Uluslararası Komünist Hareketin bileşenlerinden, Almanya, Avusturya, Fransa, Finlandiya, Norveç, İsveç, Kolombiya ve İspanya’dan Maoist parti ve örgütler, Proletarya Partisinin “Parti ve Devrim Şehitlerini Anma Haftası” vesilesiyle mesaj gönderdi. Gönderilen mesajlarda, devrim ve komünizm mücadelesinde ölümsüzleşenleri anlamak ve anmanın önemine vurgular yapıldı.
Mesajlar şu şekilde:
ALMANYA SINIF DURUŞU DERGİSİ
Proleter Dünya Devrimi sürecinde canlarını veren devrimci kahramanların fedakârlık, halka hizmet ve mutlak adanmışlık konusunda ilham kaynağı olan ve böylece ölümlerinden sonra bile zaferler kazanmaya devam eden önemli örnekler olduğuna inanıyoruz. Bu sayısız kahraman şehitleri aynı zamanda kitlelerin tüm gericilere karşı zapt edilemez isyan iradesinin bir ifadesidir ve kitlelerin mücadelesini teşvik etmektedir. Proleter Dünya Devrimi ve sosyalizmi savunmak için canlarını veren ve devam eden halk savaşlarında canlarını veren milyonlarca işçi ve köylü, Komünist Partilerin önderliğinde emperyalizmi yeryüzünden silip süpürecek olan tarihin yapıcılarıdır. Bu nedenle devrimci kahramanların mirasının kutlanması, komünistlerin ve devrimcilerin temsilcisi oldukları kitlelerin kahramanlığının kutlanması anlamına gelir.
Almanya’da doğup büyüyen devrimci düşüncelere sahip insanların bugün enternasyonalist bir ruhla, ellerinde silahlarla çeşitli ulusal hareketlerde mücadele ettiklerini ve büyük fedakârlıklar sergiledikleri pratiklerin nadiren gerçekleşmediğini hatırlamak özellikle önemlidir. Örneğin Kürt Ulusal Hareketiyle bağlantılı devrimci düşüncelere sahip insanlar için durum böyledir. Elbette proleter olmayan hareketlerin ideolojisini kabul etmiyoruz, ancak Maoistler olarak bu savaşçıları maddi bir gerçekliğin ifadesi olarak anlıyoruz. Bu da bu ülkede, giderek daha fazla insanın dünyanın ancak silahlı mücadeleyle değiştirilebileceğini anladığı anlamına geliyor. Bu çok önemlidir. Bu nedenle, şehit düşen halk savaşçılarını anmanın yalnızca devrimci ahlakın sorumluluğu veya sıradan tarihsel bir görev olarak değil, onların örneğini takip etme çağrısıyla ayrılmaz bir şekilde bağlantılı olarak görüyoruz.
PROLETARYANIN SAVUNULMASI İÇİN DEVRİMCİ HAREKET, FRANSA
Halk Savaşı Maoizm’in en yüksek ifadesidir çünkü tek başına dönüştürücü gücü verir. Yüce bir dava uğruna canını vermek, kesinlikle çağımızın en asil toplumsal faaliyetidir. Siperlerde ölen yoldaşlar ölü değildir çünkü proletaryanın kahramanları ölümsüzdür. Onlar ölümleriyle devamlı ve sonsuza dek yaşamaya devam ederler.
Kendini davadan sakınmak parıldayan komünizme doğru giden uzun yoldaki en kötü zehirdir. Tüm şehit yoldaşlar yılgınlığa karşı panzehirdirler ve bize kurtuluşa giden tek yolu gösterirler. Türkiyeli yoldaşlar, insanlığın özgürlüğü ve Yeni Türkiye hayalimiz için ağır bedeller ödediler ve ödüyorlar. Uluslararası proletaryanın örgütsüz ve dağınık olduğu en karmaşık anlarda dahi sağlamca durdular.
Bugün, emperyalizmin ikinci vahşi kriziyle birlikte her şey daha da netleşiyor. Dünyanın her yerinde Türkiyeli yoldaşların birçok başka yoldaşları var. Emperyalizmi 50 ila 100 yıl içinde yeryüzünden silip süpürecek olan Dünya Kızıl Ordusu’nu sizlerle birlikte yeniden kuruyoruz. Bu Kızıl Ordu’nun öncüsü bugünkü halk savaşlarıdır. Diğerleri önümüzdeki aylarda ve yıllarda daha güçlü bir şekilde ortaya çıkacak, emperyalizme karşı uç verip patlayacaktır.
