HABER MERKEZİ- 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta “Pir Sultan Abdal Şenlikleri” kapsamında Sivas’a gelen aydın ve sanatçıların diri diri yakılışlarının yıl dönümünde yapılacak etkinlik ve yürüyüşlere çağrı yapan Partizan, Hesap sorma bilinciyle 2 Temmuz anmalarına, saflara, sokağa” vurgusu yaptı.
Partizan’ın yaptığı çağrıyı haber değeri taşıdığı için olduğu gibi yayınlıyoruz:
“TC’nin ezilen ulus, inanç ve azınlıklara yönelik katliamlarla dolu tarihinin kanlı ‘ürünlerinden’ biri: 2 Temmuz 1993 Sivas Katliamı…
Osmanlı’dan devraldığı kendinden olmayanı yok etme saikiyle hareket eden TC devleti, bu kanlı geleneğini günümüze kadar gömlek değiştirerek devam ettirmiştir. Bunu kâh CHP kâh MHP örtüsü altında, günümüzde ise AKP eliyle gerçekleştirmektedir.
Tarih 2 Temmuz 1993’ü gösterdiğinde devletin katliamcı yüzü Sivas’ta belirmiş, “Pir Sultan Abdal Şenlikleri” kapsamında Sivas’a gelen aydın ve sanatçılar günler öncesinden hedef gösterilerek, katliamın zemini örgütlenmiştir. Katliamdan iki gün önce dağıtılan bildirilerde aydınların ve sanatçıların ölümünün “vacip” olduğu belirtilerek katliam çağrıları yapılmıştır. Kontra güçler ve devlet eliyle örgütlenen katliam, Cuma günü namazdan çıkan kalabalığın “Sivas kafirlere mezar olacak” sloganlarıyla başlamış polis, jandarma ve itfaiye eşliğinde Madımak Oteli ateşe verilmiş içinde bulunan 33 aydın ve sanatçı ile iki otel çalışanı hunharca katledilmiş katliamdan kurtulmaya çalışanlar taşlı sopalı güruhun saldırısıyla linç edilmeye çalışılarak katliamlar tarihinin bu “yeni” perdesi kapatılmıştır.
Sivas Katliamı’nın, 1980 AFC sonrası devrimci demokratik dinamiklerin üzerindeki ölü toprağın atıldığı, toplumsal muhalefetin yükselişe geçtiği bir dönemde yapıldığını, katliamın hemen ardından dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bu yangından zarar görmemiştir. Halktan kimsenin burnu kanamamıştır” cümlelerini, süren davaların 20 sonrasında “zaman aşımı” gerekçesiyle kapatıldığını ve en önemlisi de; Faşist diktatörlüğün mahkemelerine karşı komünistlerin “Sivas mahkemesinden umut yok! Umut halkın adaletinde!” diyerek sınıf bilinciyle katliamın hesabını sormasını unutmadık. Tüm bu yaşananlar belleğimizde daha dün gibi durmaktadır.
Devlet OHAL ile birlikte tüm baskı aygıtlarını devreye sokarak toplumun tüm kesimlerine, başta Kürt ulusu olmak üzere işçi-emekçilere, kadınlara, gençlere, LGBTİ+’lere yönelik pervasızca bir saldırı furyası sürdürmektedir. Bu saldırıların bir ayağını da Alevilere yönelik gerçekleştirilen inkar ve imha politikası oluşturmaktadır. Hali hazırda OHAL sonrası birçok Alevi kurum temsilcisi gözaltına alınmış tutuklanmış, birçok köy derneklerine çıkarılan KHK’larla mühür vurulmuştur.
R.T. Erdoğan 2013’te yaptığı bir konuşmada “Tek ibadet yeri camidir” diyerek Alevilerin inançlarını yok saymış ve inkar etmiştir. 2018 Erken seçimleri öncesinde ise “Cemevlerine statü sağlayacağız” demiş fakat Sivas Katliamı’nın bir numaralı iş birlikçilerinden olan Tansu Çiller ile beraber Yenikapı mitinginde de boy boy pozlar vermekten imtina etmemiştir.
TC devletinin Alevi inanç ve kültürüne yönelik katliamcı, inkârcı bakış açısının 2 Temmuz, Çorum ve Maraş katliamlarından beslendiğini yapılan baskı ve tutuklamalardan yola çıkarak görmekteyiz. Alevilerin ibadet alanları olan Cem Evleri “ibadethane” olarak görülmeyerek Alevi inanç ve kültürü yok sayılıyor, Alevi toplumunun temel hak ve özgürlükleri kısıtlanarak inkârcı politikalar boyutlandırılmaktadır.
Kanlı politikalara bakıp hıncımızı bilerken, İbrahim Kaypakkaya’nın 90 gün boyunca sır vermeyip ser verme iradesine, Mahir Çayan’ın “Biz buraya dönmeye değil ölmeye geldik” diyerek faşizme meydan okumasına, Denizlerin idam sehpasında faşizmi tarihin kirli çöplüğüne atmasına, son olarak Aliboğazı’nda halk savaşçılarının yapılan teslimiyet çağrısına silahları ile cevap vermesine bakarak direnişi ve mücadeleyi yükselteceğiz.
Katliamın gerçek anlamda hesabını sormanın, Alevi toplumunun temel hak ve özgürlüklerini savunmaktan, sınıf mücadelesini büyütmekten geçtiği bilinciyle hareket ederek mücadeleyi yükseltelim.
-Sivas’ın Hesabını Sorduk Soracağız!
-Sivas’ın Işığı Sönmeyecek!
-Kahrolsun Faşist-Kemalist Diktatörlük!
– Yaşasın Demokratik Halk Devrimi Mücadelemiz!
29.06.2018
PARTİZAN”
2 Temmuz eylemleri:
Sarıgazi:
Gün: 1 Temmuz Pazar
Saat: 18.00
Toplanma yeri: Vatan İlkÖğretim Okulu
1 Mayıs Mahallesi:
Gün: 1 Temmuz Pazar
Saat :17.00
Etkinlik yeri: 1 Mayıs Mahallesi Cem Evi (PSAKD Ataşehir Cem Evi)