HABER MERKEZİ- Tutsakların sistematik olarak infazlarının yakılmasına dair konuşan ÖHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyesi Avukat Berivan Bekçi, bugüne kadar yaptıkları itirazların yüzde 60’ının reddedildiğini dile getirdi.
Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri her geçen gün artıyor. Son süreçte tutsakların hapishanede katledilmesi ile sonuçlanan hak ihlallerinden biri de infaz yakmalar. Çeşitli gerekçelerle tutsakların “iyi halli” olmadığı iddia edilerek İdare ve Gözlem Kurulu’nun kararları ile infazlar yakılıyor. Kamuoyu, sivil toplum örgütleri, avukatlar itirazlarını her alanda yükselterek infaz yakmalarının son bulması için çalışmalar yürütüyor.
Yaşanan infaz yakmalara ilişkin konuşan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyesi Avukat Berivan Bekçi, infaz yakmaların insani, ahlaki ve hukuki bir yanı olmadığını belirtti.
Mahkeme kararını kurul belirliyor
Tutsakların cezalarının belli bir kısmını hapishanede geçirdikten sonra ya da hapishanede yaşayamaz durumda olduğunda koşullu salıverilme ile tahliye olma imkânı olmasına rağmen, “iyi halli” olmadığı gerekçesiyle hapishanede tutulmaya devam edildiğini dile getiren Berivan, “Ancak uygulamada kanunda saydığımız gibi durumlar gerçekleşmiyor. 2021 yılının ocak ayından bu yana cezaevinde yeni bir uygulamaya şahit oluyoruz. Cezaevlerinde kurulan İdare ve Gözlem Heyetleri mahpusun koşullu salıverilmesinin şartlarından olan iyi haline karar veren kurum oldu. Mahpusun iyi halli olup olmadığına karar veren hakimlikler ve infaz savcılıkları bulunuyordu. Bu kurul aynı zamanda yetki gaspıdır. Ama verdiği kararlar bağlayıcı oluyor. Onlar mahkemelere önceden bu kişinin tavrı budur diyorlar. Mahkemelere ve savcılıklara yapılan başvurular kurulun oluşturduğu ön karar nedeniyle reddediliyor” diyerek İdare ve Gözlem Kurulu’nun yetkisine dikkat çekti.
Onur ve öz değerlere saldırı
Pandemi gerekçe gösterilerek bazı hapishanelerde sosyal etkinliklerin yapılmadığını ancak “iyi halli” karar verilmesi için bu etkinliklere katılmanın zorunlu olduğunu aktaran Berivan, şöyle devam etti: “Etkinlikler kısıtlı yapılmasına rağmen İdare ve Gözlem kararlarında mahpusun ‘iyi halli’ olmamasına gerekçe olarak etkinliklere katılmaması değerlendiriliyor. Bu kurumun keyfi tutum sergilediğini görüyoruz. ‘İyi halli’ olmamaları infaz yakmalarına neden oluyor. Kişi cezasının bir yılı denetimli bir şekilde dışarıda geçireceği halde tahliye edilmiyor. Uygulamaları kabul etmeyen mahpuslara gösterdikleri tepkiden dolayı verilen disiplin cezaları tahliyelere engel oluyor. Aynı zamanda Gözlem Kurulu’nda sorulan sorular onur ve öz değerlere saldırı olacak nitelikte. 30 yılını cezaevinde geçirmiş bir insana ‘pişman mısın?’ demek o insanın yaptıklarını bir nevi hiçe saymaktır.”
Tutsak hücre cezası almış gibi gösteriliyor
Disiplin cezalarının da infaz yakmalara neden olduğunu ifade eden Berivan, üç hücre cezasının infazın bir kere yakılmasına neden olduğunu aktardı. Berivan, “Hücre cezası olmayan mahpusu bile hücre cezası almış gibi göstererek infazının yakıldığını öğrendik. Bu infaz yakmalar ile yıldırmayı ve inkârı amaçlıyorlar. Cezasızlık politikası söz konusu. Ceza infazının ilkelerine baktığımızda kişinin topluma tekrar kazandırılması amaçlanıyor ama bu ilkelerle bağdaşmayan uygulamalar yapılıyor. Kişileri topluma kazandırmamaya yönelik bir uygulama” diye ekledi. Ayrıca tutsakların infazının bitmesinin ardından tahliye olan tutsakların infazlarının yakıldığı gerekçesiyle tekrardan tutuklanmasının da hukuka uygun olmadığının altını çizen Berivan, “Bir kişi aynı suçtan iki defa ceza alması ceza hukukunun kendi ilkelerine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de aykırı” dedi.
İhtiyaçlarını karşılayamayacak tutsakların infazları yakılıyor
Hapishanede kalamayacak ve kendi ihtiyaçlarını karşılamayacak durumda olan tutsakların da infazlarının yakıldığını vurgulayan Berivan, infaz yakılmasından dolayı hapishanede olan hasta tutsakların hastalıklarının her geçen gün daha da arttığını belirtti. Berivan, “Bu kişilerin infazlarının yakılmasının insani, ahlaki ve hukuki bir yanı yok. ATK’nin ‘cezaevinde kalabilir’ yönünde rapor vermesi hukukla çelişiyor. Uygulama kişilerin yaşam hakkına saldırıdır. Düşman ceza hukukunu uygulamaya çalışıyorlar.” dedi.
Süreçlerin takipçisiyiz
Son olarak infaz yakmaların her geçen gün arttığını dile getiren Berivan, yakılan infazlardan ailelerin bilgi vermesi sonucunda haberdar olabildiklerini aktardı. Berivan, “Öğrendiğimiz kadarıyla en çok infaz yakmaları Tekirdağ ve Silivri’de yaşanıyor. Edirne’de de infaz yakılmaları yeni yeni duyuyoruz. ÖHD’nin Hapishane Komisyonu’nda yer alan avukatlar düzenli olarak cezaevlerine ziyaret gerçekleştiriyor. Gerekli yerlere başvurular ve itirazlar yapılıyor ve süreç takip ediliyor. Yapılan başvuru ve itirazlar yüzde 60 oranında reddediliyor. Kendilerince buldukları gerekçeler gösteriliyor ret kararında. Bundan sonraki süreçte de infaz yakmaların ve diğer yaşanan hak ihlallerinin takipçisi olacağız.” diye belirtti.
Kaynak: JinNews