Şehit yoldaşlar Maoizm’i büyük zorlukların ortasında canlı tuttular ve onun Marksizm’in yeni bir aşaması olduğunu kesinlikle gösterdiler. Bugün dünyanın dört bir yanındaki Maoistler, revizyonizme ve oportünizme karşı verdikleri amansız mücadeleyle proleter devrime giden yolu açan yegâne öznelerdir. Sınıf mücadelesinin kalbinin siyaset olduğunu siyasetin ise iktidarı fethetmek için gerici devletle silahlı bir çatışma olduğunu kavrayanlar sadece bizleriz. Bu yüzden tekrar ediyoruz, şehit yoldaşlar yaşamın en yüksek siyasi gerçekliğidir, komünist olmanın ne anlama geldiğinin somutlanmasıdır ve bu yüzden onlara büyük bir minnet borçluyuz. Toprağa düşen her partizan, çağımızın görevlerini üstlenmeye, şanlı yeni komünist partileri inşa etmeye, yeni halk savaşları başlatmaya, Komünist Enternasyonal’i yeniden inşa etmeye hazır yeni bir kadın ve erkek kuşağının yaratılması için başka ülkelerde görev almıştır.
Kırlardaki ya da Anadolu şehirlerindeki yoldaşlar her gün ölümün partizanların gözlerini asla yıldıramadığını gösteriyor. Ama yodaşlar, şunu söylememize izin verin: Her gün bizi Avrupa da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanında yeni gerilla cephelerinin açılmasına daha da yaklaştırıyor. Yaşasın Şanlı TKP/ML TİKKO’nun Şehitleri!
FİNLANDİYA MAOİST KOMİTE
Şehitler, tutumları ve cesaretleriyle kendimizi yeniden kanıtlamamız gereken örneklerdir. Onlar burjuva egosunu tamamen paramparça etmiş ve böylece düşman karşısında mutlak bir özveriye ve korkusuzluğa ulaşmışlardır. Eğer onların izini takip edersek, şehitlerimiz ölümsüzlüğe ulaşacaktır.
Şehitlerin anılması komünizm için mücadelenin önemli bir parçasıdır. Şehitler, bugün devam eden mücadelemizde yaşıyorlar ve biz onların kahramanlık örneklerinden öğreniyoruz. Bu, komünizme ulaşana kadar nesilden nesle devamlılık duygusunu güçlendirir. Ayrıca, şehitlerle uluslararası dayanışma, uluslararası bir sınıf olarak tüm ülkelerde bizi birleştirir. Gerçekten de Türkiye proletaryası ve onun lideri TKP/ML, Uluslararası Komünistler Birliği hareketine hizmet eden büyük İbrahim Kaypakkaya da dahil olmak üzere sınıfımıza birçok değerli şehit vermiştir. Son olarak, şehitlerimizin anısı düşmana karşı sınıf kinimizi güçlendirmektedir. Onların dökülen kanlarının intikamı alınacaktır, çünkü onlar boşuna ölmediler ve bu intikam halkın adalet duygusuna denk düşer.
HALKA HİZMET ET-NORVEÇ KOMÜNİST BİRLİĞİ
Halka Hizmet Et-Norveç Komünist Birliği adına, Şehitleri Anma Haftası’nı komünist gurur ve proleter enternasyonalizminin derin duygularıyla karşılıyoruz.
Türkiye’deki Halk Savaşı şehitleri, TKP/ML TİKKO için canlarını veren yoldaşlar, uluslararası proletaryanın kalbinde özel bir yere sahiptir. Onlar, enternasyonal proletaryanın şehitleri ve tüm dünyanın ezilen halklarıyla birlikte ölümsüz bir sütun oluştururlar. Bu sütun savaşmaya, zaferler kazanmaya ve uluslararası komünist harekette cisimleşmeye devam ediyor. Diyalektik materyalistler olarak, maddi gerçeğin madde ve hareket olduğunu anlıyoruz. Maddi bir olgu olan şehitler, zaman içinde akışan bir hareket yaratmışlardır. Onlar proleter ve komünist hareketimizde ölümsüzdürler. Bizi bulunduğumuz yere getirmek için kan döktüler ve onlarla, onların katkısıyla, onların örnek anılarıyla hareket devam ediyor.
