31. İstanbul Onur Haftası Komitesi, 25 Haziran Pazar günü İstanbul Nişantaşı’nda gerçekleştirilen ve 113 kişinin işkenceyle gözaltına alındığı 21. İstanbul Onur Yürüyüşü’ne dair bugün yazılı bir açıklama yayımladı.
Komite, gözaltına alınan 113 kişiden beşinin TC vatandaşı olmadıklarını ve sınır dışı edilme risklerinin olduğunu belirterek “Aralarında kayıtlı ve kayıtsız göçmen statüsü de bulunan İran, Libya, Rusya, Portekiz ve Avustralya’dan olan arkadaşlarımızın bir an önce hukuki prosedürler uygulanarak haklarına erişmelerini talep ediyoruz,” dedi.
Avukata erişim hakkı
İlgili kurumların, söz konusu beş kişinin sınır dışı edilme riskine karşı konuyu takip ve desteğe çağrıldığı açıklamanın devamı şöyle:
“21. İstanbul Onur Yürüyüşü sırasında gözaltına alınanlar arasında bulunan, T.C. vatandaşı olmayan beş arkadaşımızın geri gönderilme risklerine, gözatında sağlık hakkına erişememe ve yaşadıkları ayrımcı muamelelere karşı tüm kamuoyunu ve ilgili kurumları takip ve desteğe çağırıyoruz.
“Aralarında kayıtlı ve kayıtsız göçmen statüsü de bulunan İran, Libya, Rusya, Portekiz ve Avustralya’dan olan arkadaşlarımızın bir an önce hukuki prosedürler uygulanarak haklarına erişmelerini talep ediyoruz. Bu kişiler herhangi bir resmi yasak kapsamında da olmayan protesto haklarından mahrum bırakılamayacağı gibi gözaltında da insani muamelenin en temel şartlarından olan avukata erişim ve sağlık hakkından mahrum bırakılamaz.
İranlı mülteciye idam kararı riski
“Bacağı ağır yaralı olan ve hastanede steril ortamda tedaviye ihtiyacı olan arkadaşımızın da hızlıca sevkinin yapılmasını talep ediyoruz. Doğru tedaviye ulaşamayan bu kişi, devlet kontrollü işkence koşulları altında hayatta kalmaya çalışmaktadır. Ülkelerine geri gönderilmesi durumunda hayatları güvende de olmayacak arkadaşlarımızın yakından takibinin yapılması için tüm kurumların desteğine ihtiyacımız var.
“İranlı arkadaşımızın İstanbul ilinde Uluslararası Koruma Statüsünde kayıtlı bir mülteci olduğunu, cinsel yöneliminden ötürü İran’a geri gönderilmesi halinde hakkında idam kararı verileceğini biliyoruz ve bundan ötürü oldukça endişeliyiz. Bu arkadaşımız tüm ailesi ile birlikte menşei ülkelerinde gördükleri işkenceler ve can güvenlikleri tehlikesinden ötürü 2013 yılından beri Türkiye’ye sığınmış olan mülteciler.
“İletişimimiz kopmuş durumda”
“Mültecilik iddiaları da kabul görmüş olan bu arkadaşımız şu an Tuzla Geri Gönderme Merkezinde tutuluyor ve iletişimimiz tamamen kopmuş durumda. Hakkında nasıl bir işlem yapıldığını veya yapılacağını bilmiyoruz.
“Bayram tatili nedeniyle yavaşlayan devlet bürokrasisinin mülteci, göçmen ve sığınmacıların yaşam koşullarını daha olumsuz etkilediğini biliyoruz ve bu keyfiliği kabul etmiyoruz. Herkesi bizlerle dayanışmaya çağırıyoruz.”
(HABER MERKEZİ)