Uzunca bir aranın ardından yeni sayımızla okurlarımızla buluşmanın coşkusu içindeyiz. Biliyoruz ki bu coşku kolektifin bir parçası olan tüm yoldaşlarımızın ortak coşkusudur.
Kolektifimizin örgütsel yapısına ve aynı zamanda ideolojik-siyasi hattına yönelik çeşitli saldırıların gerçekleştiği bir dönemi yaşadık. Bu süreçte sınıf mücadelesindeki görevlerimize odaklanmada birçok yetersizlikle karşı karşıya kaldık. Bir kısmı ‘iç sorunlar’ başlığı altında ele alınan, ideolojik-politik açıdan ise daha geniş düzlemde değerlendirmeyi gerektiren bu sorunlar, sınıf mücadelesinde daha güçlü bir konumlanış için tartışılmaya devam edecektir. Bu tartışmada bize yol gösterecek olan Marksist-Leninist-Maoist ideoloji ve İ. Kaypakkaya yoldaşın komünist çizgisidir.
Dünyada ve ülkemizde birçok cephede çatışmalarla kendini gösteren süreç, keskinleşen sınıfsal, ulusal çelişkilerin ve birçok toplumsal çelişkinin izdüşümü niteliğindedir. Ülkemiz hakim sınıflarının ekonomik, siyasi ve bölgesel ayaklarıyla ciddi bir yönetim krizi yaşadığı günümüzde halk kitlelerine bir kez daha “seçim” dayatılmaktadır. Egemen sınıf ilişkilerinin ve devlet hakimiyetinin korunabilmesi için daha merkezi bir faşist sistemin inşası sürerken “seçim” aldatmacası bir kaldıraç olarak kullanılmaktadır. Hakim sınıf klikleri arasında çelişkiler yoğunlaşsa da işçi sınıfı ve ezilen kesimlere düşmanlıkta tüm egemenlerin birleştiği tartışmasızdır. Efrin özgülünde görüldüğü gibi söz konusu sınıfsal ve ulusal çıkarlar olduğunda sermaye kesimleri ve düzen partileri ortak paydalarda buluşmaktadırlar. Bütün bunlara rağmen gelişmelerin egemen klikler nezdinde de ciddi krizleri bağrında taşıdığı görülmektedir. Daha da önemlisi işçi sınıfı ve halkın çelişkilerinin büyük bir potansiyeli biriktirdiğini belirtmek gerekir.
Ülkemizdeki bu gelişmelerin arka planında dünya çapında emek-sermaye çelişkisinin yoğunlaşması ve buna paralel artan emperyalist rekabetin etkileri bulunmaktadır. “Keskinleşen Emperyalist Rekabet; İhtilaflı Alanlarda Çatışma” başlıklı yazımızda çeşitli boyutlarıyla bu konuyu irdelemeye çalıştık.
Ermeni Soykırımı’nın 103. Yıldönümü vesilesiyle “Ermeni Soykırımı, Tarihsel Gerçekler ve Politik Tutum” başlıklı yazımızda üzeri örtülmeye çalışılan tarihsel gerçekleri bir kez daha dillendirerek komünistlerin Ermeni meselesindeki görüşlerini ifade ettik.
Revizyonist, oportünist ve sağ tasfiyeci akımların Komünist Parti’nin tarihsel ve devrimci rolünü silikleştirmeye çalıştığı günümüzde “Komünist Partisi’nin Tarihsel Gelişimi ve Özellikleri” adlı yazımızla bu konuda doğruları ortaya koymayı gerekli gördük.
Bu sayımızın ana gövdesini Proletarya Partisi’nin iç yayınları ve açıklamalarına dayanan “Sınıf Mücadelesi Uzun Solukludur, Partimiz Bu Topraklarda Devrimci Mücadelenin Önderidir ve Ona Göre Şekillenecektir” ile “Partimizde Boy Veren Sağ Tasfiyeciliğe Zemin Sunan Önderlik, Örgüt ve Süreç Tablosu” başlıklı iki yazı oluşturmaktadır. Sınıf mücadelesinin komünistlerin omuzlarına büyük sorumluluklar yüklediği bu süreçte ideolojik-politik konularda olduğu gibi örgüt anlayışında da daha sağlam bir çizgiyi geliştirmek tüm bu meselelerde derinlikli bir değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır. Söz konusu yazıların bu amaca hizmet edeceği inancındayız. Bu inancın kaynağı 24 Nisan 1972’de ülkemiz topraklarında İ. Kaypakkaya yoldaşın önderliğinde inşa edilen komünist hareketin sınıf mücadelesindeki kararlılığıdır.
Yeni sayımızda buluşmak umuduyla…
PARTİZAN
*Partizan Dergisi’nin yeni sayısına yarın itibariyle tüm Umut Yayımcılık büroları, Kadıköy, Taksim, Beşiktaş Mephisto ile Ankara/Kızılay İlhanİlhan Kitabevi’nden ulaşabilirsiniz.
İLETİŞİM: [email protected] – 0212 235 20 22
ADRES: İskenderpaşa Mahallesi, Horhor Caddesi, 70/4 Aksaray/İSTANBUL