Peru’da 19 Haziran 1987’de devrimci tutsaklar, hükümetin katletme politikalarına karşı ayaklandılar. Ele geçirdikleri az sayıdaki silahla gardiyanları teslim alarak hapishaneyi kontrol altına alan tutsaklar hayatlarının korunması için hükümetin imzalamayı kabul ettiği anlaşmanın ihlal edilmemesini talep ettiler. Bunun üzerine Peru devleti Lima civarındaki üç hapishanede katliama girişti. Tutsaklar yirmi dört saat sapan, mızrak ve el yapımı silahlarla her türlü saldırıya karşı kahramanca direndi.
Callao Hapishanesi’ndeki 75 tutsaktan 2’si çatışmada katledildi. 6’sı ağır yaralandı. Lurigancho Hapishanesi’ndeki PKP üye ve taraftarı olmakla yargılanan 135 erkek tutsağın tümü katledildi. Fronton’da 115 tutsak katledildi ve yine bu sayının yarısı kadar tutsağın da akıbetlerinden haber alınamadı. Kahramanlık Günü ilan edilen bu tarihi günle ilgili Gonzalo “Parti ve devrim için can vermek” adlı yazısında şunları söylemektedir:
“Onlara ilk gıdasını veren, yürümesini öğreten, yılmak bilmeyen kitlelerdi; sınıf mücadelesi düşüncelerini şekillendirdi ve toplumsal örgütlenmenin başlıca ve en yüksek biçimi olan Parti, onları Marksizm-Leninizm-Maoizm, rehber düşünce ile silahlandırarak, siyasi bilinçlerini yükseltti, Halkın Gerilla Ordusu içinde örgütleyerek savaşçı ruhlarına güç kattı ve yoksul köylü kitleleri ile kaynaştırarak bedenlerini ve ruhlarını halk savaşının sönmeyen ocağında çelikleştirdi. Savaş esiri olduklarında asla dize gelmediler, tersine savaşmada, seferber etmede ve üretmede sebat ettiler ve zorlu çarpışmalarla eskimiş ve çürümüş Peru devletinin köhne zindanlarını savaşın parıldayan siperlerine dönüştürdüler. Halk savaşının ilerleyişi, onun yankılar yaratan, isabetli ve amansız darbeleri, gericiliği kırbaç yemiş bir sırtlan gibi tir tir titretti. Ve onun gürüldeyen talepleri bugün her zamankinden daha faşist ve daha korporativist olan APRA hükümetinin çamurlu ve çalkantılı kabuslarında ve hatta onun başını çeken demagojik çırak bozuntusu “führer”in hırslı hülyalarında yankılandı; bu nedenle gericilik, hükümet ve soykırımcı Garcia, halk savaşına yıkıcı bir darbe indirip onu tayin edici bir şekilde ezmeyi hedefleyen kara ve kanlı planlar düşlediler. Devrimin ve hayatlarının müdafaası için başkaldıran savaş esirleri bu sinsi kitle katliam planlarını kamuoyuna teşhir ettiler; hükümetin emirleri doğrultusunda ve gereken her şeyin yapılması için verilen izinle hareket eden silahlı kuvvetler ve polis tarafından halka karşı duydukları kör hiddet ve sapık bir katliamcı öfkeyle gerçekleştirilen bu cani ve alçak soykırım, ideolojilerinin, cesaret ve kahramanlıklarının bayrağını öfkeli savaşçı cüretkarlığıyla açarak yükseklerde dalgalandıran yoldaşların, savaşçıların ve halk evlatlarının şiddetli, yılmayan, çelikten direnişiyle karşılaştı; gerici canavar, ölüm barışını empoze etmek amacıyla onların kanını içerken, onların zalimce bastırılmış yoksul yaşamları ölümsüzleşti, El Fronton, Lurigancho ve Callao’nun parıldayan üç heybetli savaş siperine şekil verdi; bu tarihi kilometre taşı, Kahramanlık Günü’nün yüceliğini ebediyen ilan edecektir. İndirmek istedikleri yıkıcı ve tayin edici darbe, onları muazzam ölçüde teşhir ederek geri tepti; faşist ve korporativist APRA partisi, hükümetini ve kendi devlet yasalarını ihlal ederek cumhurbaşkanı geçinen kişiyi vahim ve halen çözümsüz bir siyasi kriz içerisine itti. Bu nedenle savaş esirlerinin başkaldırışı hayatlarına mal olduğu halde Partiye ve devrime muazzam bir manevi, siyasi ve askeri zafer kazandırttı ve bundan da öte büyük atılımın başarıyla sonuçlandırılmasına muhteşem bir katkıda bulunarak ona altın mührünü vurdu. Ve ilk kampanyayla Peru devletini emsali görülmemiş derecede derinden sarsan devrimci üs alanları geliştirmeyi, amaçlanan yeni planın temelini atarak halk savaşına bugüne kadar Peru’da ve dışarda elde ettiği en büyük etkiyi kazandırdı. Bu nedenle savaş esirleri o efsane kahramanı gibi mezarın ötesinden de zafer kazanmaktadırlar. Çünkü bizler yeni zaferler kazandıkça onlar içimizde yaşamakta, bizimle birlikte savaşmaktadırlar. Parıldamaya devam eden, bizlere bugün, yarın ve ebediyen canımızı Parti ve devrime adamamızı öğreten güçlü ve ebedi varlıklarını hisset. Kahramanlık gününe şan olsun. Peru, Haziran 1987”