Komünizm mücadelesi tarihsel bir destandır. Tarihsel bir zorunluluk kavgasıdır. Sınıfımız tarihsel bir perspektif olmadan bu mücadelede kendini yönlendiremez. Bu, kurucularımız Marks ve Engels’in yazılarından çıkar, büyük Lenin, Joseph Stalin, Başkan Mao ve Başkan Gonzalo’dan çıkar. Tarihimizi anlamadan -tarihimizin bizim bir parçamız ve geleceğimizin bir parçası olduğunu anlamadan- bugün geleceğimiz için coşkuyla ve başarıyla mücadele edemeyiz. Şehitlerimiz sahip oldukları her şeyi verdiler ve sınıfımız bunu asla unutmamalıdır ve unutmayacaktır. Şehitlerimizi hatırlamak, acı dolu bir sevinçle yerine getirdiğimiz bir görevdir. Onlar komünizm için düştüler ve anma törenlerimizde özellikle yeni nesil savaşçıların kalpleri ve ruhları için savaşmaya devam ediyorlar.
Bu vesileyle şanlı TKP/ML’yi, onun önderliğini, kadro ve militanlarını, TİKKO savaşçılarını ve Parti önderliğinde mücadele eden tüm kitleleri en güçlü proleter enternasyonalist duygularımızla selamlıyoruz. Şehitleri ve aziz hatıralarını bütün kalbimizle selamlıyoruz.
Enternasyonal Komünist Birlik’teki birliğimizi selamlıyor, Birlik’in Türkiye temsilci Partisi ve devrimiyle enternasyonalist dayanışmaya yüksek değer veriyoruz.
İSVEÇ KOMÜNİST BİRLİK
Proletarya için, demokratik devrim için, sosyalist devrim için ve nihayetinde komünizm için mücadelede hayatlarını ortaya koyan şehitler, komünist mücadele ruhunun, her komünistin halka ve devrime hizmet etmek için sahip olması gereken özverili ruhun parlak örnekleridirler. Başkan Mao, Halka Hizmet Et adlı makalesinde bizlere, halkın hizmetinde yapılan her fedakârlığın hatırlanmayı hak ettiğini hatırlatır. Halk için ölmek bir dağ kadar ağır, gericiliğin hizmetinde ölmek ise bir tüy kadar hafiftir. Türkiye’deki Halk Savaşının kahramanca mücadelesi ve şehitleri bize proletarya ve halk için yaşamayı ve gerekirse ölmeyi hatırlatıyor ve ilham veriyor.
Komünizm için mücadele her zaman savaşta ölme riskini içerir. Hem komünistler hem de kitleler bunu anlamak zorundadır. Ancak bundan korkmamalıyız çünkü bu gericilikten korkacağımız, mücadeleden korkacağımız, pasifleşeceğimiz ve mücadeleyi sürdüremeyeceğimiz anlamına gelir. Şehitleri onurlandırarak kendimize ölümün mücadelenin sonu olmadığını, şehitlerin ölümlerinden sonra bile mücadelenin devam etmesi için örnek ve ilham kaynağı olduklarını hatırlatıyoruz. Ayrıca şehitlerin mirasında bizler komünistlerin devrime, proletaryaya ve halka karşı görevlerinde ne kadar ileri gidebileceklerine ve gitmeleri gerektiğine dair büyük örnekler görüyoruz.
HALKA HİZMET ET (İSPANYA’DA DEVRİMCİ GAZETE)
Devrim şehitleri, baskının olmadığı yeni bir dünyayı kendi elleriyle inşa etmek için cesurca savaşmaya cesaret edenlerdir. Onun temsiliyeti, proletaryanın tarihi davası olan komünizm için özverili ve mutlak fedakârlığın açık bir örneğidir.
Bu halk kahramanlarında biz komünist iradenin ve adanmışlığın somutlaşmış halini görüyor ve devrimci mücadele için en yüksek bedeli ödemeye hazır olanları onurlandırıyoruz. Bugün bizler, proletaryanın ve ezilen dünya halklarının emperyalizmin boyunduruğundan kurtulmak için yürümek zorunda oldukları yolda, bu şehitlerin kanlarıyla suladıkları tohumdan filizlenen kızıl çiçekleriz.
Şehitleri anmak, onların hayatları pahasına savundukları davaya ve biz devrimcilerin bugün dünyanın ezilenleri için iktidarı fethetmek üzere üstlenmemiz gereken görevlere olan bağlılığımızı yeniden teyit etmektir. Bayrağı devralıyor ve halka gönülden hizmet edip, son nefesimize kadar kendilerini proletaryanın mücadelesinin emrine verenlerden öğreniyoruz. Çünkü ancak bu sağlam iradeyle onların anısını gerçekten onurlandırabiliriz.
