HABER MERKEZİ- 1 Temmuz’da çıkartılan ve tütün ticaretini “yasa dışı” hale getiren, 3-6 yıl arası hapis cezası öngören yasayı Çelikhanlı çiftçi Abuzer Ünal’la konuştuk. Ünal, Adıyaman halkının her şeyinin tütün olduğunu belirtirken, Tekel özelleştirmelerinden sonra tütün üreticilerinin yaşadığı sıkıntıları aktardı. Yasanın bir sürecin sonucu olduğunu söyledi.
Bu yasayla yapmak istedikleri ne? Neden bu yasayı çıkardılar?
Bu yasayla yapmak istediklerine kooperatifleşme diyorlar. Tütün artık pazar halinde satılmayacak, belirli bir maliyeti olacak. Bir yasal çerçeveden bahsediliyor. Bu tütün yüz yıldan daha fazladır devletin tekellerine veriliyordu. Tekeller kapatıldı bu sefer halk tütününü kendi inisiyatifiyle torba torba o şehre bu şehre göndermeye başladı. Bu son iki yıldır biraz pazar alana girdi, normal bir satış düzeni oluştu.
Şu an bu yasa büyük sigara firmalarının tütünü benden alacaksınız dayatması gibi de görünüyor. İşte Parlament gibi firmaların kendi pazarlarını açmaları için bu yasayla yerli tütün üretimi sınırlandırılıyor. Yani Tekel fabrikaları satıldı biliyorsun…
Bu yasanın amacı tütün ithalatını arttırmak yani…
Evet. Sistematik şekilde tütünü ortadan kaldıracaklar. 10 yıldan fazladır tütünümüzde bir hastalık var devlet tarafından tek bir uzman dahi gönderilmedi. Hastalık dediğim bitki sararıp kuruyup gidiyor. Bir ziraat mühendisi dahi gelip o bitkiyi alıp laboratuvar incelemedi. Halk hastalığı kendi yöntemleriyle, bilinçli bilinçsiz zirai ilaçları kullanarak çözmeye çalıştı. Hani Tekel özelleştirmelerinden sonra belliydi böyle olacağı. Çünkü sen bu ürünü ortadan kaldırırken halkın tepkisiyle karşılaşmamak için sistematik şekilde halkı ona duyarsız hale getirirsin. 10 yıldır tütünler zaten istedikleri şekilde hastalandı ve buna çare bulunmadı. Dolaylı ya da doğrudan tütünü ortadan kaldıracaklar. Yavaş yavaş belli kısıtlamalarla yasaklanacak. Kooperatif diyorlar ama bunun zemini yok.
Devlet, tekel özelleştirmelerinden sonra oraya ziraat desteği vermedi değil mi?
Kesinlikle hayır. Devlet adına hiçbir destek alınmadı. Çelikhan adına konuşuyorum, böyle bir şey duymadım ben.
Bütün bunlara rağmen orada köylüler tütün ekiyor mu?
Tabii tabii. Bakın burada başka bir alternatif yok. Herkesin bir dönüm iki dönüm arazisi var. Bunu ekmezsen geçinemezsin. Hayvancılık dersen coğrafya ona hiç uygun değil. Bu tütünün başka bir alternatifi yok. Bu tütün halkın geçim kaynağıdır. Adıyaman’ın yüzde 90’ı; okuyanı, çocuğu, yaşlısı, hastası her şeyi bu tütündür, anlıyorsun!? Bir de tütünden kazandığı yıllık 15 bin 20 bindir. Bunun 5 bini koşulsuz masrafıdır. Düşünün yevmiyesine olsa bile; 7 yaşından 70 yaşına kadar insanlar çalışıyor. 7 yaşındaki çocuk bile o koşullarda; tarlada, sıcakta, tozda büyüyor. Çocuk tütün tarlasında büyüyor yani.
Bu yasa kabul edildikten sonra üretim ne olur?
Büyük ihtimal bu yıl tütün eken bir dahaki sene ekemez. Tam kestiremiyorum aslında. Çünkü kooperatifler diyorlar, kooperatifler de vergiye tabi tutulacak. Yüksek vergiler olacak. Tütün bir tarım bitkisi olmasına rağmen tarım bakanlığı değil ticaret bakanlığı kuralları işleyecek. Ticaret bakanlığına bağlamışlar, sanayi üretimi gibi. Bu nedenle yüzde 40 vergi diyorlar. Yani tütünün böyle bir kazancı yok ki. Benim sattığım kiloda yüzde 40’ını vergiye verirsem, diğer yüzde 40 da masraf olursa ben ne yapabilirim?
