HABER MERKEZİ- Özgürlükçü Hukukçular Platformu(ÖHP) Hapishane Komisyonu’nun Mart- Nisan ayı hapishaneler raporunda, tutsaklara işkence ve kötü muamelenin arttığı, keyfi ceza uygulamalarının devam ettiği tespitine yer verilirken, sağlığa erişim hakkına yönelik engelin de sürdüğü belirtildi. Raporda, hapishanelere yönelik yeni bir saldırı dalgası gelebileceği noktasında da uyarı yapıldı.
Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) Hapishane Komisyonu, Marmara Bölgesi’nde bulunan hapishanelere dair iki aylık gözlemlerini raporlaştırdı. Mart ve Nisan ayını kapsayan raporda, hapishanelerdeki işkence ve kötü muameleyle birlikte yaşanan diğer hak ihlallerine yer verildi.
Raporda, hapishanelerde uygulanan üst aramasına dikkat çekilerek, “Onur kırıcı arama biçimlerinin yaygınlaşması temel bir mesele olarak tespit edilmiştir. Çıplak arama uygulamalarının yaygınlaşması bunun bir parçasıdır. Koğuşlarda yapılan aramalar da orantısız bir şekilde, baskın havasında gerçekleşmektedir” denildi.
“İşkence ve kötü muamele”, “Mektuplar”, Sağlığa erişim”, “Tecrit”, “Odalarda bulunan eşyalar” gibi başlıklardan oluşan 12 sayfalık raporda öne çıkan hak ihlalleri şöyle:
* Düzce T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde 5 Nisan günü tutsaklara çıplak arama dayatıldı.
* Silivri 5 No’lu Hapishanesi’nden Bandırma 2 No’lu T Tipi Hapishanesi’ne getirilenler çıplak aramaya zorlanmış, kabul etmedikleri için uzun süre bekletilip kötü muameleye maruz bırakıldı.
* Gebze Kadın Kapalı Hapishanesi’nde de çıplak arama dayatılmaya çalışılmış ancak tutsakların karşı çıkması üzerine hapishane idaresi geri adım atmak zorunda kaldı.
* Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Kapalı Hapishanesi’ndeki hastane ve adliyelere gidiş gelişlerde tutsaklar kameralara dönerek elbiselerini kaldırmaları ve içlerine giydiklerini göstermeleri konusunda yapılan baskı devam etti.
* Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi bakımından, direnmeyen her mahpusa çıplak arama ısrarı devam etti.
* Tecrit denince akla en başta gelen PKK Lideri Abdullah Öcalan’a ve İmralı Adası’nda kalan diğer tutsaklara yönelik uygulamalardır. Bir ada hapishanesi olarak tamamen kendi özgün koşulları olan bu yerde aynı zamanda avukat ve aile görüş hakkı tamamen ortadan kaldırılmıştır.
*Söz konusu hapishanelerde sosyal izolasyon çok yoğun olarak yaşanmaktadır. Sınırlı sayıda kişiyle, çok küçük boyuttaki hücrelerde yaşayan mahpusların psikolojik ve fiziksel olarak sorunlar yaşamaları kaçınılmazdır.
* 10 saatlik görüşme hakkının kullanımı şu an ciddi oranda engellendi. Yapılan ziyaretlerde Marmara Bölgesi’ndeki hemen hiçbir hapishanede farklı hücrelerden mahpusların haftada 10 saat havalandırmada bir araya gelmesine izin verilmediği ortaya çıktı.
*Silivri 9 No’lu Kapalı Hapishanesi’nde bulunan mahpus Hatice Çırğaniş 10 aylık gibi bir süre boyunca tek başına tutulduğunu, tek başına avluya çıkarıldığını, tek başına ortak etkinliğe çıkarıldığını ifade etti.
* Silivri 5 No’lu Hapishanesi’nde kalan Murat Bider, kendisinin göğüs kemiklerinde çökme olduğunu ve bu yüzden doktorun ‘göğüs protezi’ verdiğini ancak defalarca dilekçe yazmasına rağmen X-ray’dan geçmiyor gerekçesiyle haftalardır bu protezin kendisine verilmediğini söyledi.