Her ne pahasına olursa olsun ilkelere bağlı ve sağlam kalmanın ne kadar önemli olduğunu biz onlardan öğreniyoruz. Aynı zamanda kitlelerin çıkarlarına ihanet eden, proletaryayı yanıltıp onu tarihsel misyonundan caydırmak için çalışanlarla mücadele etmenin zorunluluğunu öğreniyoruz onlardan.
Onların tüm korkuları aşan mücadele mirasları bize şunu hatırlatıyor: “Biz proleterlerin zincirlerimizden başka kaybedecek hiçbir şeyimiz yok, tersine kazanacağımız yeni bütün bir dünya var”
KOLOMBİYA KOMÜNİST PARTİSİ (KIZIL FRAKSİYON)
Sevgili yoldaşlar, sıcak ve kızıl komünist selamlarımızı kabul edin.
Sınıfımız, proletarya, komünizm mücadelesinde şehitlerimizin, kahramanlarımızın ve sınıf kahramanlarının kanlarıyla tarihe yazılan büyük destansı savaşlar vermiştir.
Bugün, Kolombiya’daki her bir yoldaşımız sınıfımızın sadece bir parçasıdır. Damarlarımızda sınıfımızın, şehitlerimizin kanı akıyor ve biz onu, kahramanlarımızın ve kadın kahramanlarımızın örneğini izleyerek partiye ve devrime hizmet etmek için cömertçe dökeceğimiz an gelene kadar bedenlerimizde onurla taşıyoruz. Kolombiya’daki seksiyonumuz sınıfın seksiyonlarının yalnızca bir parçasıdır. Dolayısıyla sınıfımızın, Kolombiya proletaryasının ve uluslararası proletaryanın şehitlerinin kanını taşıyoruz.
Bedenlerimizde Paris Komünü kahramanlarının, büyük Rus devriminin, büyük Çin devriminin, Peru, Türkiye, Hindistan ve Filipinler’deki şanlı halk savaşlarında şehit düşen kahramanların kanı bulunuyor. Kalplerimizde Kolombiya’da komünizm mücadelesinde canlarını veren kahramanların kalbi atıyor. Onlar sadece unutulmadılar, aynı zamanda bizimle birlikte yaşıyorlar.
Proletaryanın kahramanlarını andığımızda, onların bayraklarını ve tüfeklerini şehit düşen savaşçıların ellerinden alıyoruz. Sınıfın kahramanlarına sonsuz şan ve şeref verdiğimizde, onların anısına ölüme meydan okumaya ve emperyalizm, gericilik ve revizyonizmle ölümüne savaşmaya yemin ediyoruz. Şehitlerimizi andığımızda, sınıfın kanını damarlarımızda hissetmek için yumruklarımızı sıkar ve her gün daha büyük bir çaba ve alçakgönüllülükle sınıfa hizmet etmek için tembel bireyciliğe karşı savaşırız. Şehitlerimizi hatırlamak, altın komünizme doğru yürümek için saflarımızı sıklaştırmak demektir.
Ülkemizde komünizm için canını veren Kolombiyalı komünist yoldaş Pedro Vasquez Rendón’a sonsuz onur ve şan! Proletaryanın tüm kahramanlarına ve kadın kahramanlarına sonsuz onur ve şeref!
Parti ve devrim şehitleri demokratik devrim mücadelemizde yaşıyor!
VORBOTE YAYIN BÜROSU, AVUSTURYA
Yoldaşlar,
Parti ve Devrim Şehitlerini Anma Haftası vesilesiyle Türkiye’nin komünistlerine, devrimcilerine, mücadeleci proletaryasına ve savaşan kitlelerine proleter sınıf selamlarımızı iletiyoruz!
TKP/ML’nin çok sayıda değerli kadro ve savaşçısının yanında uluslararası alanda oldukça değerli komünist önderler ocak ayında gericilik tarafından katledildiler. Bu nedenle TKP/ML 1978’deki 1. Konferansında onların anısını onurlandırmak ve savunmak için ocak ayının bu son haftasını “Parti ve Devrim Şehitlerini Anma Haftası” olarak ilan etmişti!
