Özgürlükçü Demokrasi çalışanlarına toplam 14 yıl hapis cezası verildi

HABER MERKEZİ- Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin 3’ü tutuklu 14 çalışanı hakkında görülen duruşmasında mahkeme heyeti kararını açıkladı. Gazetecilere 14 yıl 4 ay hapis cezası verildi.

Kapatılarak mallarına el konulan Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin 3’ü tutuklu 14 çalışanının yargılandığı davanın 5’inci duruşması İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tutuklu yargılanan gazetenin İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar ve editörler Mehmet Ali Çelebi ile Reyhan Hacıoğlu duruşmada hazır bulundu. Tutuksuz gazeteciler İshak Yasul, Hicran Urun, Pınar Tarlak ve Ramazan Sola’nın hazır bulunduğu duruşmaya Mizgin Fendik SEGBİS’le katıldı.

Duruşmada ilk olarak gazete çalışanı Pınar Tarlak savunma yaptı. Tarlak, savunmasında suçlamaları kabul etmedi. Ardından savunma yapan tutuklu gazeteci Mehmet Ali Çelebi, “Adalet ayrıştırma ve kutuplaştırmanın panzehridir. İddia makamı ayrıştırıcı bir dille iddianame hazırlamıştır. Bir kurguyla iddianame hazırlanmıştır. İddianame ve mütalaada üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Suçlamaların hepsi gazetecilik faaliyetidir. Gazetenin bütün sayıları savcılık denetiminden geçmektedir” dedi. Çelebi, “Yargı ve hukuk keyfiyete göre işlenebilir mi? İşlenemez. Gazetecilik rehin tutuluyor, gazetecilik hapsediliyor. Hukuk soyut iddialarla karar veremez. Gazeteciliği hapsetmek demokrasiyi hapsetmektir” dedi.

URUN: GAZETECİLİK YARGILANIYOR

Gazeteci Hicran Urun da, savunmasında iddianamenin tamamının haberlerden oluştuğunu ve gazeteciliğin yargılandığını dile getirerek, “İddianamenin tamamı haberlerden oluşuyor ve burada gazetecilik yargılanıyor. Gazetenin muhalif yayın çizgisi yargılanıyor burada. İktidar kendinden olmayan herkesi terörist olarak görüyor, yargıda buna hizmet ediyor. Örgüt üyeliğine delil olabilecek tek bir somut delil yok. Burada sadece gazetecilik yargılanıyor. Habertürk, Efrin döneminde yaptığı bir haberinde bir babanın ‘ÖSO kadınlara tecavüz etti’ sözlerini ‘YPG kadınlara tecavüz etti’ diyerek çevirmişti. Biz de Habertürk gibi yapmış olsaydık bugün burada olmazdık” diye konuştu.

Gazetenin Yazı İşleri Müdürü İshak Yasul da, suçlamaları kabul etmediğini dile getirdi.

HACIOĞLU: SORUMLULUĞUMUZU YERİNE GETİRİYORUZ

Tutuklu gazeteci Reyhan Hacıoğlu da yaptığı savunmada, 15 aydır yaptıkları gazeteciliği kanıtlamaya çalıştıklarını dile getirerek, “Bizler yaptığımız haberleri yaşayan gazetecileriz. Hiçbir örgütün SGK’lı, düzenli maaşı verilen bir üyesi yoktur. Disk Basın İş üyesiyim. Bu davada siyasi bir süreç işletiliyor. Burada bulunmamızın nedeni haberlerimizin bazılarını rahatsız etmesidir” dedi.

Hacıoğlu, “Bizim topluma karşı bir sorumluluğumuz var, hakikat sorumluluğudur bu. Biz bu sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Bunun karşılığında 15 aydır özgürlüğümüz elimizden alınmış durumda. Yaptığımız haberler gazeteciliktir, yaptığımız gazeteciliktir” diye konuştu.

SON SÖZLERİ SORULDU

Savcı, mütalaasını tekrar etti. Ardından mahkeme heyeti, gazetecilere son sözlerini sordu. Mehmet Ali Çelebi, son sözünde “Basın özgürlüğü çerçevesinde faaliyet yürüttük. Basın özgürlüğünün cezalandırılmaması gerekiyor” dedi.  Hicran Urun da, “Bu iddianamede gazetecilik yargılanıyor. Gazetecilik yargılanamaz” dedi. Reyhan Hacıoğlu da son sözünde “Bizler hakikat gazeteciliği yaptık. Hakikat gazeteciliği yargılanamaz” diye belirtti.

Mahkeme heyeti verdiği aranın ardından kararını açıkladı. Kararda Pınar Tarlak, Ramazan Sola ve Mizgin Pendik için beraat kararı verdi. Hicran Urun, Reyhan Hacıoğlu, İshak Yasul’a “örgüte yardım etmek” suçlamasıyla 3’er yıl birer ay 15’er gün hapis cezası verdi. Yasul’a ayrıca propaganda dan 1 yıl 6 ay 22 gün, Mehmet Ali Çelebi’ye de “yardım etmek” iddiasıyla 3 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Gazetenin İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar’a da silah bulundurmaktan 10 ay hapis cezası verdi.

Mahkeme, Hacıoğlu, Çelebi ve Yaşar için tahliye kararı verdi.