* Silivri 9 No’lu Hapishanesi’nde bulunan Nasrullah Kuran, dizlerinde yaşadığı sağlık sorunlarından dolayı diz MR çekimi için hastaneye sevk sırasında hapishane dışına çıkarılması esnasında çift kelepçe uygulamasına maruz kaldığını ifade ederek durumu protesto ettiğini dile getirdi.
* Aile ziyaretleri 2. dereceden akrabalarla sınırlandırılmış, arkadaş görüşleri tamamen ortadan kaldırılmıştır. Aynı zamanda bazı hapishanelerde açık görüşlerin 2 ayda bir gerçekleştirilmesi söz konusu.
* Mektupların geciktirilmesi, yahut hukuka aykırı şekilde el konulması, karalanması en sık karşılaşılan durumlardandır.
*Düzce T Tipi Hapishanesi’nde mahpuslara gelen mektuplar ya çok geç, ya da hiç verilmiyor. Ayrıca tercüman olmadığı gerekçesi ile mahpusların Kürtçe yazdığı mektup ve kartlar gönderilmiyor, mahpuslara gelen Kürtçe yazılmış mektup ve kartlar da aynı gerekçe ile verilmiyor.
* Hapishanelerde kitap ve gazete sınırlaması olup, bazı hapishanelerde hakkında toplatma kararı dahi bulunmayan bazı kitaplar ile Evrensel, Birgün, Özgürlükçü Demokrasi, Umut, Atılım vb. muhalif gazeteler, mahpusların tüm taleplerine rağmen hiçbir şekilde hapishaneye alınmamaktadır. Özellikle Efrin Savaşı’nın başlamasından sonra, Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin engellenmesi yönlü uygulamalar artmıştır.
* Keyfi disiplin cezaları devam ediyor.
*Silivri hapishanelerinde ‘tek tip’ elbise sebebiyle açlık grevine girilmiş ve mahpuslara bu nedenle 1 ay kurum içi aktivitelerden men edilecek şekilde disiplin cezası verilmiştir. Efrin’de yapılan savaş, 15 Şubat’a ilişkin ve İmralı’da yapılan tecrit nedeni açlık grevine gidilmiş ve yine bu nedenlerle cezaevi yönetimine dilekçe verilmiş. Bu dilekçe ile ‘barışın esas alınması gerektiği, Savaşın insanlığa ve Kürt düşmanlığına hizmet ettiği belirtilmiştir’ hem bu açlık grevleri hem de bu dilekçe nedeni ile disiplin soruşturmaları başlatılmış olup savunmalar alınmaya başlanmıştır.
* Kandıra 2 No’lu T Tipi Hapishanesi’nde ise 8 kişilik koğuşta şu anda 23 kişi kalmaktadır. Yine Bandırma 2 Nolu T Tipi Hapishanesi’nde 10 kişilik koğuşlarda 20 kişinin kaldığı mahpuslar tarafından aktarılmıştır. Silivri Hapishanelerinde 3 kişilik odalar 6 kişilik olacak şekilde, 28 kişilik koğuşlar 37-38 kişi olacak şekilde fazla kapasite ile kalınmaktadır. Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi bakımından da benzer bir durum söz konusudur.
‘Hapishanelere yeni saldırı dalgası gelebilir’
Raporun sonuç bölümünde, hapishanelere yönelik yeni saldırı dalgaları geleceği belirtilerek, “Özellikle Silivri 5 Nolu’da yaşanan işkence vakaları, Maltepe, Bolu gibi hapishanelerde gündeme gelen ayakta sayım dayatmaları, çıplak arama uygulamalarının yaygınlaşması ‘güvenlik’ adı altında gelişecek yeni bir saldırı dalgasının habercisi olabilir” denildi. Raporda, ‘tek tip’ elbise uygulamasına bir kez daha karşı çıkılarak, ilgili KHK’nin derhal geri çekilmesi gerektiği vurgulandı.