Bugün Yeni Demokratik Devrim için Halk Savaşının içinde TKP/ML ve Türkiye devriminin şehitleriyle birlikte, Proleter Dünya Devriminin bir parçası olarak, onlarca yıllık kararlı mücadelenin mirasını savunuyoruz. Türkiye Komünist Partisi’nin kurucusu Mustafa Suphi ve 15 yoldaşı, Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’nin önderi Lenin’in etkisi ve yol göstericiliğinde mücadele ettiler. Bu ay ölümünün 100. Yıl dönümü vesilesiyle onu özellikle anmak istiyoruz! Komünist ve devrimci hareket, Stalin yoldaşın önderliğinde Nazi faşizmine karşı zaferle sonuçlanan bir yükseliş yaşadığında, bu Türkiye’ye de yansıdı.
Çin’deki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin ışığı altındaki Proleter Dünya Devrimi dalgası, İbrahim Kaypakkaya yoldaşı Maoizm aşamasında Türkiye’de devrimci yolu sürdürmek için ateşledi.
Revizyonizme karşı kararlılıkla mücadele etti, Partiyi kurdu. Emperyalizm ve Proleter Devrimler Çağında Türkiye’de Yeni Demokratik Devrim’in yolunun zafere doğru ilerlediği günümüz koşullarında muzaffer bir proleter devrimin temellerini atan Kaypakkaya yoldaş olmuştur.
Son yıllarda kapitalizmin, tekelci aşaması olan emperyalizmin genel krizi hızla derinleşmiş ve bu proletarya ve geniş kitleler için ağır bir yoksullaşma anlamına gelmektedir. Emperyalist savaş tehlikesi, emperyalistler arasındaki çelişkinin bir ifadesi olarak silahlanma ve militarizmin yükselen seyri, her şeyden önce emperyalizm ile ezilen halklar ve uluslar arasındaki çelişkiyi derinleştirerek muazzam adımlarla ileriye doğru taşımaktadır. Bu durumda, yeni bir Proleter Dünya Devrimi dalgası şimdiden olgunlaşmaktadır.
Çelişkilerin yoğunlaşması, emperyalist merkezlerde olduğu kadar ezilen ülkelerde de isyanlara, kitlesel protestolara, grev dalgalarına neden olmaktadır. Filistin’de yeni bir zirveye ulaşan ulusal kurtuluş mücadelesinin altını çizmek gerekir.
Enternasyonal Komünist Birliği’nin kuruluşu da bu koşulların; devrimin öznel güçlerinin bir ifadesi olarak gerçekleşmiştir ve tüm komünistler ve devrimciler tarafından sıkı bir şekilde selamlanmalıdır!
Proleter devrim gökten düşmez, kendiliğinden gelişmez. Komünistler ne idealisttirler ne de bozguncu. Bu aynı zamanda, bu yıl 90. Yıl dönümünü kutlayan Avusturya’daki 12 Şubat 1934 tarihli şanlı anti faşist silahlı savunma mücadelesinin de bir dersidir.
Avusturya Komünist Partisi askeri bir yenilgiyi siyasi bir zafere dönüştürmeyi başardı. O dönemde güçlü bir kitle partisi olduğu için değil, arkasında uzun yıllar süren ideolojik mücadele, devrimci yön ve çizgi için çetin bir iki çizgi mücadelesi olduğu için, bu fırtınalı zamanlarda doğru yönelimi ve liderliği sağlayabildi. Bu vesileyle, Avusturya Komünist Partisi’nin (KPÖ) çok sayıdaki şehitlerini de anmak ve onları onurlandırmak istiyoruz!
İbrahim Kaypakkaya yoldaş Aralık 1969’da şöyle yazmıştı: “Şehitlerimizin kanı, ulusal kurtuluş mücadelelerindeki kararlılık ve bu baskı altında çelikleşen bilinç, emperyalizmin ve diğer ulusal kurtuluş düşmanlarının sonunu hazırlar.”
Şehitlerimizin mirası, bizi ideolojik olarak sağlamlaştıran bir mirastır. Uluslararası proletaryanın büyük mücadele deneyimlerinin bir parçasıdır, Marksizm-Leninizm-Maoizm’in bir parçasıdır! Yoldaşlar, öncülerimizin ve şehitlerimizin mirasına sahip çıkalım, o zaman mücadelenin sonraki aşamalarının görevlerini anlayacak ve zafere yürüyeceğiz!
Toprağa düşen kahramanlar, parti ve devrim şehitleri mücadelede yaşamaya devam ediyor. Onların davaya adanmışlıkları ve unutulmaz mirasları proletaryanın ve halkların kalbinde sonsuza dek yaşayacak!
Yaşasın Şanlı Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist!
Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşin!