HABER MERKEZİ- Yüksek öğretim süreci tüm öğrenciler için ‘paran varsa eğitim alabilirsin’ anlamına geldi. Yoksul aile çocuklarının özel üniversiteye gidebilmesi neredeyse imkansız…
Özel üniversitelerde eğitim görmek cep yakmaya devam ediyor. Ücretler, özel üniversiteler arasında farklılık göstermekle birlikte geçen seneye göre yüzde 20-30 arasında zamlandı.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Başkanı Feray Aydoğan, eğitim kurumlarında yaşanan özelleştirme politikalarının artarak devam ettiğini belirterek; “Yüksek öğretim süreci artık tüm öğrencilerimiz için ‘paran varsa eğitim alabilirsin’ anlamına gelmektedir. Özellikle yoksul aile çocuklarına üniversitelerin kapıları tamamen kapanmış durumda” dedi.
Üniversiteleri akademik başarıları doğrultusunda değerlendiren University Ranking by Academic Performance’ın (URAP) sıralamasına göre, ilk 10’da yer alan vakıf üniversitelerin 2019-2020 eğitim ücreti, tıp fakülteleri hariç 45 bin TL ile 96 bin 500 TL arasında değişiyor. Ücretler, geçen sene 36 bin 450 TL ile 76 bin 500 TL arasındaydı. Tıp fakültesi ücreti ise en düşük 63 bin 420 TL olarak öne çıktı. En yüksek ise 133 bin TL olarak kaydedildi. Tıp fakültelerinin geçen sene ücreti 45 bin TL ile 105 bin 500 TL arasındaydı.
Cumhuriyet gazetesinde yer alan habere göre, Yükseköğretim Kurumu’na (YÖK) göre Türkiye’de 207 tane üniversite bulunuyor. Bunların 73’ü vakıf, 134’ü devlet üniversitesi. 2018-2019 döneminde devlet üniversitesinde okuyan öğrenci sayısı 4 milyon 41 bin 769, vakıf üniversitelerinde okuyan öğrenci sayısı da 378 bin 930 oldu.
Öte yandan yurt ücretleri de son beş yılda yüzde 40 arttı. TÜİK verilerine göre 2013 sonunda 259 TL olan ücretler 2018 sonunda 365 TL’ye yükseldi.
BEŞ MÜHENDİSTEN BİRİ İŞSİZ
Çok fazla üniversite açılması, beraberinde çeşitli problemler de getiriyor. Türkiye İş Kurumu verilerine göre, kayıtlı lisans mezunu işsiz sayısı 664 bin 507.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, üniversitelerin mühendislik fakültelerinden mezun olan her beş kişiden birinin işsiz kaldığını söyledi. Altyapısı yetersiz üniversiteler ile köklü üniversitelerden mezun olanlar arasında fark olduğunu aktaran Koramaz, eğitimin kamusal bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğini belirtti ve birçok üniversite açma amacının eğitim değil, ticari kâr olduğunu kaydetti.
Koramaz, eğitim maliyetlerine ilişkin olarak da, “Üniversiteye girebilmek yoksullar için neredeyse imkânsız hale geldi. Ailede iki kişi çalışıyor, birinin maaşı özel üniversitelere gidiyor” diye konuştu.