Bir pandemi süreci vardı. Kooperatifleşme sürecine 6 ay süre tanıdılar. İnsanlar bu 6 ayı sokağa çıkma yasağıyla geçirdiler. Yani kendi yapmak istedikleri şey de yapılmadı. Bunu erteleyebilirlerdi onu bile yapmadılar. Bir kooperatifin oluşumu için 250 tane üretici gerekli bunun dışında üretim yapamazsın deniliyor. Bunu hemen nasıl kuracaksın ki.
Mesela bu sınırlı sürede bazıları kooperatif kurmuş ve üye olmuş. Menzilciler gibi köylülerin toprağına çöken aşiretler var. Orada böyle bir rant ağı var mı?
Şimdi kooperatifin kurucuları belli! Ben bu işten belli bir rant elde edebilirim diyen; daha önceden farklı şeylerden de rant elde eden insanlar var anlıyor musun? Hani benim rant elde edemediğim tek şey bu tütündür, bunda da rant elde edeceğim diyorlar. Bir de şöyle bir şey var bu kooperatifleşmede her dönüm başına sen 500 lira vereceksin. Burayı ekebilmen, makineyi alabilmen için. Şimdi devlet bunu veremiyor mu? Hani kooperatifleşmek için makine alınması gerekli ya, devlet işte o makineyi de halkın kendisi alsın diyor. Hatta en başta bir de sıfır makine alsın diyorlardı, ondan caydılar. İkinci el makineyi de kabul ettiler. Yani özetle bu yerelde de birilerinin ceplerini dolduracak bir yasa.
Protestolar ne durumda?
Halk ciddi bir şekilde tepki gösterdi. Büyük bir öfke var herkeste ama şu anlık bu eylem durduruldu. Araya vekiller girdi. Düzenleme yapacaklarını işte müzakere edeceklerini söylediler. “Bize 4-5 gün zaman tanıyın biz bu yasayı tekrar tartışıp, istişare edip düzeltemezsek siz tekrar protestolarını yaparsınız” dediler.
Protestonun olduğu gün yol saat kaça kadar kapalı kaldı?
Akşam 10-11 gibi yetkililer geldi, daha sonra 12 gibi yol açıldı. Tabii ki ben Çelikhan adına söylüyorum bunu. Malatya tarafında ve Adıyaman giriş çıkışlarında da yollar kapatıldı. Vekillerin sözüyle sonlandırıldı yani eylem. Şunu da söyleyeyim ama halk ciddi şekilde tepkili. Tepkili olması da gayet doğaldır, başka bir alternatif yok.
Önceden tütün ticaretine para cezasını öngören bir yasa vardı, bu yasada farklı olan şey bir de hapis cezası olması mı?
Bakın bu tütün hiçbir zaman rahat şekilde pazara girmedi. İşte televizyonlarda gördük; “Falan yerde şu kadar tütün yakalandı”, “Falan yerde bu kadar cezalar verildi”, “Tütünler yakıldı”… Hani rahat bir şeye kavuşamadık 10 yıldır (özeleştirmenin ardından). Bu yasa yürürlüğe girmese bile insanlar rahat değildi ki. İnsanların tütünleri rahat bir şekilde yakalanıp yakılıyordu. Bu bilinen bir şey. Ya da adam İstanbul’da dükkanında ceza alabiliyordu. 100 kilo tütüne 200 bin lira ceza alanlar var. Şimdi buna da 3-6 yıl arası bir ceza getirdiler. Hani bu ceza durumu da meşrulaştı, biz de gayri meşrulaştık. Yasa dışı yapıldık yani. Bundan önce biraz dolaylıydı. Yani yol başında duran askere polise kalmıştı ne yapacağı. Onlar işlem yapabilseydi ki yapıyordu birçoğu ama bu yasayla artık elleri rahatlamış oldu. Daha fazla ceza, dediğim gibi bizi yasa dışı yaptılar. Hani bir işlem yapacaklarsa önceden de bu isim üzerinden rahatlıkla yapıyorlar zaten.
Bakın şunu vurgulamak lazım bütün bunlar Tekel fabrikalarının kapatılmasıyla başladı. Sonuçta yasalar bizim tütünümüze “kaçak tütün” diyor. Kaçak! Kaçak diyorsun bu başlı başına bir suç unsuru sayılıyor.
Yani süreci Tekel özelleştirmelerinin sonrası olarak mı görmemiz gerekir?
Ben şunu hatırlıyorum; babalarımız tütünleri alıp Elazığ’daki, Malatya’daki ya da herhangi bir yerdeki Tekel fabrikalarına götürüyordu. O tütünlerin alımı da oradaki tütün eksperlerinin insafına kalmıştı. Ona direkt fiyat biçilirdi ve devlet ödemeleri yapardı. Sonra özelleştirme politikalarıyla birlikte bu sıkıntılar patlak verdi. Tütün ithalatı arttı, yerli üretim azaldı. Şimdi de devletin istediği tütünü bütünüyle bitirmek.