“Proletaryanın egemenliği ele geçirme uğrundaki savaşımında örgütten başka hiçbir silahı yoktur.” Lenin
Bu öğreti, bugün de yol göstericiliğinden, öneminden bir şey kaybetmedi. İşçi sınıfı ekonomik-demokratik-politik mücadelesinde, sendika, kooperatif, yardımlaşma ve dayanışma derneği, kültür ve sanat merkezi gibi birden fazla müfrezeye sahip olabilir, ancak bu müfrezeler doruğa çıkan bir kitle gücüne bile sahip olsa, Partinin oynadığı rolü oynayamaz. Çünkü parti dışında hiçbir müfreze iktidarı ele geçirme ve iktidarı yönetme güç ve yeteneğine sahip değildir. Sosyal devrim iddiası taşıyan her sınıf hareketi sınıf savaşımının değişen her koşulunda, devrim ve partinin temel sorunlarına kafa yorup, çözüm üretmek zorundadır.
Sendikal alanda, DKÖ’lerde, kültür ve sanat merkezlerinde, çevre örgütlerinde nicel bir kitle gücü örgütlenebilir. Ancak bu güç Proletarya Partisi çatısı altında saflara çekilmedikçe “kendinde bir güç” olmaktan öteye geçemez ve iktidarı ele geçirmenin güçlü potansiyeli haline gelemez. Çünkü parti dışındaki, örgütlenmelerin hiçbiri iktidarı ele geçirme ve yönetme aygıtı değildir. Ne böyle bir misyona sahiptir ne de böyle bir amacı ve hedefi vardır. Demokratik, mesleki, kültürel örgütlenmeler, nitelik amaç ve hedefleri gereği iktidarı ele geçirmeyi hedefleyemez. Doğası ve niteliği gereği esnektir. Hedef ve amaçları açısından da dar ve sınırlıdır.
Parti ve parti sorunlarının çözümü aynı zamanda devrimci savaş sorunlarının da çözümüdür. Devrimci savaşın yaygınlaşıp derinleşerek gelişimi için, devrimin sosyal partisinin varlığı, yol göstericiliği yaşamsal ihtiyaçtır. Devrimci parti olmadan, proletarya önderliğinde örgütlenip yürütülmek istenen devrimci savaş, maddi bir güce dönüşemez. Gerici zorba iktidarı tehdit eden, sıkıştıran zorlayan ve onu parça parça yıkan bir aygıt durumuna gelemez. Parti, basit sıradan bir müfreze değildir. Üzerinde yükseldiği zemin sınıfsal ve bilimseldir. Bileşenleri toplumun ve sınıfın “en ileri, en bilinçli, en fedakar, en cesur”ları ile dolu olan bilinçli ve ileri bir müfrezedir. Ekonomik-politik-sosyal yaşama ait temel bilgilerle dolu olan, öncü ve örgütlü bir müfrezedir. Devrim bilgisiyle, sınıf savaşımının gelişim yasaları, örgüt biliminin ilke ve kuralları bilgisiyle dolu olan öncülük ve yöneticilik yeteneğine sahip olandır.
Belirleyici ve tayin edici rol oynayan partinin, temel bileşenleri içinde yer alan sınıf bilinçli proleterler, birbirinden farklı sınıf ve tabakaların yürüttüğü devrimci hareketleri ortak bir nehirde toparlamak, partiyi devrimi gerçekleştirecek seviyeye getirmek göreviyle karşı karşıyadır. Demokratik hak ve özgürlük talebi uğruna yürütülen demokrasi ve özgürlük hareketini, başta topraksız-yoksul ve orta halli köylülerin toprak köleliğine karşı toprak ve ekmek mücadelesini, ezilen bağımlı Kürt ulusunun eşitlik ve özgürlük mücadelesini, işçi sınıfının burjuvaziye karşı demokrasi ve devrim mücadelesini ortak bir devrimci potada örgütlemek birleştirmek görevi partinindir. Bunun için politik ve örgütsel deneyimlere sahip, hedefe giden yolda bütün engelleri aşabilecek, her türlü tehlikeyi göze alabilecek bir parti yaratma görevi temel bir görevdir.
Partiyi, devrimi gerçekleştirme seviyesine getirmek demek, çeşitli milliyetlerden emekçi halkı örgütleme bilimiyle parti etrafında toparlamaya ve örgütlemeye başlamak ve belli adımlar atmak demektir. İlk adım ve bunu takip eden süreğen adımlar atmak, kesintiye uğramadan giderek ivmesi ve niteliği yükselen adımlar atmak, yapılması gereken budur. “Taşı delen suyun gücü sürekliliğindedir” felsefesi ile hareket etmek gerekir.
Devrimci savaşı, partiyi ve kitleleri örgütlemek için ideolojik karışıklığın ortadan kaldırılması kadar, örgütsel karışıklığın da ortadan kaldırılması şarttır. İdeolojik birlik tek başına yeterli değildir. İdeolojik birlik üzerinde yükselen örgütsel birlik kitleleri örgütleme, eğitme, savaştırma gücüne vararak, maddi güce dönüşür.
Maddi güçten bahsedilir. Nedir maddi güç? İdeolojiyi, düşünceyi, maddi gücü dönüştüren toplumsal ve sınıfsal zemin nedir? Bu sorulara doğru ve bilimsel yanıt verildiği oranda sorunlar ortadan kalkar, yerine çözüm bekleyen yeni çelişki ve farklı sorunlar ortaya çıkar. Einstein’ın (atom teorisi) izafiyet teorisi e=mc2 önce bir düşünce, gerçekleşmeyi bekleyen bir tez idi. Bu tez, bu düşünce insanlığın yıkımı ve imhası pahasına bir enerjiye ve güce dönüştü. Ortaya atıldığında bu tezin sınırsız bir enerji gücüne dönüşeceğine inanların sayısı sınırlıydı. Ancak, kısa süre içinde pratiğe uygulanan bu tez, insanlığı yıktığı gibi bilimsel olmayan ön yargıları da yıktı.
İdeolojinin milyonlarca “Baldırı çıplak” tarafından maddi güce dönüşmesini sağlayan mekanizma ve aygıt, MLM bilimiyle donanan proletarya partisidir. Parti olmadan ideolojinin maddi güce dönüşmesi gerçekleşemez. Tıpkı izafiyet teorisinde, ateşleyicinin kütleyi enerjiye dönüştürmesi gibi. Ateşleyici olmadan madde enerjiye dönüşmez.
Berrak ve bilimsel bir dünya görüşü, yasaları ve kurallarıyla işleyen bir aygıt, yani parti. Parti ilk ateşleyen ve maddi güce dönüştüren yüksek enerji kaynağıdır. Temelinde yanlışlık olan ideoloji, işleyişinde karışıklık olan örgütsel bir aygıt, yüksek düzeyde bir enerjiye yani maddi bir güce dönüşemez. Bu öğreti ışığında, Kaypakkaya’nın ortaya koyduğu berrak bilimsel tezlerin maddi güce dönüşmesi için yasa ve kurallarıyla, doğru ve süreğen tarzda işleyen bir aygıt yaratmak, var olanı işlerli ve süreğen hale sokmak, aksayan yanlarını düzeltmek, düşünme, çalışma ve savaş tarzında niteliği yükseltmek, vazgeçilmez temel görevdir.
Bütün çaba ve emek; niteliği yükseltmek, işleyen bir mekanizma yaratmaktır. Parti inşasında derinleşmek, kitleleri ve devrimci savaşı örgütleme çalışmasında yoğunlaşmak görevi, devrimin başından sonuna kadar süren temel stratejik bir görevdir. Bu görevin başarılması için Proletarya Partisi’nin irade ve eylem birliğinin güçlenmesi, saflardaki birlik ve beraberliğin güçlenmesi, faaliyetçiler arasındaki karşılıklı güvenin pekişmesi ve gerçek bir ekip çalışmasının yaratılması gerekir. Görev çok yönlü ve zordur, ancak başarılamaz değildir.
Sosyal devrim partisinde ideolojik ve örgütsel birlik yaratılamadan her türden küçük burjuva düşünce ve hareket tarzına son verilmeden işler yürümez. Merkezileşmiş bir parti yaratılmadan ve bu merkezin yol göstericiliğinde ve denetiminde yerel örgütlerin düşünme, çalışma ve mücadele tarzlarının devrimcileşmesi, devrimci savaş ve devrimci yaşam alışkanlıklarının kazanılması gerçekleşmeden gerilikler aşılmaz ve sorunlar ortadan kalkmaz.
Komitelerde ortak çalışma bilinci ve moral birliği güçlendirilmelidir. Ortak çalışmanın zayıflaması, amatör çalışma yöntemlerinin gelişmesi, sıkı disiplin yokluğu, örgütsel dağınıklığa yol açar. Örgütsel dağınıklık ve karışıklık, ortak irade ve eylem birliğini zedeler ve devrim yürüyüşünü zayıflatır. Partinin devrimi gerçekleştirecek düzeye gelmesi, herkesin partinin merkezi yönetiminde ve disiplini altında hareket etmesi demektir. Partiye sıkı sıkıya bağlanmak demektir. Partinin bütünü irade birliğiyle, hareket birliğiyle, disiplin birliğiyle kaynaşmış, tek ve ortak bir müfrezede birleştiği zaman ancak parti işçi sınıfının savaşımını fiilen yönetebilir. Tek bir hedefe doğru götürebilir.
Savaşçı partide düzenli, sıkı disiplin olmadan önder rolünü oynayamaz. Sıkı disiplin parti kararlarının bilinçli ve yaratıcı tarzda yerine getirilmesiyle gerçekleşir. Parti kararlarını yerine getirmeme “hakkı” anarşik bir haktır. Buna müsaade edilemez. Parti içinde bu anarşik hak, özerkliği geliştirir ve küçük burjuva ayrıcalığı, gevşekliği başıbozukluğu yaratır, bu durum partinin örgütsel maddi birliğini zedeler, örgütsel karışıklık yaratır. Örgütsel dağınıklık, karışıklık ve amatör çalışma tarzı, küçük burjuvazinin ideolojisinden beslenen oportünizmdir, Menşevizmdir. Menşevizm ise kendiliğindencilik ve ilkesizliktir.
Devrimci savaşı ve kitleleri örgütleme iddiası taşıyan parti kendiliğinden gelişim sürecine bırakılamaz. Amatör çalışmaya müsaade etmez. Çünkü, amatör çalışma; olgulara ve gelişmelere genel-kaba yüzeysel yaklaşan ve uzaktan bir göz atmayla şekillenen küçük burjuva düşüncenin, pratiğe yansımasıdır. Bu durum, proletarya partisinin proleter karakteriyle Bolşevik niteliğiyle bağdaşmaz.
*Bu makale Yeni Demokrasi gazetesinin 38. sayısından alınmıştır.