğü, ticaret odasıyla birlikte hareket ediyorlar. Dolayısıyla bu bölgede örgütlenmek çok zor. Bunu biliyoruz. Bazen bana diyorlar: “Burası Denizli” ama ülkenin neresine giderseniz gidin sermaye güçlü. Burada insanlar 10-12 saat çalışıyor. İnsanlar tuvalete giderken dakika tutuluyor, ay sonunda maaşlarından kesiliyor. Ayda toplam kaç saat tuvalete gittin, onu hesaplıyorlar ve maaşından kesiyorlar. Bir de buradaki işverenler o kadar rahat davranıyor ki işçi iş başvurusu yapıyor, işveren “Şu evrakları doldur, gel iş başı yap” diyor ve “E-devlet şifreni de yanında getireceksin” diye ekliyor. Bakın bu kadar açık. Bunlar kanun, yasa tanımazlar. Ben Çorlu’dan buraya geliyorum, bu bölgenin çok zor olduğunu biliyorum. Denizli’deki durumu bildiğimiz için buraya geldim. Geldiğimde sendikanın yerini bile bilmiyordum. 65 bin çalışan, 300-400 tane fabrika var. Asgari ücretin altında çalışan işçiler var. İşçilik ücretleri çok düşük. Türkiye’nin birçok yerinde fabrikalar kapanıyor fakat burada sürekli işçi alımları var. Filidea Tekstil yüzde 50 İtalyan, yüzde 50 Türk: Abalıoğlu’na ait. Abalıoğlu, Denizli’de köklü bir aile. Köprüler yapıyor, hayırsever bir iş adamı olarak görülüyor. Lezitta Tavuk var, yem fabrikaları var, kâğıt fabrikaları var. Tekstil’de kazandığı paralarla tavuk fabrikası kurmuş, yem fabrikası kurmuş, boru fabrikası kurmuş, Mısır’a binlerce dönümlük tekstil fabrikası kurmuş; ama vergiye gelince de bir köprü kuruyor, okul yapıyor ve vergiden muaf tutuluyor. Bu bölgede vergi veren yok. Sanayi Odası Başkanı bile 2 yıl vergi vermiyor, o kadar. Filidea, İtalyan olduğu için daha ılımlı olabileceklerini düşündük ama sermayenin ne dini ne vatanı vardır. Sonuçta o da işçilik ucuz diye buraya geliyor.
Yeni Demokrasi: Filidea Tekstil’de işten atılan 2 işçinin direnişi 152 gündür fabrika önünde sürüyor. İşçilerin işten atılma sebebi neydi?
Ali Bayram: Biz burada örgütlenmeye başladıktan sonra iyi bir yol aldık. 400 işçiden 150’si sendika üyesi oldu, çoğunluğu almaya çok az kalmıştı. Ama duyuldu; duyulduktan sonra insan kaynakları işçileri işten atmadan önce odasına çağırıyor “Gelin bu yanlıştan dönün, ne istiyorsanız onu vereyim sendikadan vazgeçin” diyor. İşçiler de “Sendikalı olmak anayasal bir hak ve biz bu hakkı kullanacağız” diyor. Ertesi gün işçileri tazminatsız 25/2 kodla işten çıkarıyorlar.
Yeni Demokrasi: Direniş süresince patronların direnişi ve sendikal örgütlenmeyi kırmaya yönelik pratikleri oldu mu?
Ali Bayram: Direnişe başladığımız günden bugüne kadar içerdeki üyelerimiz odalara çekip ayrı ayrı tehditle, baskıyla, istifaya zorlanarak yıldırılmaya çalışılıyor. Ama arkadaşlarımızın hiçbiri istifa etmediler. Kurban Bayramından sonra da üyemiz işçilere kapıdaki işçileri göstererek “Sizin sonunuz da böyle olacak, tazminatınızı alın gidin yoksa sizi de tazminatsız işten atacağız” deyip işçileri korkuttular. 70’e yakın arkadaşımız da tazminatsız işten atılmaktan korkup tazminatlarını alarak işten ayrıldılar.
150 gündür direnişteyiz. Jandarma çağırdılar, bir sürü baskı ve mobbing var ama buna rağmen geri adım atmadık. Kapının önünde, yerelde basın açıklamaları yaptık. Denizli gibi bir yerde 150 gündür kapıda durmak kolay değil. Bugüne kadar yılmadık, mücadelemizi sürdüreceğiz.
Yeni Demokrasi: Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Ali Bayram: Bizim tek bir isteğimiz var: Sınıf derdi olan bütün dostlarımızı buradaki direnişe destek vermeye çağırıyoruz. Erkan Baş Ankara’dan buraya bizim için geldi. EMEP, TİP ve TKP zaman zaman direnişimizi ziyaret ediyorlar, var olsunlar; ama yeterli değil. İsteğimiz direnişimizi ziyaretlerin ve dayanışmanın artması. Önümüzdeki günlerde Genel Merkez olarak Abalıoğlu Holding önünde basın açıklaması yapıp ardından “Abalıoğlu ürünlerini kullanma” kampanyası yapabiliriz. Denizli’den Ankara’ya yürüyerek, Meclis’e ya da Çalışma Bakanlığı önüne giderek burada yaşadığımız haksızlıkları görmeyen gözlere, duymayan kulaklara anlatabiliriz. Dayanışmayı artırmaya ihtiyacımız var.