HABER MERKEZİ- Dersim’in Ovacık ilçesinde 10 Temmuz’da çıkan çatışmada hayatını kaybeden Hıdır Çallı ve Taylan Kutlar’ın aileleri, cenazelerinin verilmesini istedi.
Dersim’in Ovacık ilçesinde 10 Temmuz günü çıkan çatışmada hayatını kaybeden Hıdır Çallı ve Taylan Kutlar’ın cenazelerinin ailelerine verilmemesine ilişkin aileler ve avukatları İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, Cumartesi Aileleri ile çok sayıda kişi katıldı. Açıklamanın yapıldığı salona üzerinde Çallı ve Kutlar’ın fotoğrafının bulunduğu “Cenazelerimiz teslim edilsin” pankartı asıldı.
‘HUKUKA AYKIRI BİR DURUM’
Toplantıda ilk olarak söz alan ailelerin avukatları Sezin Uçar, bugüne kadar buna benzer birçok durumla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, “Garzan Mezarlığından alınan ve verilmeyen cenazeler buna örnektir. Müvekkillerimiz yaşamını yitireli iki ay oldu. Bu cenazelerin verilmemesi ve cenazeye işkence bir devlet aklının ürünüdür. Adli Tıp bu devlet organının bir kolu haline geldi. DNA yapılması çok rahat bir şekilde ve kısa bir şekilde yapılabilecekken iki aydır daha verilmiş değildir. Bu hem Türkiye’nin hukukuna hem de Türkiye’nin dahil olduğu uluslararası hukuka aykırı bir durumdur. Ailelerimiz kendi örf ve adetlerine göre cenazelerini gömmeyi istemektedir. Ancak devlet cenazeleri vermeyerek bu şekilde ailelere gözdağı vermeye çalışıyor” diye belirtti.
‘İKTİDARIN BİR POLİTİKASI’
Ardından söz alan Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY DER) Eş Başkanı Sultan Karasu, cenazelerin ailelere teslim edilmemesinin uzun süredir iktidarın uyguladığı bir politika olduğunu söyledi. Daha önceden Bitlis’in Yukarı Ölek (Oleka Jor) köyünde bulunan Garzan Mezarlığı’nda 270’e yakın cenazenin çıkarıldığını hatırlatan Karasu, “İki senedir bu cenazeler ailelere teslim edilmiş değil. Bu ne yazık ki bir politika haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.
‘BİR SAVAŞ SUÇUDUR’
İktidarın bu tür politikalarla göz dağı vererek kendini yaşatmaya çalıştığını dile getiren İHD İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Aygül de, “Bu uygulama ne insan haklarına ne de toplumun vicdanına sığan bir şeydir. Hiç kimse başka bir kişinin yakınını gömme hakkını engelleyemez. Bu bir savaş suçudur. Bu hak ihlalinin artık giderilmesi gerekir. Cenazeler aileler derhal verilmelidir” dedi.
‘CENAZELERİMİZE SAHİP ÇIKALIM’
Ardından konuşan HDP Milletvekili Musa Piroğlu, cenazelerin verilmemesi insanlık tarihinin en fazla lanetlediği şeylerden birisi olduğunu söyledi. İnsanlık tarihinin başlangıcından beri cenazelerin sahiplenilmesinin bir değer olduğunu ifade eden Piroğlu, “AKP bu insanlık değerlerine saldırarak ayakta kalmaya çalışıyor. Buna benzer uygulamalara daha önce Rojava’da rastlamıştık. Oradan gelen cenazeler ailelere verilmiyordu. İktidar şimdi bunu ülke içinde de yapıyor. Buradaki cenazeleri de ailelerine vermiyor. Bu iktidar kendini sınırlayan her şeyden kopmuştur. Bu yüzden kendisini sınırlayan her şeye saldırıyor. Bu cenazenin verilmesi iki anlam taşıyor. Birincisi bu aileye bir cezadır. İkincisi ise bununla toplumu vicdanından yoksun kılmaya çalışıyor. Biz topluca sahip çıkabilirsek başarabiliriz. İktidarın bu politikalarına karşı ya hep birlikte direneceğiz ya da hep birlikte altında kalacağız. Buradan bütün demokrasi güçlerine seslenmek gerekir. Cenazelerimize sahip çıkalım” diye konuştu.
‘ENGEL KALDIRILSIN’
Ardından aileler adına basın açıklamasını okuyan Emrah Topaloğlu, 60 gündür Çallı ve Kutlar’ın cenazelerinin ailelerine verilmediğini hatırlatarak, şunları belirtti: “Ölüm haberinin alınmasının ardından aileler ve avukatları Malatya Adli Tıp Kurumuna giderek gerekli başvurularda bulunmuş, DNA eşleştirmeleri için örnekler vermişlerdir. Ancak aradan 1 ay geçtikten sonra kardeşlerden alınan örneklerin kullanılamayacağını ve DNA eşleştirmesi yapılması için anne ve babalardan kan alınmasını söylediler. İkinci örneklerin verilmesinin üzerinden yaklaşık bir ay geçti. Aradan geçen bu 2 ay içinde Malatya Adli Tıp Tunceli Adliyesi ve İstanbul Adli Tıp Kurumu arasında gidip geldik. Ailelerin ölüm haberine duyduğu üzüntünün üstüne bir de cenazelerini alamamanın üzüntüsü eklenmiş oldu. Aileleri ve avukatları bilgi almak için gittikleri adli tıp kurumundan sonuçların henüz çıkmadığı cevabını aldılar. Ancak farklı kanallardan konuyu sorduğumuzda Adli Tıp Kurumundan ‘Sonuçlar bayramdan önce çıktı gerekli eşleşme yapıldı tekrar neden örnek istediklerini anlamadık’ cevabını aldık. Bayramdan önce yapılan eşleştirme sonucu esas alınarak cenazelerin ailelerine teslim edilmesini ve defin işlemlerinin bir an önce yapılmasının önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz.”