HABER MERKEZİ- Halkların Demokratik Partisi (HDP), PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle cezaevlerinde altı ayı aşkın bir süredir devam eden açlık grevleri ve sonrasında 30 tutsağın başladığı ölüm oruçları için Meclis araştırması açılmasını istedi.
HDP’nin hukukçu Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulan başvuruda, ölüm oruçlarının yaşam hakkı çerçevesinde telafisi imkansız zararları beraberinde getireceği belirtilerek, Meclis’te derhal bir komisyon oluşturularak Meclis araştırması açılması talep edildi.
Meclis araştırması talebinin gerekçesinde, Leyla Güven ve hapishanedeki tutsakların açlık grevine başlamaları ve iktidarın sessizliği nedeniyle 30 kişinin ölüm orucuna başladığı hatırlatılırken, açlık grevinde olanların sağlık durumlarının ciddileştiği ve ihtiyacı olan vitaminlerin verilmediği aktarıldı.
“Bu durumun ise sağlık durumlarının daha da kötüleşmesine etki edeceğine kuşku yoktur. Ölüm orucunda ise sağlık durumlarının hızla kötüye gittiği, mahpusların kan kustuğu, aşırı kilo kaybettikleri, nefes almakta dahi zorlandıkları bilinmektedir. Buna rağmen koğuşlara bazen günde iki kez arama adı altında baskınlar yapılmakta olup mahpuslar baskı altına alınmaya çalışılırken fiziksel olarak da zorlandıkları bir süreç yaşatılmaktadır” ifadelerine yer verilen araştırma dilekçesinin gerekçesinin devamında şunlar kaydedildi:
‘LİMONA ZAM GELDİ DENİLEREK VERİLMEDİ’
“Tekirdağ, Diyarbakır, Bolu, Maltepe, Kandıra, Van, Şakran T1 Cezaevi baskınların gerçekleştiği cezaevleri olup Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde ölüm orucunda bulunanlara; şeker cezaevi doktorun direktifleri nedeniyle verilmemektedir. Ölüm orucunda olanlara bir süredir limon da verilmemiş olup gerekçe olarak limon fiyatının yüksek olduğu ve tedarikçi firmanın stoğunun tükendiği açıklaması yapılmıştır. Koğuşlara yapılan baskınlarda tutsakların radyoları, defter ve kitapları toplatılmış olup gerekçe olarak da uzun mesafe frekansı olabilme ihtimalleri gösterilmiştir. Gardiyanların mahpuslara yönelik provoke edici yöndeki davranışları artmıştır. Ölüm orucunda bulunan mahpuslarda yoğun yorgunluk ve yataktan çıkamayacakları ölçüde halsizlik yaşanmaktadır.
‘ÖLÜM ORUCUNDAKİ MAHPUSLARIN SAATLERİ KALDI’
Cezaevlerinin genelinde hijyen önemli bir sorun olup vücut direnci düşen ölüm orucu mahpuslarının enfeksiyona açık hale gelmeleri hastalık riskini artırmaktadır. Yine bazı cezaevlerinde akan suyun kirli olması enfeksiyon riskini artıran bir diğer unsurdur. Cezaevi görüşleri sonrası yapılan aktarımlara göre ölüm orucunda olan mahpusların yaşamı için saatler kaldığı ifade edilmektedir. Bunun ise son derece acı ve toplumsal kırılmayı derinleştirecek bir neticeye varacağı tartışmasızdır.”
‘ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALI’
“Ölüm oruçları açlık grevinin bir sonraki aşaması olup süresi kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte netice itibariyle ölümü beraberinde getirmektedir. Tarihte bunun pek çok acı örneği gerçekleşmiş olup, ölüm orucunda olanların İmralı Cezaevi sisteminin kaldırılmasına yönelik talepleri yerine getirilmediği takdirde devletin yaşatma sorumluluğunu yerine getirmediği bir durumun ortaya çıkması muhtemeldir. Cezaevlerindeki bireyler doğrudan devletin sorumluluğu ve kontrolünde olup, yaşam hakkı ihlallerinin olmaması için derhal bir çözüm üretilmesi gereklidir. Bu bağlamda ölüm orucunda olan 30 mahpusun sağlık durumlarının tespit edilmesi ve ölüm oruçlarının sonlandırılması için mahpusların taleplerinin yerine getirilmesi için araştırma komisyonu kurularak çalışmalara başlanması istemiyle bir meclis araştırması açılmasını arz ve talep ediyoruz.”